Dünya işlerimiz Miladi Takvime göre düzenlendiği için 31 Aralık Günü akşamını 1 Ocak’ı biliriz. Oysaki Hicri Takvim, Rum Takvimi, Ay takvimi gibi daha birçok takvim vardır.
Babaannem genelde Rumi takvimi kullanır, küçüklükten beri orak ayı, kiraz ayı lafızlarını ondan duymuşumdur. Köylerde yaşayan insanların ekseriya kullandıkları takvim bizim yöremizde budur. (Rum olduğumuz da çıktı ortaya, sağ ol Babaanne) Bunun yanında Müslüman olmamız hasebiyle Hicri takvim kaidelerine de riayet ederler. Rumi takvimde neye gelir bilmiyorum (Rum değilim demeye çalışıyorum) ama Hicri Takvime göre 13 Kasım Muharrem ayının 10. Günü diğer bir ifade ile Aşure Günü…
Peki, Muharrem ayını ve bu günleri önemli kılan neydi? Bilgi kaynaklarına bakacak olursak;
“ Yüce Allah: “Ey arz! Suyunu yut! Ve ey gök! Yağmuru tut!..” buyurdu. “Su çekildi. İş de bitti, gemi Cudi’ye oturdu.” (Hud, 44)
Ardından, “Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan topluluklara bizden bir selamet ve bereketle gemiden in.” (Hud, 48) buyuruldu.
Muharrem ayının onuncu günüydü. Nuh a.s. bu günü oruç tutarak geçirdi.
…
Musa a.s. ve ümmeti denizin ortasında açılan yoldan geçerek Firavun’un zulmünden kurtuldu.
Muharrem ayının onuncu günüydü. Musa a.s. o gün oruç tuttu.
…
Bu sefer yolculuk denizde değil, karada idi. Allah Rasulü s.a.v. Mekke müşriklerinin zulmünden uzaklaşıp Medine’ye hicret etti. Müminler Medine tepelerinde toplanıp Allah Rasulü s.a.v.’i karşılama mutluluğuna erdiler.
Ve o gün Aşure günüydü. Yani Muharrem ayının onuncu günü.
Rasul-i Ekrem s.a.v., o gün yahudilerin bayram ettiğini, oruç tuttuğunu fark etti. Sebebini sahabeler anlattı:
- “Ey Allah’ın Rasulü! Yahudi ve Hristiyanlar bu güne hürmet ediyorlar!..”
Vahy-i ilâhi, Rasulullah s.a.v.’in gönlünde içtihad olarak yer etti ve şöyle buyurdu:
- “Ben Musa’ya daha yakınım.”
Ve o gün oruca niyetlendi.
- “Gelecek yıl, dokuzuncu günde de oruç tutarım.” buyurdu. Ardından şöyle seslendi:
- “Haydi, insanlara duyurun! Kim bir şey yemişse, günün kalan kısmını oruçlu geçirsin. Bir şey yemeyen oruç tutsun. Zira bugün Muharrem’in onu, aşure günü.” (Buharî, Müslim, Nesaî)
Ve şöyle buyurdular:
- “Aşure orucunu bir gün önce ve bir gün sonra tutmak suretiyle yahudilere muhalefet edin.” (Ahmed. b. Hanbel)
…
Ramazan orucu farz kılınınca, önceden vacip olan Aşure günü orucu isteğe bırakıldı. (Muvatta) Fakat bu orucun fazileti ve kıymeti, diğer peygamberler ve Rasulullah s.a.v.’in tavsiyesi ile bizlere nimet oldu.
Rasulullah s.a.v. Efendimiz buyurdular ki:
“Kanaatime göre Allah, Aşure günü orucuyla önceden işlenmiş bir senelik günahı siler.” (Müslim, Nesai, E. Davud)
“Ramazan’dan sonra en üstün oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.” (Müslim, Tirmizî, Ebu Davud)
…”
Muharrem ayınız ve orucunuz mübarek olsun.
Sevgi ve Saygılar…
Babaannem genelde Rumi takvimi kullanır, küçüklükten beri orak ayı, kiraz ayı lafızlarını ondan duymuşumdur. Köylerde yaşayan insanların ekseriya kullandıkları takvim bizim yöremizde budur. (Rum olduğumuz da çıktı ortaya, sağ ol Babaanne) Bunun yanında Müslüman olmamız hasebiyle Hicri takvim kaidelerine de riayet ederler. Rumi takvimde neye gelir bilmiyorum (Rum değilim demeye çalışıyorum) ama Hicri Takvime göre 13 Kasım Muharrem ayının 10. Günü diğer bir ifade ile Aşure Günü…
Peki, Muharrem ayını ve bu günleri önemli kılan neydi? Bilgi kaynaklarına bakacak olursak;
“ Yüce Allah: “Ey arz! Suyunu yut! Ve ey gök! Yağmuru tut!..” buyurdu. “Su çekildi. İş de bitti, gemi Cudi’ye oturdu.” (Hud, 44)
Ardından, “Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan topluluklara bizden bir selamet ve bereketle gemiden in.” (Hud, 48) buyuruldu.
Muharrem ayının onuncu günüydü. Nuh a.s. bu günü oruç tutarak geçirdi.
…
Musa a.s. ve ümmeti denizin ortasında açılan yoldan geçerek Firavun’un zulmünden kurtuldu.
Muharrem ayının onuncu günüydü. Musa a.s. o gün oruç tuttu.
…
Bu sefer yolculuk denizde değil, karada idi. Allah Rasulü s.a.v. Mekke müşriklerinin zulmünden uzaklaşıp Medine’ye hicret etti. Müminler Medine tepelerinde toplanıp Allah Rasulü s.a.v.’i karşılama mutluluğuna erdiler.
Ve o gün Aşure günüydü. Yani Muharrem ayının onuncu günü.
Rasul-i Ekrem s.a.v., o gün yahudilerin bayram ettiğini, oruç tuttuğunu fark etti. Sebebini sahabeler anlattı:
- “Ey Allah’ın Rasulü! Yahudi ve Hristiyanlar bu güne hürmet ediyorlar!..”
Vahy-i ilâhi, Rasulullah s.a.v.’in gönlünde içtihad olarak yer etti ve şöyle buyurdu:
- “Ben Musa’ya daha yakınım.”
Ve o gün oruca niyetlendi.
- “Gelecek yıl, dokuzuncu günde de oruç tutarım.” buyurdu. Ardından şöyle seslendi:
- “Haydi, insanlara duyurun! Kim bir şey yemişse, günün kalan kısmını oruçlu geçirsin. Bir şey yemeyen oruç tutsun. Zira bugün Muharrem’in onu, aşure günü.” (Buharî, Müslim, Nesaî)
Ve şöyle buyurdular:
- “Aşure orucunu bir gün önce ve bir gün sonra tutmak suretiyle yahudilere muhalefet edin.” (Ahmed. b. Hanbel)
…
Ramazan orucu farz kılınınca, önceden vacip olan Aşure günü orucu isteğe bırakıldı. (Muvatta) Fakat bu orucun fazileti ve kıymeti, diğer peygamberler ve Rasulullah s.a.v.’in tavsiyesi ile bizlere nimet oldu.
Rasulullah s.a.v. Efendimiz buyurdular ki:
“Kanaatime göre Allah, Aşure günü orucuyla önceden işlenmiş bir senelik günahı siler.” (Müslim, Nesai, E. Davud)
“Ramazan’dan sonra en üstün oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.” (Müslim, Tirmizî, Ebu Davud)
…”
Muharrem ayınız ve orucunuz mübarek olsun.
Sevgi ve Saygılar…