Gümüşhane Sanayici ve İş Adamları Derneği (GÜSİAD) ile Gümüşhane Mühendis ve Mimarlar Platformu (GÜMÜP) madenlerin işleme teknikleri konusunda İTÜ Metalurji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Duman’ı dinledi.
-DUMAN: -“MADENLERE KARŞI DEĞİLİZ İŞLEME TEKNİKLERİMİZ TEKNOLOJİNİN GERİSİNDE”
Prof. Dr. İsmail Duman, Türkiye’nin yer altı kaynakları itibarı ile zengin ancak maden işleme teknolojileri son derece ilkel olduğunu öne sürdü. Bilim ve teknolojinin gelişiminin, özellikle bu sahada bulunan firmalar tarafından etkin kullanılmadığını bu sebeple de çevreye geri alınması imkansız kayıplar verdiğini kaydeden Duman, bu alanda teknolojinin yenilenerek, çevre dostu teknolojiler kullanılması gerektiği üzerinde durdu.
“Çevremiz, sadece bizlerin değil, gelecekten çocuklarımızdan, torunlarımızdan, sonraki nesillerimizden ödünç aldığımız ve korumak zorunda olduğumuz bir değerdir” diye konuşan Duman, “Konuyu birkaç yönden ele almak gerekiyor. Maden bahsinin, çıkarılma teknolojileri, işleme ve ürün elde etme teknikleri şeklinde proses çeşitliliği bulunmaktadır. Madenin cevher fazında çıkarılması maden mühendisliğinin, ancak hedef ürünün elde edilmesi süreci metalurjik bir hadisedir.” dedi.
Bu konuda 200 civarında makaleleri ve ulusal-uluslar arası yayını ve patentli buluşlarının bulunduğunu ifade eden Duman, konunun en kritik olan yanının bilime ekonominin bulaşması olduğunu belirterek, birçok meslektaşının özellikle işleme tekniği sürecinde sektöre danışmanlık yaptıklarını bu sebeple de bilimin sermayenin gölgesinde zaafa uğradığını öne sürdü.
-“MOBİL SİYANÜR UYUYAN ARSENİĞİN TETİKÇİSİDİR”
Piyasada kullanılan siyanürün arıtılarak içilebileceğini ancak doğada su buharı ile birlikte serbest halde dolaşan siyanürün, arseniği hareketlendirerek insan sağlığı ve can güvenliği açısından risk teşkil edeceğini ifade eden Prof. Duman, gerek galvano sanayinde gerekse diğer imalat sanayinde kullanılan siyanürün de riskine dikkat çekerek, “Ancak liç havuzlarında buharlaşmaya müsait ortamda buharlaşan sadece su değildir. Rüzgarın ve buharlaşmanın etkisi ile siyanür atmosferde açık alana yayılmaktadır. PH la dengeleme sadece karışım oranının kimyasal niteliğini değiştirir ancak, doğaya salınımını önlemez” dedi.
-“SİYANÜRLÜ ÇAMUR DOĞA İÇİN EN BÜYÜK RİSK: DİSK YAPIP YAKALIM”
Atmosfere salınan mobil haldeki siyanürün yine yağmurun ve rüzgarın etkisi ile toprakta uyuyan arseniği aktif hale getirerek suya karışması ve bitki örtüsüne zararı ile en büyük doğa risklerinden birini oluşturduğunu dile getiren Duman, siyanürlü çamurun doğa için en büyük risk olduğunu savundu. Duman, rezervlerin bittikten sonra doğada açık hale bırakılan siyanürlü çamurların 250-300 yılda etkisini ancak kaybedebileceğini veya azaltabileceğini belirterek, “Çamurlar disk haline getirilerek yakılabilir, zararı tamamen ortadan kaldırılabilir.” dedi.
Prof. Duman, siyanürlü çamurların bir proses tekniği geliştirilerek, mikserden çıktığı anda braket disk haline getirilerek yakılabileceğini de belirterek, altın fiyatlarının bin 900 Dolar’a çıktığı günümüzde bu tür yatırımların maden firmaları tarafından istenmesi halinde rahatlıkla yapılabileceğini de sözlerine ekledi.
