Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Musalla, Gülaçar, Çit ve Gümüştuğ vadileri muhtarları bir araya gelerek yeniden gündeme gelen HES’lerle ilgili sert açıklamalarda bulundu.
Torul Şehit Yavuz Selim Şahin parkında toplanan grup adına açıklamada bulunan Burcu Demir, Musalla, Gülaçar ve Çit Dereleri üzerine yapılması planlanan ve bazı vadilerde yeniden gündeme gelen HES projeleriyle ilgili kaygılı olduklarını söyledi.
Demir, her iki vadide de Hidroelektrik Santrallerin yapılmasının planlandığını ve her iki vadi halkı olarak planlanan bu projelerle ilgili kaygıları bulunduğunu belirterek, bu projelerin ÇED tanıtım dosyalarının incelenmesi halinde bu kaygılarında haklı olduklarının ortaya çıktığını söyledi.
Bu raporların içerisinde insan ve doğal yaşam olmayan, tek taraflı düşünülerek hazırlanmış durumda olduğunu savunan Demir, bu projelerin yapılması durumunda yaşam alanlarının kaybedeceğini belirterek, “Eşsiz doğal güzelliklere sahip olan her iki vadi hakkında duyduğumuz kaygılar şu şekildedir ; 1- Her iki vadide binlerce insan yaptığı tarımsal faaliyetlerle yaşamını sürdürmektedir. Her iki vadide de arıcılık, balıkçılık ve seracılık faaliyetleri şehir ortalamalarının üzerinde yapılmaktadır. Son yıllarda küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan kuraklıklar sonucu azalan su kaynakları bile köylerde yaşayan nüfusu zor durumda bırakmış durumdadır. Hal böyle iken her iki vadide enerji üretimi için suların borulara hapsedilmesi vadi halkını hiçe saymaktan öte bir şey olmayacaktır. 2- Her iki Vadiyi birleştiren Artabel Tabiat Parkı, yapılması planlanan bu projelerden direk ve dolaylı yollardan etkilenecektir. Artabel Tabiat Parkındaki 21 Adet buzul gölü kirliliğe karşı toleransı olmadığından yok olan türlerin tespiti açısından büyük öneme sahiptir. Nitekim tabiat parkı ilanında '' Bölgenin hidrolojik yapısına kesinlikle dokunulmaması gerektiği '' belirtilmiştir. Projelerin gerçekleşmesi durumunda Artabel Tabiat parkı geri dönüşümü olmayan zararlara uğrayacaktır. 3- Her iki vadi biyolojik çeşitlilik yönünden çok zengin durumdadır. Bölgede 141 adet bitki, 30 memeli ve 88 kuş türü vardır. Tabiat parkındaki 141 bitki türünün 12’si endemik ve bu endemik türlerin 10 tanesi kırmızı listedir. Yine bölgedeki 30 memelinin 6’sı ve 88 kuş türünün 8'i kırmızı listededir. Uluslar arası sözleşmeler ile koruma altına alınan bu türler projelerin gerçekleşmesi durumunda yok olma tehlikesi ile karşılaşacaktır. 5909 numaralı çevre kanunun da uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan türlerle ilgili hükümler nettir. 4- Her İki vadide kırmızı benekli alabalık yaşamakta ve doğal yollarla üremektedir. Üç yıldır kaybolma tehlikesinde olan bu türleri korumak adına akademik çalışmalar yapılmakta ve derelere yavru balık bırakılmaktadır. Koruma altında olan bu türün ÇED raporlarında bırakılacağı taahhüt edilen az miktardaki can suyu ile doğal yollarla üremesi ve yaşaması mümkün olmayacaktır. Projelerin gerçekleşmesi durumunda bölgedeki kırmızı benekli alabalık türü yok olma tehlikesi ile karşılaşacaktır. 