Bugün 18 Mart…
O, olağan üstü diyebileceğimiz, Türk Milletinin Varoluş Mücadelesi, Çanakkale Savaşlarının dönümündeyiz… Bu gün O gün canlarını seve seve vermiş olan şehitlerimizi bir yandan anarken diğer yandan o günlerde neler olmuş şöyle bir idrak etmeye çalışıyoruz…
Bu günü birçok yazar köşesine taşıyacak ve günün anlam ve önemini belirtecektir. Bizim gayemiz ise o günler ile bugün yaşananlar arasında bir köprü kurup, atlanıldığına inandığımız noktaları birleştirmektir.
Bir Rusya vardı yanı başımızda… Akdeniz’e sıcak denizlere inmeyi kafasına, gönlüne yerleştirmiş bir Rusya… O günlerde Erzurum, Bitlis alınmışken araya sıkışıp kalacakken Allah Türk Milletine rahmet nazarıyla tecelli ediyor, Rusya’da çıkan Bolşevik İhtilali ile Kafkas Cephesi kurtuluyor kaybedilen yerler geri alınıyor, sırt sağlamlaşıyordu…
Çanakkale’de yedi düvele karşı mücadele verilmişti. O günler de onlar yenilmiş ve galip gelinmişti ama onlar Çanakkale sırtlarından hiç ayrılmadılar öyle tutundu kaldılar orada. Bu gün eğer bize bu kadar hızlı bir şekilde ulaşıyor ve içimize nüfus ediyorlarsa bu çok uzaklardan gelmediklerinin bir kanıtı olsa gerek… Bizi, biz kadar tanıyan bir yapı…
Dün zayıflamış bir Rusya vardı, Bu gün ise güçlü bir Rusya. Devir değişiyor…
Bu gün Kırım’da bir kazan kaynıyor dumanı Karadeniz’i geçti okyanuslara ulaştı. Bu gün Kırım’da Tatar Türkleri Rusya tarafından bu kazana atılmaya çalışılıyor. Önceki haftalarda Türk basını çok ta olmasa ara sayfalardan Kırım’ı gördü, adetten mesajlar verildi, olay kapandı. Dış işleri Bakanı durumu sıcak tutup her platformda Kırım’dan, Tatar Türklerinden bahsetti, bahsediyor. Belki de en büyük tesellimiz bu…
Bu gün Çanakkale’yi anıyoruz, şehitlerimizi anıyoruz ama şunu iyi bilmeliyiz ki;
Çanakkale’yi anlamak bu gün Kırım’a destek olmaktan, sahip çıkmaktan geçer. Kırım’a giden yol Çanakkale’den geçer… Dün Akdeniz’e sıcak denizlere inmek isteyen Rusya bu gün aynı niyetlerini taşımakta… Daha dün imzaladıkları anlaşmayı tanımayan, hukuk kuralarını hiçe sayan bir ülkenin kalkıp ta eski huylarından vaz geçtiğini nasıl düşünebiliriz ki? Bu gün Rusya Kırım’a hâkim olursa yarın gözünü Çanakkale’ye dikecektir. Bu gün Kırım’a orada yaşayan Tatar kardeşlerimize sahip çıkmaz isek yarın çok ama çok geç olacaktır. Türk Milletinin var oluş destanı Çanakkale inşallah bir kez yazılmıştır, bir daha yazmak gerekmez…
Onun için bugünü daha iyi anlamalı yaşanan dünya gündemini iyi okumalı ve ona göre bilinçli bir toplum olmalıyız. Bu gün Kırım düşerse yarın gözlerin bizde olacağı unutulmamalıdır. Kırım Türkiye’nin milli davası olarak düşünülmelidir. Halk olarak, devlet olarak bu hassasiyeti göstermez isek yarın çok ama çok geç olacak…
Onurları için ölmek isteyen insanları kimse durduramaz…
Sevgi ve saygılar…
O, olağan üstü diyebileceğimiz, Türk Milletinin Varoluş Mücadelesi, Çanakkale Savaşlarının dönümündeyiz… Bu gün O gün canlarını seve seve vermiş olan şehitlerimizi bir yandan anarken diğer yandan o günlerde neler olmuş şöyle bir idrak etmeye çalışıyoruz…
Bu günü birçok yazar köşesine taşıyacak ve günün anlam ve önemini belirtecektir. Bizim gayemiz ise o günler ile bugün yaşananlar arasında bir köprü kurup, atlanıldığına inandığımız noktaları birleştirmektir.