-“DÜNYA BU TEKNOLOJİLERİ ARTIK GERİDE BIRAKMIŞ, BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ DÜNYADA YARIŞ HALİNDE İKEN BİZİM ÜLKEMİZDE HALA 100 YIL ÖNCE KULLANILAN TEKNİKLER KULLANILIYOR”
Duman, şöyle konuştu: “Ayrıca, bir imalat sektörü çıkardığı atık malzemeleri kendisi işlemez. Örneğin, tıbbi atıkları bir atık firması alır. Metal atıklarını, metal atıkları firmasının aldığı gibi cevheri alındıktan sonraki çamur da atık firmaları tarafından gerekli teknolojik alt yapı kurularak alınır, zira bunlar da maden firmaları için atıktır. Ancak, yasalar bu konuda değiştirilerek bizzat bu şekilde yapılmıştır. Öte yandan, siyanürlü kimyasal atıkların doğaya verdikleri tahribatın bedelini oradan çıkarılan altının tamamını bozdursanız geri getiremezsiniz. Son 50 yılda İzmit körfezindeki sanayi kirliliğinden kaynaklanan atıklardan kaynaklanan kirlilikte, o bölgeden kazanılanların şimdi tamamını versek, Marmara’yı temizleyebilir miyiz? Demek ki, konuya sadece maden işletmelerinde çalışanların maaşı ve SGK sı açısından bakmak yeterli olmayacaktır. Bir bütün olarak düşünmek gerekiyor. Dünya bu teknolojileri artık geride bırakmış, bilişim teknolojileri dünyada yarış halinde iken bizim ülkemizde hala 100 yıl önce kullanılan teknikler kullanılıyor, anlamak mümkün değil. Bilim, sektör bu konuda yan yana çalışmıyor. En ucuz yol, en iyi yol kanaati her sektörde olduğu gibi bu işte de hakim anlayış. “
Yaklaşık 2,5 saat boyunca sunu eşliğinde konuşmasını gerçekleştiren Duman, gelen soruları da cevaplandırdı. Duman, konuyla ilgili ayrıntılı bilgi isteyenlere gerek yerinde, gerekse İTÜ’de her türlü informatik desteği verebileceklerini de ifade etti.
Program sonunda konuşan GÜSİAD Genel Başkanı Doç. Dr. Kenan Aydın, Prof. Dr. İsmail Duman’a teşekkür ederek, “Bir STK olarak konunun, bilimsel bir kaynaktan bilinmesine ihtiyaç vardı. Bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi, çevre ve insan sağlığı açısından konunun taraflarının nelere dikkat etmesi gerektiği hakkında ortaya derinlemesine bilgiler sunulmuştur. Biz STK olarak bilgilendirme rolumuzu yerine getirmeye çalıştık. Madenlerimizin işletilmesine tarafız ancak, doğaya ve insan sağlığına zarar verebilecek her türlü uygulamanın da karşısında olarak kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.” dedi.
GÜMÜP Başkanı Yüksel Hamzaoğlu ise, Prof. Dr. İsmail Duman’a “GÜMÜP Bilim Kurulu” üyeliği teklif ederek, “Konunun sahibi hocalarımıza her zaman ihtiyacımız vardır. Hocanın yayınlarını GÜMÜP sitesinden sürekli ve düzenli olarak yayınlayacağız.” dedi.
-DUMAN: -“MADENLERE KARŞI DEĞİLİZ İŞLEME TEKNİKLERİMİZ TEKNOLOJİNİN GERİSİNDE”
Prof. Dr. İsmail Duman, Türkiye’nin yer altı kaynakları itibarı ile zengin ancak maden işleme teknolojileri son derece ilkel olduğunu öne sürdü. Bilim ve teknolojinin gelişiminin, özellikle bu sahada bulunan firmalar tarafından etkin kullanılmadığını bu sebeple de çevreye geri alınması imkansız kayıplar verdiğini kaydeden Duman, bu alanda teknolojinin yenilenerek, çevre dostu teknolojiler kullanılması gerektiği üzerinde durdu.
“Çevremiz, sadece bizlerin değil, gelecekten çocuklarımızdan, torunlarımızdan, sonraki nesillerimizden ödünç aldığımız ve korumak zorunda olduğumuz bir değerdir” diye konuşan Duman, “Konuyu birkaç yönden ele almak gerekiyor. Maden bahsinin, çıkarılma teknolojileri, işleme ve ürün elde etme teknikleri şeklinde proses çeşitliliği bulunmaktadır. Madenin cevher fazında çıkarılması maden mühendisliğinin, ancak hedef ürünün elde edilmesi süreci metalurjik bir hadisedir.” dedi.
Bu konuda 200 civarında makaleleri ve ulusal-uluslar arası yayını ve patentli buluşlarının bulunduğunu ifade eden Duman, konunun en kritik olan yanının bilime ekonominin bulaşması olduğunu belirterek, birçok meslektaşının özellikle işleme tekniği sürecinde sektöre danışmanlık yaptıklarını bu sebeple de bilimin sermayenin gölgesinde zaafa uğradığını öne sürdü.
-“MOBİL SİYANÜR UYUYAN ARSENİĞİN TETİKÇİSİDİR”
Piyasada kullanılan siyanürün arıtılarak içilebileceğini ancak doğada su buharı ile birlikte serbest halde dolaşan siyanürün, arseniği hareketlendirerek insan sağlığı ve can güvenliği açısından risk teşkil edeceğini ifade eden Prof. Duman, gerek galvano sanayinde gerekse diğer imalat sanayinde kullanılan siyanürün de riskine dikkat çekerek, “Ancak liç havuzlarında buharlaşmaya müsait ortamda buharlaşan sadece su değildir. Rüzgarın ve buharlaşmanın etkisi ile siyanür atmosferde açık alana yayılmaktadır. PH la dengeleme sadece karışım oranının kimyasal niteliğini değiştirir ancak, doğaya salınımını önlemez” dedi.
