Gümüşhane Ülkü Ocakları İl Başkanlığı, düzenlediği yürüyüş ve basın açıklaması ile Doğu Türkistan’da ki Çin zulmünü kınadı.
Teravih namazı sonrasında Fatih Parkı önünden Zafer Meydanına kadar yürüyen yaklaşık 70 kişilik grup ellerinde Türk ve Doğu Türkistan bayrakları taşıdı.
Zafer Meydanında basın açıklaması yapan Ülkü Ocakları İl Başkanı Fatih Vakur Kara, mübarek Ramazan ayında Müslüman Türk Soydaşlarımızın yaşadığı Doğu Türkistan’ın Çin işgali altında zulme uğradığını, işkenceler karşısında yaşam mücadelesi verdiklerini söyledi.
“SÖZDE DEMOKRASİ HAVARİLERİ ÖZLERİNDEKİ ‘HAÇLI’ RUHUNU BU ZULME KARŞI SESSİZ KALARAK ORTAYA KOYMAKTADIRLAR”
Bu mücadelenin bir tarafında, asimilasyon politikalarına karşı kendi vatanlarında milli kimliklerini ve dini değerlerini muhafaza etmeye çalışan soydaşlarımız, diğer tarafta da Doğu Türkistan’ın demografik yapısını değiştirmek için her türlü vahşeti reva gören zalim Çin bulunduğunu kaydeden Kara, “Son günlerde Çin işgali altında bulunan Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın vahşice katledilmeleri bizlerin görmezden gelebileceği, sorumsuz davranabileceği, kabullenebileceğimiz bir durum değildir. Modern dünyanın gözleri önünde Uygur Türklerine sistematik olarak işkence edilmekte, söz konusu Doğu Türkistan olduğunda İnsan Hakları Beyannameleri herhangi bir hüküm teşkil etmemektedir. Özellikle ramazan ayında Uygur Türklerinin tüm değerleri hedef alınmakta, sözde demokrasi havarileri özlerindeki “haçlı” ruhunu bu zulme karşı sessiz kalarak ortaya koymaktadırlar. İçeresinde bulunduğumuz bu ramazan ayında da tablo değişmemiş ve aynı senaryo bir kez daha uygulamaya konulmuştur” dedi.
“SÖZ KONUSU MÜSLÜMAN TÜRK OLDUĞUNDA, ULUSLAR ARASI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI “ LAL”, İLERİ DEMOKRASİ AŞİKARLARI ÜÇ MAYMUNU OYNAMAKTADIR”
Çin’in her Ramazan ayında baskı ve sindirme politikalarına yenilerini eklediğini, Uygur Türklerinin oruç tutmalarını engellemek için türlü zorluklar çıkardığını kaydeden Kara, “Doğu Türkistan’da soydaşlarımızın ibadet yapması, oruç tutması yasaklanmış durumdadır. Ne acıdır ki Doğu Türkistan’da İbadet etmek, oruç tutmak isteyen soydaşlarımız İftarlarını yapamıyor, su yerine Şahadet şerbeti içiyor, Yemek yerine kızıl kurşun yiyorlar. Diğer yandan Camiiler de Çin zulmünden payını almakta baskı ve işkence ile Müslüman Türk’ün toprağında Ezan sesi susturulmak istenmektedir. Müslüman Türk olmayı başlı başına bir tehdit ve suç sayan Çin, Uygur gençlerini sorgusuz sualsiz gözaltına almakta ve bu gözaltılar ya idam ya da işkence sonucunda katliamla sonuçlanmaktadır. Müslüman gençler alkol kullanmaya zorlanmaktadır. Komünist Çin rejimi tarafından kadınların elbiselerine bile karışılmakta, tüm insani erdemler yok sayılmaktadır. Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın milli ve manevi değerlerine karşı adeta bir yıkım gerçekleştirilmekte, ata yurdumuzdan hem Türk varlığı hem de Türk izleri şerefsizce silinmeye, yok edilmeye çalışmaktadır. Ne vahimdir ki, yine söz konusu Müslüman Türk olduğunda uluslararası sivil toplum kuruluşları “lâl” olmuş, ileri demokrasi âşıkları üç maymunu oynamaktadır. Yalancı gözyaşları ile Türk siyasetinin gündeminden düşmeyenler, Doğu Türkistan için tek bir kelam etmekten bile aciz görünmektedirler. Türk İslam Coğrafyasında zulüm altında insanlığın kabul edemeyeceği sıra dışı işkencelerle katledilen soydaşlarımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ nde sahiplenilmeyi beklerken söz konusu Türk İslam coğrafyasındaki soydaşlarımız olduğunda ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkililerinin gözleri kör, kulakları sağır, dilleri lal olmaktadır” diye konuştu.
