Yeniden Refah Partisi (YRP) Gümüşhane Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Özgün son dönemde ülke gündemini işgal eden, çevresel konular ile ilgili her yazıda, her konuşmada atıf yapılan Dipsiz Göl olayının bir milat olması gerektiğini, soruşturma nedeniyle görevden uzaklaştırılan isimlerin değil mevzuatın sorunlu olduğunu belirterek bu isimlerin bir an önce görevlerine iade edilmelerini istedi.
Bu tür define arayışlarının önüne geçmek, tarihi ve doğal güzelliklerin gelecek nesillere aktarabilmek için gerekli yasal düzenlemelerin yenilenmesi gerektiğini kaydeden Başkan Özgün, “Her gün değişen ve gelişen teknolojiler ortadayken, söylentiler veya gerçek olup olmadığı belli olmayan haritalar üzerinden resmiyete uygun bir şekilde kazı izinlerinin alınabiliyor olması üzüntü vericidir. Dipsiz Göl’de yapılan kazıda bu duruma bir örnektir. Öte yandan elbette ki yasalar günün şartlarına göre düzenlenmelidir. Ancak bu düzenlemeler lokal olaylar çerçevesinde, günü kurtarmak isteyen siyasetçilerin anlık tepkilerine göre değil, konunun muhatapları tarafından yapılacak çalışmalar ile gerçekleştirilmelidir. Süreç başlangıcından itibaren incelenmeli, irdelenmeli ve sağlıklı bir şekilde değerlendirilmelidir” dedi.
“İzni şahıslar değil yasalar veriyor”
Dipsiz göl olayı ile ilgili kendi tespitlerini sıralayan Başkan Özgün, “İncelenmesi gereken birinci konu yukarıda da belirttiğimiz gibi izin sürecidir. ‘Neden kazı izni verildi, kesinlikle verilmemeliydi’ konularına fazla girmeden şunu belirtmek gerekiyor. Gümüşhane Müze Müdürlüğüne yapılan define arama izini talebi ile ilgili kurum yetkilileri tarafından gerekli yazışmalar yapılmış ve mevcut kanunların ışığında prosedürler yerine getirilerek vatandaşların talebine olumlu cevap verilmiştir. Verilen bu izin çok ciddi problemleri beraberinde getirmişse, bu durumun müsebbibi yasaları uygulayanlar değil yasaların ta kendisidir. O nedenle şahıslar değil kanunlar gözden geçirilmelidir ki bu tip olaylar ülke gündeminden kalkabilsin” diye konuştu.
“Yerel Gazetecileri Baskılamaya Çalışmayın”
Kendisinin de bir basın mensubu olduğunu hatırlatan Özgün, “İkinci konu ise basın etik kurallarıdır. Hiç kimse; ‘Dipsiz göl haberini neden yaptın, bak Gümüşhane’nin olumsuz bir şekilde ülke gündemine girmesine sebep oldun’ gibi sorularla özellikle yerel gazetecileri baskılamaya çalışmamalıdır. Ortada bir yanlış vardır ve bu yanlışı dile getirmekte gazetecinin asli görevidir. Lakin; ulusal basında kazı yapılan gölün değil de onun yaklaşık 100 kilometre ötesinde bulunan bir başka göl görüntülerinin kullanılmış olması, 200 kilometre ötedeki Kelkit Sadak Köyünde bulunan Satala antik kentinin Santa’da kazısı yapılan dipsiz göl ile ilişkilendirilmesi, akademik unvanları bulunan bazı kişilerin hiçbir bilgi ve belgeye dayandırmadan göl hakkında yaptığı ‘12 bin yıllık, 18 bin yıllık bir oluşum’ gibi açıklamalara yer verilmesi habercilik etik kurallarına uymamıştır. Buradaki sorumlu ise haberin kaynağı olan muhabir arkadaşımızdan ziyade kendini ön plana çıkartmak için uzatılan her mikrofona bilgi sahibi olmadan konuşan isimler, nerede olduğunu dahi bilmedikleri bir göl için açıklama yapan akademisyenler ve en önemlisi yalan yanlış bilgi ve görüntüler ekleyerek gerçekleri çarpıtan, algı oluşturan ve böylece haberi satmaya çalışan haber editörleridir” şeklinde konuştu.
“Basının gücü Gümüşhane’de hafife alınıyor”
İrdelenmesi gereken bir diğer konun Gümüşhane’nin önde gelen siyasetçi ve bürokratlarının süreci gerektiği gibi yönetememesi olduğunu iddia eden Özgün, “Buradaki en önemli sıkıntı, demokrasilerde dördüncü güç olarak belirtilen basın gücünün Gümüşhane’de hafife alınmasıdır. Özellikle ulusal medyada çarpıtılmış gerçekler üzerinden algı oluşturmaya yönelik haberlere kulaklarını tıkayan yöneticiler, Gümüşhane’de yaşananlar ile ilgili derdi olmayan siyasetçiler gelinen noktanın baş sorumlularıdır. Ülke genelinde oluşturulan algıya zamanında tepki vermeyip, günler haftalar geçtikten sonra çırpınmak bir sonuç vermez. Bor’un pazarı geçmiştir artık. Niğde’ye hareket etme zamanıdır” ifadelerini kullandı.
“Göreve iadeler bir an önce yapılsın”
Bu saatten sonra yapılması gerekenler noktasında önerilerini sıralayan Özgün, “Gümüşhane Valisine sahip çıkmak için koşuşturan Sivil Toplum Kuruluşlarımızın yöneticileri, soruşturma süresince görevden alınan 3 kardeşimiz için de aynı hassasiyeti göstermelidir. Kültür Turizm il Müdürümüz, Müze Müdürümüz ve Trabzon’dan görevlendirilen personelin bir an önce göreve iadeleri gerçekleştirilmelidir. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için gerekli yasalar çıkartılmalıdır. Kazı yapılan Dipsiz Göl’ü eski haline getirilmekle yetinilmemeli, çevrede düzenlemeler yapılarak duyarlı vatandaşların, bilimsel çalışma yapacak akademisyenlerin, Bor’daki pazarı kaçıran siyasetçilerin kullanımına açılmalıdır” dedi.
Halil Karakaş 5 Yıl Önce
Kalemine sağlık hüseyin bey memleketimiz için sizin gibi düşünenlere ihtiyacımız var
Nizam Tural 5 Yıl Önce
Mükemmel bir yazı. Her kelimesinin altına imza atabilirim. Şu anda bu konuya benzer bir konu da Kelkit Özen Köyü kaya mezarının benzer yok edilmesi. Bu konuyu da gündeme taşımanızı istirham ediyorum. Bakanlık Kültür envanterine giren bu doğa harikasının yıllar önce yanı başına taş kırma şantiyesi yapıldı bu da yetmezmiş gibi üç aya önce tam sit alanının yukarısına mermer arama izni verildi tahribat devam ediyor...saygılarımla
Ahmet 5 Yıl Önce
Sayın Başkan bilmediğin konuda yorum yapma. Dipsiz göle 12000 yıllık olduğunu söyleyen bilim adamı, göller konusunda uzman ve o bölgeyi de iyi biliyor. Söz konusu hoca buzul göller ile ilgili olarak dünyanın diğer ucunda, buzullar ile kaplı coğrafyada araştırmalar yapmıştır. Esas olarak Dipsiz göle su birikintisi diyen bilim adamını eleştirmen gerekir.