-“SİYANÜRLÜ ÇAMUR DOĞA İÇİN EN BÜYÜK RİSK: DİSK YAPIP YAKALIM”
Atmosfere salınan mobil haldeki siyanürün yine yağmurun ve rüzgarın etkisi ile toprakta uyuyan arseniği aktif hale getirerek suya karışması ve bitki örtüsüne zararı ile en büyük doğa risklerinden birini oluşturduğunu dile getiren Duman, siyanürlü çamurun doğa için en büyük risk olduğunu savundu. Duman, rezervlerin bittikten sonra doğada açık hale bırakılan siyanürlü çamurların 250-300 yılda etkisini ancak kaybedebileceğini veya azaltabileceğini belirterek, “Çamurlar disk haline getirilerek yakılabilir, zararı tamamen ortadan kaldırılabilir.” dedi.
Prof. Duman, siyanürlü çamurların bir proses tekniği geliştirilerek, mikserden çıktığı anda braket disk haline getirilerek yakılabileceğini de belirterek, altın fiyatlarının bin 900 Dolar’a çıktığı günümüzde bu tür yatırımların maden firmaları tarafından istenmesi halinde rahatlıkla yapılabileceğini de sözlerine ekledi.
-“DÜNYA BU TEKNOLOJİLERİ ARTIK GERİDE BIRAKMIŞ, BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ DÜNYADA YARIŞ HALİNDE İKEN BİZİM ÜLKEMİZDE HALA 100 YIL ÖNCE KULLANILAN TEKNİKLER KULLANILIYOR”
Duman, şöyle konuştu: “Ayrıca, bir imalat sektörü çıkardığı atık malzemeleri kendisi işlemez. Örneğin, tıbbi atıkları bir atık firması alır. Metal atıklarını, metal atıkları firmasının aldığı gibi cevheri alındıktan sonraki çamur da atık firmaları tarafından gerekli teknolojik alt yapı kurularak alınır, zira bunlar da maden firmaları için atıktır. Ancak, yasalar bu konuda değiştirilerek bizzat bu şekilde yapılmıştır. Öte yandan, siyanürlü kimyasal atıkların doğaya verdikleri tahribatın bedelini oradan çıkarılan altının tamamını bozdursanız geri getiremezsiniz. Son 50 yılda İzmit körfezindeki sanayi kirliliğinden kaynaklanan atıklardan kaynaklanan kirlilikte, o bölgeden kazanılanların şimdi tamamını versek, Marmara’yı temizleyebilir miyiz? Demek ki, konuya sadece maden işletmelerinde çalışanların maaşı ve SGK sı açısından bakmak yeterli olmayacaktır. Bir bütün olarak düşünmek gerekiyor. Dünya bu teknolojileri artık geride bırakmış, bilişim teknolojileri dünyada yarış halinde iken bizim ülkemizde hala 100 yıl önce kullanılan teknikler kullanılıyor, anlamak mümkün değil. Bilim, sektör bu konuda yan yana çalışmıyor. En ucuz yol, en iyi yol kanaati her sektörde olduğu gibi bu işte de hakim anlayış. “
Yaklaşık 2,5 saat boyunca sunu eşliğinde konuşmasını gerçekleştiren Duman, gelen soruları da cevaplandırdı. Duman, konuyla ilgili ayrıntılı bilgi isteyenlere gerek yerinde, gerekse İTÜ’de her türlü informatik desteği verebileceklerini de ifade etti.
Program sonunda konuşan GÜSİAD Genel Başkanı Doç. Dr. Kenan Aydın, Prof. Dr. İsmail Duman’a teşekkür ederek, “Bir STK olarak konunun, bilimsel bir kaynaktan bilinmesine ihtiyaç vardı. Bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi, çevre ve insan sağlığı açısından konunun taraflarının nelere dikkat etmesi gerektiği hakkında ortaya derinlemesine bilgiler sunulmuştur. Biz STK olarak bilgilendirme rolumuzu yerine getirmeye çalıştık. Madenlerimizin işletilmesine tarafız ancak, doğaya ve insan sağlığına zarar verebilecek her türlü uygulamanın da karşısında olarak kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.” dedi.
GÜMÜP Başkanı Yüksel Hamzaoğlu ise, Prof. Dr. İsmail Duman’a “GÜMÜP Bilim Kurulu” üyeliği teklif ederek, “Konunun sahibi hocalarımıza her zaman ihtiyacımız vardır. Hocanın yayınlarını GÜMÜP sitesinden sürekli ve düzenli olarak yayınlayacağız.” dedi.