Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarında bulunan ve koronavirüs tedbirleri nedeniyle 1 Haziran’da turizme açılan Karaca Mağarası sezonun sona ermesi nedeniyle ziyarete kapatıldı.
Dünyanın sayılı damlataşı mağaraları arasında yer alan, görenlerin büyüleyici görüntüleri nedeniyle ‘Yer altındaki gizemli dünya’ ve ‘Gümüşhane’nin yer altı sarayı’ olarak nitelendirdiği 150 milyon yıl yaşındaki Karaca Mağarasında turizm sezonu sona erdi.
Normalde 15 Nisan tarihinde ziyarete açılan fakat dünyayı ve Türkiye’yi etkisi altına alan yeni tip koronavirüs hastalığı (Covid-19) salgını tedbirleri nedeniyle bu yıl 1 Haziran’da ziyarete açılan Karaca Mağarasını 6 aylık zaman diliminde 50 bin 223 kişi ziyaret etti.
Covid-19 salgınıyla ilgili tüm tedbirlerin alındığı mağarada uyarıcı levhalar konulup dezenfektan ve sosyal mesafe uyarıcı çizgileri yerleştirilmiş, maskesiz girişe müsaade edilmemişti. Sezon boyunca toplam alanı bin 500 metrekare olan mağaraya aynı anda 15 kişinin girişine müsaade edildi ve ziyaretler 15 dakikayla sınırlı tutuldu.
Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sınırlarında yer alan ve sarkıt, dikit, damlataşı şekillerinin en yoğun, en güzel ve en görkemli örneklerine sahip olan Karaca Mağarası Gümüşhane İl Özel İdaresi şirketi marifetiyle işletiliyor.
Yaklaşık 150 milyon yıllık dolomitik kireç taşlarının zengin yeraltı suları tarafından aşındırılmasıyla oluşan ve pasif karakterli bir mağara olan Karaca Mağarasındaki sarkıt ve dikitlerin 15 milyon yıl yaşında olduğu tahmin edilirken, yatay yönde gelişim gösteren 6 ayrı salonun birleşmesinden bir araya gelen mağaranın ılık ve nemli havasının astım hastalarına da iyi geldiği rivayet ediliyor.
Mağaranın içerisinde sarkıt, dikit, sütun, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri, perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları ve mağara gülleri yer alıyor.
KARACA MAĞARASI
Gümüşhane’nin Torul İlçesine bağlı Cebeli Köyü sınırları içerisinde bulunan Karaca Mağarası şehir merkezine 17 kilometre mesafede, denizden bin 550 metre yüksekliktedir. Gümüşhane-Trabzon karayolunun 12. kilometresinden kuzeye ayrılan 4 kilometrelik yolu takiben mağaraya ulaşılır. Mağaranın bulunduğu yerde kır kahvesi, dinlenme tesisleri gibi ziyaretçilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacakları öncül tesisler mevcuttur. Damlataşı oluşumları bakından oldukça zengin olan Karaca Mağarasında, damlataşları çok çeşitli renk ve şekiller arz eder. Mağara içerisindeki sarkıtlar, dikitler, sütunlar, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri ve perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları, mağara gülleri yer almaktadır. Mağara yatay yönde gelişme göstermiş, elipse benzeyen dört ayrı salonun birbirine birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu salonlardan ikisi çatlak sistemlerinden sızan suların oluşturulduğu duvar damlataşları ile ikiye bölünmüş ve salon sayısı altıya çıkmıştır. Mağaranın girişi bir insan boyu yükseklikte başlayıp içeriye doğru gidildikçe bir huni şekilde genişlemektedir. Giriş noktasından en uç noktaya 150 metre uzunlukta, ortalama tavan yüksekliği 18 metre olan mağaranın toplam iç alanı yaklaşık bin 500 metrekaredir. Karaca Mağarasının içerisinde belirgin bir hava hareketi söz konusu değildir. Bu sebeple mağara havasının nem oranı ağız kısmından içeriye doğru gidildikçe nispi bir artış gösterir. Yapılan ölçümlerde bu artış oranı ağız kısmında yüzde 65’ten yüzde 75'e çıkmaktadır. Mağara havası yaz mevsiminde dışarıya göre daha serin, kışın biraz daha sıcaktır. Bu özellikleri ile mağara, küçük bir mikroklima alanı olarak düşünülmektedir.