“MADEM Kİ UNUTTUNUZ KÜRŞAD DENEN ÇERİYİ, HATIRLATIRIZ YAĞMUR KOKAN GECEYİ”
Ülkü Ocakları olarak dün olduğu gibi bugünde zalimin zulmüne karşı soydaşlarımızın yanında olduklarını bir kez daha deklare ettiklerini beyan eden Kara, şu sözlerle açıklamasını sonlandırdı: “Buradan Türk İslam Coğrafyasında ki soydaşlarımıza sesleniyoruz; Yalnız değilsiniz… Ülkücüler ve Ülkü Ocakları olarak, “Gök Bayrak”ı tıp ki “Al Bayrak” gibi namusumuz bilecek, Doğu Türkistan davasının müdafii olmaya devam edeceğiz. Medeniyetimizin beşiği Kaşgar’ı, sızlayan yaramız Urumçi’yi unutturmayacağız. Gulca’yı, Turfan’ı, Kumul’u vatan toprağı olarak görmeye devam edecek Altay’ı kendimize yar bileceğiz. Son Ülkücü nefesini vermediği ve kanımızın son damlası akmadığı sürece Doğu Türkistan sevdamızdan vazgeçmeyeceğiz. Bu bilinç ile soydaşlarımızın derdini derdimiz, kederlerini kederimiz kabul ederek haklı davalarında şartlar ve bedeli ne olursa olsun her türlü platformda tepkimizi ve soydaşlarımızın yanında olduğumuzu dik duruş ve en sert tepkiyle dile getireceğiz. Doğu Türkistan’ da Soydaşlarımıza zulmeden Faşist çine sesleniyoruz; Mevcut iktidarın Türk İslam coğrafyasında ki soydaşlarımız için sergilemiş olduğu vurdumduymaz tavırları sizi aldatmasın, cesaret vermesin. Sabrımızı taşırmayın; Gün olur Asya’ yı irşad eyleriz, Gün olur her Türk’ü Kürşad eyleriz. Mademki unuttunuz Kürşad denen çeriyi, Hatırlatırız yağmur kokan geceyi. Ülkücü Milliyetçi Türk gençliği olarak gerekirse çin seddini aşarız, Yeni destanı yazarız. Bu duygu ve düşüncelerle çağrımızı dikkate alıp hassasiyet göstererek katılım sağladığınız için Siz değerli hemşehrilerime ve Kıymetli dava arkadaşlarıma en kalbi, samimi duygularımla teşekkür ediyorum. Urumçi katliamının 6. Yıl dönümünde Tüm Türk İslam coğrafyasında şahadet şerbetini içen sehitlerimizi rahmet ve dua ile anıyor, Bu Mübarek ayda yaşam mücadelesi veren soydaşlarımızın için bulundukları zor şartlar karanlık ve buhranlı günlerden kurtulmalarını, en kısa zamanda özgürlüklerine kavuşarak aydınlığa çıkmalarını Cenab-ı ALLAH tan niyaz ediyorum.”
Teravih namazı sonrasında Fatih Parkı önünden Zafer Meydanına kadar yürüyen yaklaşık 70 kişilik grup ellerinde Türk ve Doğu Türkistan bayrakları taşıdı.
Zafer Meydanında basın açıklaması yapan Ülkü Ocakları İl Başkanı Fatih Vakur Kara, mübarek Ramazan ayında Müslüman Türk Soydaşlarımızın yaşadığı Doğu Türkistan’ın Çin işgali altında zulme uğradığını, işkenceler karşısında yaşam mücadelesi verdiklerini söyledi.
“SÖZDE DEMOKRASİ HAVARİLERİ ÖZLERİNDEKİ ‘HAÇLI’ RUHUNU BU ZULME KARŞI SESSİZ KALARAK ORTAYA KOYMAKTADIRLAR”
Bu mücadelenin bir tarafında, asimilasyon politikalarına karşı kendi vatanlarında milli kimliklerini ve dini değerlerini muhafaza etmeye çalışan soydaşlarımız, diğer tarafta da Doğu Türkistan’ın demografik yapısını değiştirmek için her türlü vahşeti reva gören zalim Çin bulunduğunu kaydeden Kara, “Son günlerde Çin işgali altında bulunan Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın vahşice katledilmeleri bizlerin görmezden gelebileceği, sorumsuz davranabileceği, kabullenebileceğimiz bir durum değildir. Modern dünyanın gözleri önünde Uygur Türklerine sistematik olarak işkence edilmekte, söz konusu Doğu Türkistan olduğunda İnsan Hakları Beyannameleri herhangi bir hüküm teşkil etmemektedir. Özellikle ramazan ayında Uygur Türklerinin tüm değerleri hedef alınmakta, sözde demokrasi havarileri özlerindeki “haçlı” ruhunu bu zulme karşı sessiz kalarak ortaya koymaktadırlar. İçeresinde bulunduğumuz bu ramazan ayında da tablo değişmemiş ve aynı senaryo bir kez daha uygulamaya konulmuştur” dedi.