5- Her iki vadi şehrin doğa turizmine katkı sağlayan ve Doğu Karadeniz in en bakir doğası niteliğindedir. HES projelerinin gerçekleşmesi durumunda oluşacak Çevresel etkiler vadilerin bu özelliklerinin kaybolmasına, dolayısı ile doğa turizminin yok olmasına neden olacaktır. 6- Bölgemiz MTA Genel Müdürlüğünün Türkiye Jeolojik miras alanları içerisinde bulunmaktadır. Yapılması planlanan HES projelerinin vadilerde oluşturacağı tahribatlar bu özelliklerinin kaybolmasına neden olacaktır. 7- Her iki vadide de bulunan alabalık çiftlikleri 200 ton kapasiteli ve 5 Milyonu aşkın yavru üretimi ile tatlı su balıkçılığında önemli paya sahiptir. Bölgedeki balıkçılık faaliyetleri hem şehir ekonomisine ciddi manada katkı sağlamakta hem de iyi bir istihdam kaynağı olmaktadır. Projelerin gerçekleşmesi durumunda bölgedeki balıkçılık sektörü direk ve dolaylı yollardan etkilenecektir. 8- Her iki vadide de toplamda 10 u aşkın su değirmeni bulunmaktadır. Birçoğu aktif durumda olan bu değirmenler hem üretim yaparak istihdam kaynağı oluşturmakta hem de taşıdığı tarihi ve kültürel değerler bakımından önem arz etmektedir. Planlanan HES projelerinin yapılması durumunda bu kültür varlıkları yok olma tehlikesi ile karşılaşacaktır. Sonuç olarak akarsular ekosistemin en önemli unsuru ve canlı popülasyonunun sürdüğü yerlerdir. Projelerin gerçekleşmesi durumunda her iki vadimizde de hem insan yaşamı olumsuz yönde etkilenecek hem de doğal yaşam geri dönüşümü olmayan zararlara uğrayacaktır. Biz her iki vadinin muhtarları olarak köylerimizde yapılması planlanan her türlü Hidroelektrik Santrali projesine karşı olduğumuzu belirtmek isteriz. Yapılacak olan her projeye karşı hukuk kuralları çevresinde yaşam alanlarımızı korumak adına mücadele edeceğimizi ve anayasal haklarımızı her zeminde arayacağımızı belirtmek isteriz.” dedi.
Torul Şehit Yavuz Selim Şahin parkında toplanan grup adına açıklamada bulunan Burcu Demir, Musalla, Gülaçar ve Çit Dereleri üzerine yapılması planlanan ve bazı vadilerde yeniden gündeme gelen HES projeleriyle ilgili kaygılı olduklarını söyledi.
Demir, her iki vadide de Hidroelektrik Santrallerin yapılmasının planlandığını ve her iki vadi halkı olarak planlanan bu projelerle ilgili kaygıları bulunduğunu belirterek, bu projelerin ÇED tanıtım dosyalarının incelenmesi halinde bu kaygılarında haklı olduklarının ortaya çıktığını söyledi.
Bu raporların içerisinde insan ve doğal yaşam olmayan, tek taraflı düşünülerek hazırlanmış durumda olduğunu savunan Demir, bu projelerin yapılması durumunda yaşam alanlarının kaybedeceğini belirterek, “Eşsiz doğal güzelliklere sahip olan her iki vadi hakkında duyduğumuz kaygılar şu şekildedir ; 1- Her iki vadide binlerce insan yaptığı tarımsal faaliyetlerle yaşamını sürdürmektedir. Her iki vadide de arıcılık, balıkçılık ve seracılık faaliyetleri şehir ortalamalarının üzerinde yapılmaktadır. Son yıllarda küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan kuraklıklar sonucu azalan su kaynakları bile köylerde yaşayan nüfusu zor durumda bırakmış durumdadır. Hal böyle iken her iki vadide enerji üretimi için suların borulara hapsedilmesi vadi halkını hiçe saymaktan öte bir şey olmayacaktır. 