Gümüşhane Haberleri

Yalçın: Küçük kentlerin gelişim hızı çok daha güçlü oluyor

data-auto-format="rspv" data-full-width>
Gümüşhane

Gümüşhane Sanayici ve İşadamları Derneği (GÜSİAD) Genel Başkanı ve İstanbul Enerji A.Ş. Genel Müdürü Dr. Yüksel Yalçın, güç birliği yaptığında küçük kentlerin gelişim hızının çok daha güçlü olduğunu söyledi.

Gümüşhane’nin Şiran ilçesinde hafta sonu düzenlenen ve finali Tersun Tüneli talebiyle Tersun Dağı geçidinde yapılan “2. Dünü, bugünü yarını Şiran” sempozyumu düzenleme heyetinin basınla buluşmasında konuşan Yalçın, çok sayıda sivil toplum kuruluşu olan Gümüşhane'nin daha etkili sonuçlar elde etmesi için birbirine destek vermesi gerektiğini vurguladı.

“Birilerimiz gurbette yaşıyor olabilir ama hepimiz Gümüşhaneli kimliğimizle buradayız”

Konuşmasında GÜSİAD’ın bu tip teknik tabanlı faaliyetlerin hep destekçisi olduğunu kaydeden Yalçın, “Şiran’ın iklim değişikliği, küresel ısınma ve buna bağlı olarak çevre yönetimi ve iklim değişikliği, enerji yönetimi konularında bir bakış açısı vermeye çalıştık. Çok sayıda sivil toplum kuruluşu olan Gümüşhane'nin daha etkili sonuçlar elde etmesi için birbirimize destek vermemiz gerekiyor. Toplumların gelişiminde 3 ana dinamik var. Birincisi devlet ve kamu yönetimi, ikincisi sivil toplum kuruluşları, üçüncüsü de basın. Bu 3 ana unsurun ikisi olarak şuanda aynı masadayız. Dünya çok büyük bir değişim içerisinde. Toplumun değişimini yönetecek bu 2 önemli gücün gerçekten sorumluluklarını iyi hissetmesi lazım. Birilerimiz gurbette yaşıyor olabilir ama hepimiz Gümüşhaneli kimliğimizle buradayız. Dolayısıyla birbirimizi bu noktada desteklememiz lazım” dedi.

“Gelişimi destekleyen güçleri birleştirmemiz lazım”

İş çevresi, sivil toplum kuruluşları, eğitim kuruluşlarının gelişiminin en önemli öncüleri olduğunu ifade eden Yalçın, “Bu öncülüğü doğru yapmamız lazım. Dolayısıyla sorumluluklarımız iyi bilmemiz gerekiyor. Özellikle sivil toplum kuruluşlarındaki yer alan arkadaşlarımız bu işten bir ekonomik ve siyasal beklenti içerisinde değil. Siyasetin kendi içerisinde ritüelleri var. Siyasal kariyer yolculuğunun STK’lardan geçtiğini düşünmüyorum. Gelişimi destekleyen güçleri birleştirmemiz lazım. Bu sebeple daha üretken sivil toplum kuruluşu yapılarını basının da destekleriyle beraber biraz tetiklememiz gerekiyor. Sosyal STK farklılığından biraz daha tekno sosyal bakış açısını ön plana çıkartmamız gerekiyor. Onu ziyaret ettim, bunu ziyaret ettim gibi etkinliklerin yanında STK’ların bir araya gelerek sempozyumlar, konferanslar, çalıştaylar gibi teknik etkinlikler düzenlemesi ve bu etkinliklerin çıktılarının da mutlak suretle yerel yönetimlerle, hükümet üyeleriyle paylaşılarak buradan daha akıllı sonuçlar çıkartılması gerekiyor” diye konuştu.

“Marka işlerde imzaları bulunan hemşerilerimiz var bizim”