“SÖZ KONUSU MÜSLÜMAN TÜRK OLDUĞUNDA, ULUSLAR ARASI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI “ LAL”, İLERİ DEMOKRASİ AŞİKARLARI ÜÇ MAYMUNU OYNAMAKTADIR”
Çin’in her Ramazan ayında baskı ve sindirme politikalarına yenilerini eklediğini, Uygur Türklerinin oruç tutmalarını engellemek için türlü zorluklar çıkardığını kaydeden Kara, “Doğu Türkistan’da soydaşlarımızın ibadet yapması, oruç tutması yasaklanmış durumdadır. Ne acıdır ki Doğu Türkistan’da İbadet etmek, oruç tutmak isteyen soydaşlarımız İftarlarını yapamıyor, su yerine Şahadet şerbeti içiyor, Yemek yerine kızıl kurşun yiyorlar. Diğer yandan Camiiler de Çin zulmünden payını almakta baskı ve işkence ile Müslüman Türk’ün toprağında Ezan sesi susturulmak istenmektedir. Müslüman Türk olmayı başlı başına bir tehdit ve suç sayan Çin, Uygur gençlerini sorgusuz sualsiz gözaltına almakta ve bu gözaltılar ya idam ya da işkence sonucunda katliamla sonuçlanmaktadır. Müslüman gençler alkol kullanmaya zorlanmaktadır. Komünist Çin rejimi tarafından kadınların elbiselerine bile karışılmakta, tüm insani erdemler yok sayılmaktadır. Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın milli ve manevi değerlerine karşı adeta bir yıkım gerçekleştirilmekte, ata yurdumuzdan hem Türk varlığı hem de Türk izleri şerefsizce silinmeye, yok edilmeye çalışmaktadır. Ne vahimdir ki, yine söz konusu Müslüman Türk olduğunda uluslararası sivil toplum kuruluşları “lâl” olmuş, ileri demokrasi âşıkları üç maymunu oynamaktadır. Yalancı gözyaşları ile Türk siyasetinin gündeminden düşmeyenler, Doğu Türkistan için tek bir kelam etmekten bile aciz görünmektedirler. Türk İslam Coğrafyasında zulüm altında insanlığın kabul edemeyeceği sıra dışı işkencelerle katledilen soydaşlarımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ nde sahiplenilmeyi beklerken söz konusu Türk İslam coğrafyasındaki soydaşlarımız olduğunda ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkililerinin gözleri kör, kulakları sağır, dilleri lal olmaktadır” diye konuştu.
“MADEM Kİ UNUTTUNUZ KÜRŞAD DENEN ÇERİYİ, HATIRLATIRIZ YAĞMUR KOKAN GECEYİ”
Ülkü Ocakları olarak dün olduğu gibi bugünde zalimin zulmüne karşı soydaşlarımızın yanında olduklarını bir kez daha deklare ettiklerini beyan eden Kara, şu sözlerle açıklamasını sonlandırdı: “Buradan Türk İslam Coğrafyasında ki soydaşlarımıza sesleniyoruz; Yalnız değilsiniz… Ülkücüler ve Ülkü Ocakları olarak, “Gök Bayrak”ı tıp ki “Al Bayrak” gibi namusumuz bilecek, Doğu Türkistan davasının müdafii olmaya devam edeceğiz. Medeniyetimizin beşiği Kaşgar’ı, sızlayan yaramız Urumçi’yi unutturmayacağız. Gulca’yı, Turfan’ı, Kumul’u vatan toprağı olarak görmeye devam edecek Altay’ı kendimize yar bileceğiz. Son Ülkücü nefesini vermediği ve kanımızın son damlası akmadığı sürece Doğu Türkistan sevdamızdan vazgeçmeyeceğiz. Bu bilinç ile soydaşlarımızın derdini derdimiz, kederlerini kederimiz kabul ederek haklı davalarında şartlar ve bedeli ne olursa olsun her türlü platformda tepkimizi ve soydaşlarımızın yanında olduğumuzu dik duruş ve en sert tepkiyle dile getireceğiz. Doğu Türkistan’ da Soydaşlarımıza zulmeden Faşist çine sesleniyoruz; Mevcut iktidarın Türk İslam coğrafyasında ki soydaşlarımız için sergilemiş olduğu vurdumduymaz tavırları sizi aldatmasın, cesaret vermesin. Sabrımızı taşırmayın; Gün olur Asya’ yı irşad eyleriz, Gün olur her Türk’ü Kürşad eyleriz. Mademki unuttunuz Kürşad denen çeriyi, Hatırlatırız yağmur kokan geceyi. Ülkücü Milliyetçi Türk gençliği olarak gerekirse çin seddini aşarız, Yeni destanı yazarız. Bu duygu ve düşüncelerle çağrımızı dikkate alıp hassasiyet göstererek katılım sağladığınız için Siz değerli hemşehrilerime ve Kıymetli dava arkadaşlarıma en kalbi, samimi duygularımla teşekkür ediyorum. Urumçi katliamının 6. Yıl dönümünde Tüm Türk İslam coğrafyasında şahadet şerbetini içen sehitlerimizi rahmet ve dua ile anıyor, Bu Mübarek ayda yaşam mücadelesi veren soydaşlarımızın için bulundukları zor şartlar karanlık ve buhranlı günlerden kurtulmalarını, en kısa zamanda özgürlüklerine kavuşarak aydınlığa çıkmalarını Cenab-ı ALLAH tan niyaz ediyorum.”