Bir Rusya vardı yanı başımızda… Akdeniz’e sıcak denizlere inmeyi kafasına, gönlüne yerleştirmiş bir Rusya… O günlerde Erzurum, Bitlis alınmışken araya sıkışıp kalacakken Allah Türk Milletine rahmet nazarıyla tecelli ediyor, Rusya’da çıkan Bolşevik İhtilali ile Kafkas Cephesi kurtuluyor kaybedilen yerler geri alınıyor, sırt sağlamlaşıyordu…
Çanakkale’de yedi düvele karşı mücadele verilmişti. O günler de onlar yenilmiş ve galip gelinmişti ama onlar Çanakkale sırtlarından hiç ayrılmadılar öyle tutundu kaldılar orada. Bu gün eğer bize bu kadar hızlı bir şekilde ulaşıyor ve içimize nüfus ediyorlarsa bu çok uzaklardan gelmediklerinin bir kanıtı olsa gerek… Bizi, biz kadar tanıyan bir yapı…
Dün zayıflamış bir Rusya vardı, Bu gün ise güçlü bir Rusya. Devir değişiyor…
Bu gün Kırım’da bir kazan kaynıyor dumanı Karadeniz’i geçti okyanuslara ulaştı. Bu gün Kırım’da Tatar Türkleri Rusya tarafından bu kazana atılmaya çalışılıyor. Önceki haftalarda Türk basını çok ta olmasa ara sayfalardan Kırım’ı gördü, adetten mesajlar verildi, olay kapandı. Dış işleri Bakanı durumu sıcak tutup her platformda Kırım’dan, Tatar Türklerinden bahsetti, bahsediyor. Belki de en büyük tesellimiz bu…
Bu gün Çanakkale’yi anıyoruz, şehitlerimizi anıyoruz ama şunu iyi bilmeliyiz ki;
Çanakkale’yi anlamak bu gün Kırım’a destek olmaktan, sahip çıkmaktan geçer. Kırım’a giden yol Çanakkale’den geçer… Dün Akdeniz’e sıcak denizlere inmek isteyen Rusya bu gün aynı niyetlerini taşımakta… Daha dün imzaladıkları anlaşmayı tanımayan, hukuk kuralarını hiçe sayan bir ülkenin kalkıp ta eski huylarından vaz geçtiğini nasıl düşünebiliriz ki? Bu gün Rusya Kırım’a hâkim olursa yarın gözünü Çanakkale’ye dikecektir. Bu gün Kırım’a orada yaşayan Tatar kardeşlerimize sahip çıkmaz isek yarın çok ama çok geç olacaktır. Türk Milletinin var oluş destanı Çanakkale inşallah bir kez yazılmıştır, bir daha yazmak gerekmez…
Onun için bugünü daha iyi anlamalı yaşanan dünya gündemini iyi okumalı ve ona göre bilinçli bir toplum olmalıyız. Bu gün Kırım düşerse yarın gözlerin bizde olacağı unutulmamalıdır. Kırım Türkiye’nin milli davası olarak düşünülmelidir. Halk olarak, devlet olarak bu hassasiyeti göstermez isek yarın çok ama çok geç olacak…
Onurları için ölmek isteyen insanları kimse durduramaz…
Sevgi ve saygılar…