Sosyal ve toplumsal motivasyon sağlanmadıkça politik motivasyonun da sağlanamayacağını dile getiren Yalçın, “Biz toplumların da sosyal çevremizin motivasyonunu da bu tip teknik içerikleri güçlü, daha nitelikli faaliyetlere dönüştürülebilmeyi başarırsak bu defa bunun sonuçlarını masaya koyduğumuzda politik alanda daha doğru sonuçlar elde edebiliriz. Toplumun sesini dinleyen politikacılar tarih yazmıştır. Ama Türk siyaset tarihi adı unutulmuş bir sürü siyasi aktörlerle dolu. Bunların altlarını besleyecek en önemli konular da sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyduğu konularla, toplumdan gelenlerle beslenir. O yüzden buradaki besleme kaynaklarını kesmemiz lazım, güçlendirmemiz lazım. Nüfus yoğunluğuna göre yüksekokul mezunu, üniversite mezunu çok sayıda teknik insanımız var. Buradaki bilgi ve tecrübe alanını yerel yönetimlere ve buradaki hükümetin temsilcileri dediğimiz milletvekillerimize daha doğru aktarmamız lazım. Çok nitelikli insanlarımız var. Yurt dışlarında, gelişmiş ülkelerde deneyimlemiş, çok iyi üniversitelerde eğitim almış, uluslararası projelerde imzaları olan marka isimlerimiz var. Çok değerli hem akademik altyapısı bulunan hem de büyük ölçekli marka işlerde imzaları bulunan hemşerilerimiz var bizim. Ben bu manada teknik tabanlı içerikleri olan programları çok önemsiyorum. Diğer STK’larımızı da bu alana doğru iteklememiz lazım. Ben yerel gelişim gönüllüsüyüm. Yereli geliştirilecek hangi doğru konu varsa onun destekçisi ve yanında olanım” ifadelerini kullandı.

“Teknik tabanlı STK profilini güçlendirmedikçe sosyal ve toplumsal motivasyonu arttırmayız”

Şiran’ın STK’lara olan ilgisi ve birbirlerine olan bağlılığının diğer ilçelere göre biraz daha güçlü olduğunu belirterek bu gücün diğer ilçelerde de görülmesi halinde toplumsal bir gücün daha etkili bir şekilde oluşturulabileceğinin altını çizen Yalçın, şunları söyledi: “Teknik tabanlı STK profilini güçlendirmedikçe sosyal ve toplumsal motivasyonu arttırmayız. Sosyal ve toplumsal motivasyonu artırmadıkça politik motivasyonu tetikleyemeyiz. Bugün Zigana tüneli Gümüşhane için çok güçlü bir yatırım oldu. Bu yatırımı sadece ulaşım olarak değil, sadece Gümüşhane'nin değil bu bölgenin, Doğu Anadolu dahil olmak üzere Doğu Karadeniz'le birlikte bütünleşik bir güç olarak görmek lazım. Bunu sadece böyle bırakırsak bu Trabzon'la Gümüşhane arasındaki ulaşımınız daha konforlaştı gibi değerlendiririz.  Dolayısıyla Tersun Tünelini de sadece Şiran tüneli değil İç Anadoluyla Doğu Karadenizi bir araya getirecek tünel olarak görmek lazım.”

“Küçük kentlerin gelişim hızı çok daha güçlü oluyor”

Doğru kent planlamaları, geleceği doğru planlama, sanayi, istihdam gibi konuların kendileri için öncelikli olduğunu dile getiren Yalçın, “Bu alana hep beraber siyasi iradeyi de çekmemiz lazım. Küçük kentlerin gelişim hızı çok daha güçlü oluyor. Avrupa’da dünya piyasasının yüzde 50’sine hakim olan köyler var. Bu yetişmiş insan gücüyle fiziksel alandan bağımsız olarak neler yapabileceğimizi ortaya koyarsak buradan çıkış üretebiliriz. O yüzden biraz bakış açımızı buna çekmemiz lazım. Her ilçede bir akademik kurul oluşturalım. Gümüşhane Üniversitesinde de yerel yönetimler birimi oluşturalım. Buradaki akademisyenlerin yereli destekleyecek plan ve projelerini buraya akıtalım. Başka türlü teknik desteği altına almayan bir yerel yönetimin güçlenmesi mümkün değil. Üniversiteyi sadece çok sayıda öğrenci alarak şehrin ekonomisine katkı sağlayan bir unsur olarak görmemek lazım. Burada yetişen gençlerin burası için gelecek hayalleri kuracağı bir şehir oluşturmadıkça olmaz. Bakış açımızı biraz değiştirmemiz lazım. Küçük yerler çok büyük ekonomiler oluşturabiliyor. “Buradan ancak bu kadar olur. Dağların arasında bir şehir” bakış açısını yıkmamız lazım. Karşılıklı motivasyonla bunlar sağlanacak. İnşallah da olur. Bunların sürükleyicisi olalım. Kaynaklarımızın farkında olalım. Çok güçlü kaynaklarımız var. Biraz daha teknik, sosyal ve ekonomik geleceği düşünen bir yapıya bu kentin bakış açısını sürüklememiz lazım” dedi.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.