AK Parti Gümüşhane Milletvekili Doç.Dr. Kemalettin Aydın, kürtaj ve sezaryenin Türkiye’nin kanayan bir yarası olarak son günlerde yapılan tartışmalara ortak oldu.
Yaptığı açıklamada, özellikle son 10-15 doğum kontrol yöntemi olarak görülen kürtaj ve normal doğum yerine kolay doğum adı altında şirin göstererek tercih edilen sezaryenin Türkiye’nin tıbbi ve sosyal bir sorunu olduğunu belirten Aydın, kürtajın cinayetten farksız olduğunu söyledi.
Çocuğun yaşam hakkının ana rahmine düşmesi ile başladığının kabul edildiğini, tıbbi hayati bir zorunluluk olmaması halinde kürtajı cinayetten farksız olarak nitelendiren Aydın, konuyu birçk ulusal kanalda canlı yayın programlarında ve ana haber bültenlerinde anlattığını ve ülkede gelinen noktayı gözler önüne serdiğini dile getirdi.
Kürtajın günümüzde doğum kontrol metodu olarak kullanıldığını ve bunun da son derece sakıncalı bir durum olduğunu yineleyen Aydın, “Kürtaja gelinene kadar uygulanabilecek onlarca doğum kontrol metodu neden kullanılmamaktadır ve hem anne hem de çocuk için ciddi risklere gebe sonuçlara gelinmeden önceki süreçlerden neden vazgeçilmektedir. Ana rahmine düşmüş bir ceninin kendini savunabilme şansının olmadığı düşünüldüğünde masum bir insanın hayatına son verilmiş olması durumu söz konusudur.” dedi.
Sezaryenle ilgili değerlendirmelerde bulunan Aydın, şunları söyledi: “Sezaryen de doğum metodundan çok cerrahi bir durumdur. Tıbbi gereklilik dışında uygulanmaması gerekmektedir. Normal doğum her zaman sezaryene göre üstündür ve tercih edilmelidir. Sezaryen ile doğum Dünya Sağlık örgütü verilerine göre hiçbir ülkede yüzde 15’i geçmemesi gerektiği açıklanmış olmasına rağmen kanuni eksikler ve çeşitli nedenler ile ülkemizde bu oran yüzde 50 civarındadır. Bu oranın %5’in altında ve %15’in üstünde olması anne ölümü açısından olumsuz karşılamaktadır. Özel hastaneler incelendiğinde ise yüzde 80-90’lara varan oranda sezeryan ile doğum gerçekleştirilmekte ve bu süreç maddi kazanım doğurması nedeniyle de bir kısım özel hastanelerce teşvik edilmektedir. Sezaryen anne isteğine ve hekim isteğine göre değişen durumlar sonucunda gerçekleştirilmektedir. Sonuç olarak; Sezaryen ve kürtaj anne ve çocuk sağlığı açısından ciddi sıkıntılara neden olmaktadır ölüme kadar gidebilecek sıkıntıların gündemde tutulmayıp tercih edilir şekilde sunulması sonucu dünya standartların üzerinde sezaryenin ve kürtajın uygulama alanı bulması hem tıbbi, hem sosyal hem de toplumsal sorunlara neden olmaktadır. Kanunun gündeme gelmesi ve daha bilimsel tartışmaların yapılması dileğiyle, herkese sağlıklı yaşam dilerim.”
Yaptığı açıklamada, özellikle son 10-15 doğum kontrol yöntemi olarak görülen kürtaj ve normal doğum yerine kolay doğum adı altında şirin göstererek tercih edilen sezaryenin Türkiye’nin tıbbi ve sosyal bir sorunu olduğunu belirten Aydın, kürtajın cinayetten farksız olduğunu söyledi.
Çocuğun yaşam hakkının ana rahmine düşmesi ile başladığının kabul edildiğini, tıbbi hayati bir zorunluluk olmaması halinde kürtajı cinayetten farksız olarak nitelendiren Aydın, konuyu birçk ulusal kanalda canlı yayın programlarında ve ana haber bültenlerinde anlattığını ve ülkede gelinen noktayı gözler önüne serdiğini dile getirdi.
Kürtajın günümüzde doğum kontrol metodu olarak kullanıldığını ve bunun da son derece sakıncalı bir durum olduğunu yineleyen Aydın, “Kürtaja gelinene kadar uygulanabilecek onlarca doğum kontrol metodu neden kullanılmamaktadır ve hem anne hem de çocuk için ciddi risklere gebe sonuçlara gelinmeden önceki süreçlerden neden vazgeçilmektedir. Ana rahmine düşmüş bir ceninin kendini savunabilme şansının olmadığı düşünüldüğünde masum bir insanın hayatına son verilmiş olması durumu söz konusudur.” dedi.
Sezaryenle ilgili değerlendirmelerde bulunan Aydın, şunları söyledi: “Sezaryen de doğum metodundan çok cerrahi bir durumdur. Tıbbi gereklilik dışında uygulanmaması gerekmektedir. Normal doğum her zaman sezaryene göre üstündür ve tercih edilmelidir. Sezaryen ile doğum Dünya Sağlık örgütü verilerine göre hiçbir ülkede yüzde 15’i geçmemesi gerektiği açıklanmış olmasına rağmen kanuni eksikler ve çeşitli nedenler ile ülkemizde bu oran yüzde 50 civarındadır. Bu oranın %5’in altında ve %15’in üstünde olması anne ölümü açısından olumsuz karşılamaktadır. Özel hastaneler incelendiğinde ise yüzde 80-90’lara varan oranda sezeryan ile doğum gerçekleştirilmekte ve bu süreç maddi kazanım doğurması nedeniyle de bir kısım özel hastanelerce teşvik edilmektedir. Sezaryen anne isteğine ve hekim isteğine göre değişen durumlar sonucunda gerçekleştirilmektedir. Sonuç olarak; Sezaryen ve kürtaj anne ve çocuk sağlığı açısından ciddi sıkıntılara neden olmaktadır ölüme kadar gidebilecek sıkıntıların gündemde tutulmayıp tercih edilir şekilde sunulması sonucu dünya standartların üzerinde sezaryenin ve kürtajın uygulama alanı bulması hem tıbbi, hem sosyal hem de toplumsal sorunlara neden olmaktadır. Kanunun gündeme gelmesi ve daha bilimsel tartışmaların yapılması dileğiyle, herkese sağlıklı yaşam dilerim.”