2- Her iki Vadiyi birleştiren Artabel Tabiat Parkı, yapılması planlanan bu projelerden direk ve dolaylı yollardan etkilenecektir. Artabel Tabiat Parkındaki 21 Adet buzul gölü kirliliğe karşı toleransı olmadığından yok olan türlerin tespiti açısından büyük öneme sahiptir. Nitekim tabiat parkı ilanında '' Bölgenin hidrolojik yapısına kesinlikle dokunulmaması gerektiği '' belirtilmiştir. Projelerin gerçekleşmesi durumunda Artabel Tabiat parkı geri dönüşümü olmayan zararlara uğrayacaktır. 3- Her iki vadi biyolojik çeşitlilik yönünden çok zengin durumdadır. Bölgede 141 adet bitki, 30 memeli ve 88 kuş türü vardır. Tabiat parkındaki 141 bitki türünün 12’si endemik ve bu endemik türlerin 10 tanesi kırmızı listedir. Yine bölgedeki 30 memelinin 6’sı ve 88 kuş türünün 8'i kırmızı listededir. Uluslar arası sözleşmeler ile koruma altına alınan bu türler projelerin gerçekleşmesi durumunda yok olma tehlikesi ile karşılaşacaktır. 5909 numaralı çevre kanunun da uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan türlerle ilgili hükümler nettir. 4- Her İki vadide kırmızı benekli alabalık yaşamakta ve doğal yollarla üremektedir. Üç yıldır kaybolma tehlikesinde olan bu türleri korumak adına akademik çalışmalar yapılmakta ve derelere yavru balık bırakılmaktadır. Koruma altında olan bu türün ÇED raporlarında bırakılacağı taahhüt edilen az miktardaki can suyu ile doğal yollarla üremesi ve yaşaması mümkün olmayacaktır. Projelerin gerçekleşmesi durumunda bölgedeki kırmızı benekli alabalık türü yok olma tehlikesi ile karşılaşacaktır. 5- Her iki vadi şehrin doğa turizmine katkı sağlayan ve Doğu Karadeniz in en bakir doğası niteliğindedir. HES projelerinin gerçekleşmesi durumunda oluşacak Çevresel etkiler vadilerin bu özelliklerinin kaybolmasına, dolayısı ile doğa turizminin yok olmasına neden olacaktır. 6- Bölgemiz MTA Genel Müdürlüğünün Türkiye Jeolojik miras alanları içerisinde bulunmaktadır. Yapılması planlanan HES projelerinin vadilerde oluşturacağı tahribatlar bu özelliklerinin kaybolmasına neden olacaktır. 7- Her iki vadide de bulunan alabalık çiftlikleri 200 ton kapasiteli ve 5 Milyonu aşkın yavru üretimi ile tatlı su balıkçılığında önemli paya sahiptir. Bölgedeki balıkçılık faaliyetleri hem şehir ekonomisine ciddi manada katkı sağlamakta hem de iyi bir istihdam kaynağı olmaktadır. Projelerin gerçekleşmesi durumunda bölgedeki balıkçılık sektörü direk ve dolaylı yollardan etkilenecektir. 8- Her iki vadide de toplamda 10 u aşkın su değirmeni bulunmaktadır. Birçoğu aktif durumda olan bu değirmenler hem üretim yaparak istihdam kaynağı oluşturmakta hem de taşıdığı tarihi ve kültürel değerler bakımından önem arz etmektedir. Planlanan HES projelerinin yapılması durumunda bu kültür varlıkları yok olma tehlikesi ile karşılaşacaktır. Sonuç olarak akarsular ekosistemin en önemli unsuru ve canlı popülasyonunun sürdüğü yerlerdir. Projelerin gerçekleşmesi durumunda her iki vadimizde de hem insan yaşamı olumsuz yönde etkilenecek hem de doğal yaşam geri dönüşümü olmayan zararlara uğrayacaktır. Biz her iki vadinin muhtarları olarak köylerimizde yapılması planlanan her türlü Hidroelektrik Santrali projesine karşı olduğumuzu belirtmek isteriz. Yapılacak olan her projeye karşı hukuk kuralları çevresinde yaşam alanlarımızı korumak adına mücadele edeceğimizi ve anayasal haklarımızı her zeminde arayacağımızı belirtmek isteriz.” dedi.