Memur-Sen Gümüşhane İl Temsilcisi Musa Uncu, 16 Nisan'da yapılan halk oylamasının hem ülke hem de Gümüşhane sonuçlarını değerlendirdi.
“Gümüşhane olarak her zaman milli iradenin yanında olduk”
Gümüşhane Memur-Sen il temsilciliği olarak referandum sürecinde “Memur-Sen’e Davet, Tercih Evet” programları kapsamında Gümüşhane il merkezi ve ilçelerde üyelerleler buluşarak referandumun önemini anlattıklarını hatırlatan Uncu, “Bizi anlayan bize destek olan tüm üyelerimize teşekkür ediyorum. Gümüşhane olarak her zaman milli iradenin yanında olduk. ‘15 Temmuzun Nöbetçisi 16 Nisan’ın Evet’çisiyiz sloganıyla’ her zaman sahada olduk.15 Temmuz bekçiliğini, nöbetlerini kol kola, gönül gönüle yaptığımız gibi. 16 Nisan’da milli iradeden yana olan desteğimizi emeğimizin alın terimizin karşılığını Gümüşhane olarak sandığa yansıttık. Türkiye’de oran olarak 4. Olan Gümüşhane’den batıya emperyalist güçlere ülkemiz üzerinde planı olanlara dahili ve harici düşmanlara göz dağı verdik. Gümüşhane olarak sağladığımız bu birlikteliğin destek sağlayan Memur-Sen ailesinin değerli üyelerine ve bu sürece destek veren Sivil Toplum Kuruluşlarına, Siyasi partilere ve Milli İradenin kayıtsız şartsız yanında olan Gümüşhanemizin vefakar aklı selim ve cesur halkımıza teşekkür ediyorum” dedi.
Açıklamasında ülke genelindeki sonuçları da değerlendiren Uncu, yüzde 85'in üstünde bir katılımla milletin iradesini sandığa yansıttığını ve önemli bir demokratik süreci büyük bir vakar ve olgunlukla aştığını belirterek, “Referandum sonucunu milletimizin birlik ve beraberliğinin bir göstergesi olarak değerlendiriyoruz. Milletimizin onayladığı yeni hükümet sisteminin, demokratik meşruiyeti genişleten, güçler ayrılığını pekiştiren, kalkınma ve ekonomik büyüme noktasında istikrarı sürekli hale getiren yeni bir dönemi başlatacağına inanıyoruz. Sonucun milletimize hayırlı olmasını diliyoruz. Demokrasilerde seçimlerin millete hizmet yarışı olarak değerlendirilmesi gerekir. Referandum sonuçlarını bütün partilerin olgunluk içinde karşılaması, seçimin neticesini milli iradeye saygının gerektirdiği şekilde kabullenmesi gerekir. Demokratik yarışı bir ayrışma ve kamplaşmanın gerekçesi haline getirmek, ülkenin huzurunu bozucu bir takım girişimlerin bahanesi olarak görmek en başta millete saygısızlık demektir. Referandum sonucu; ortak aklın neticesi, birliğimizin ve kardeşliğimizin bir vesilesi olarak değerlendirilmelidir. Parlamenter sistemin yapısı gereği geçmiş dönemlerde yüzde 18 oy alan parti liderlerinin Başbakan olarak ülkeyi yönetiyordu. Koalisyon dönemlerinde çok küçük oy oranlarıyla Başbakanlık yapılan dönemleri yaşadık. Milletimizin onay verdiği Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde iktidara gelmek için bundan böyle halkın yarısından fazlasının oyunu almak gerekiyor. Dolayısıyla yeni sistemde demokratik meşruiyet zemini genişlemiş, millet iradesinin daha geniş anlamda iktidara taşınmasının önü açılmıştır. Bu yeni süreçte iktidara talip olanların toplumun büyük kesiminden onay almak için daha uzlaşmacı, daha kapsayıcı bir politika üretmeleri gerekecektir. Bu anlamda yeni sistemin daha güçlü şekilde millet iradesine yaslanacağında kuşku yoktur. 16 Nisan referandumuyla birlikte Türkiye'nin yeni bir döneme girmiştir. Yeni dönemde artık kısır tartışmaları, politik çekişmeleri bir kenara bırakılarak, ülkenin ekonomik kalkınma ve istikrarlı büyüme meselelerine odaklanılması gerekiyor. Emeğin karşılığının verildiği, milletin ekmeğinin büyütüldüğü, üretim ve refahın artırılması konusunda yoğun çabaların harcandığı bir süreci başlatmak zorundayız. Yeni dönemde milletimizin siyasi partilerden beklentisi; işsizlik sorununun çözülmesi, çalışanların haklarının iyileştirilmesi, toplumsal huzur ve refahın artırılmasını sağlayacak projeler üretilmesidir. Referandum süreci boyunca başta AB ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin Türkiye karşıtı söylem ve eylem içine girmiştir. Türkiye'nin sistem değişimi yönündeki kararı, Türkiye'nin büyümesinden ve gelişmesinden rahatsız olan birçok ülkeye de en net mesaj olmuştur. Besledikleri ve üzerimize saldıkları terör örgütleriyle Türkiye'yi tökezletmeye çalışan sözde dost ve müttefik ülkeler, bundan böyle ülkemizle olan ilişkilerinde daha dikkatli ve özenli davranmak zorunda kalacaklardır. Milletimizin kararı başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere bütün ümmeti sevindirirken, ırkçı ve Müslüman karşıtı politikalarla dünyayı kana ve göz yaşına boğan düşmanları da kahretmiştir. Kirli hesaplar içinde olan bütün dış tehditlere karşı ülkemiz birlik ve beraberlik içinde güçlü ve dimdik durmalıdır. Verdiği Evet kararı ile Kandil’de, ABD’de, Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da, İsrail’de bekleyen şer odakların sesini kesen .Yine bu Evet kararı Arakan’da Flistin’de Doğu Türkistan’da,Halep’te, Irak’ta,Balkanlar’da ve dünya mazlumlarının yüzünü güldüren Halkımıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.