Ramazan, paylaşmak ve hediyeleşmektir. Biz de Hollanda Pekünlüler Derneği olarak, diğer kardeş derneklerimizle birlikte Gümüşhane ili Kelkit ilçesi Ünlüpınar (Pekün) beldesinde 25 Temmuz 2014 tarihinde köy meydanında herkese açık bir iftar programı organize edeceğiz. İftar yemeğimizin yanında bir kitabı da hediye olarak davetlilere vereceğiz. Çünkü İslam’ın ilk emri “OKU” dur. Ama malesef biz Türkler çok ama çok az kitap okuyoruz. Avrupa’da kitap okuma oranı % 21, bizde ise onbinde bir. Aradaki fark tam bir uçurum.
Oysa geçmişte bu durum tam tersi idi. Geliniz bunun Elsevier dergisinin 10 Aralık 2005’li sayısından birlikte okuyalım:
“İslam, dünyada birinci uygarlık olduğu 8. ve 15. asırlar arasında İslam Kültürü, entellektüel, liberal, hoşgörülü ve aydınlatmacıydı. Bin yıl önce Bağdat’ta Müslümanlar, cebiri buldular. Hastane ve robot müslümanların buluşudur. Dünyanın hiç bir yerinde müslümanlar kadar kitap okuyan bir millet yoktu. Bağdat kütüphanelerin merkeziydi. H.z. Muhammed, bilim adamlarının teröristlerden çok ama çok daha değerli olduğunu söylüyordu. O zamanlar, Batı dünyası geri, İslam dünyası ileri bir medeniyeti temsil ediyordu. Orta Çağ’da Hıristiyan dünyası kış uykusunda iken, Bağdat’ta müslüman bilim adamları, Yunan klasiklerini, Arapça’ya çevirip okuyorlardı. İslam bilim adamlarının geliştirdiği robotlar, eğlencelerde misafirlere hizmet sunuyorlardı. Camilerin yanında gökyüzünü rasat eden rasathaneler vardı. Bilimin her dalında müslümanlar ileri bir konumdaydı. Çünkü Kuran’ın 6.000 ayetinin 750 si insanı, tabiatı incelemeye davet ediyordu. İslam peygamberi, “Alimlerin mürekkebi, şehitlerin kanından daha kutsaldır” diyordu.
Nereden nereye?
Bugün İslam aleminde ne yazık ki kitap en son konu durumuna düşmüştür. Batı gelip İslam alemini geçmiştir. Tekrar çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak için kitaba, bilime, ilime dört elle sarılmalıyız diye düşünüyoruz.
İşte onun için en azından kendi beldemizde kitap okumayı özendirip, sevdirmek için Diyanet İşleri Başkanlığı yayını HZ. PEYGAMBER VE KARDEŞLİK HUKUKU kitabını hediye olarak dağıtmayı planladık.Çünkü İslam bir kardeşlik dinidir. Hz. Peygamber Veda Hutbesinde şöyle diyor: “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Sonuçta bütün Müslümanlar kardeştirler.... Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanında Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, siyahın beyaza, beyazın da siyaha bir üstünlüğü yoktur...”
İşte Avrupa’da ırkçılık yapanlara vereceğimiz en güzel yanıt bu olsa gerek.
Geliniz bu kitaptan bazı satırları birlikte okuyalım: “...kıyamet gününde peygamberlerin ve şehitlerin imreneceği güzel insanlar vardır. Onlar, akraba olmadıkları halde birbirini Allah rızası için sevenlerdir.” (Shf. 24)
“Kardeşlik hukuku bizi insan olmanın paydasında eşitler... bizi sevinç ve ıstırabta bir kılar.” (Shf. 42)
“İnsan insana dost ve kardeş olarak doğar.” (Shf. 48)
“Diyalog ve hoşgörünün sonucunda kardeşlik gelişir.” (Shf. 66)
“İnsan Kardeşliği, Din kardeşliği, Millet kardeşliği ... hangi kardeşlik olursa olsun bütün kardeşlikler doğrudur. Tıpkı gökkuşağının yedi rengi gibi hakikatın renkleridir. “ (Shf. 67)
“Dost paylaşandır!” (Shf. 112)
“İslam kardeşlik bağının korunması aslında dinin muhafazasıdır.” (Shf. 39)
Tam 13 değerli ilahiyatçı hocalarımızın katkılarıyla ortaya çokan bu kitabı da herkese tavsiye ederiz. Hayırlı Ramazanlar.
Oysa geçmişte bu durum tam tersi idi. Geliniz bunun Elsevier dergisinin 10 Aralık 2005’li sayısından birlikte okuyalım:
“İslam, dünyada birinci uygarlık olduğu 8. ve 15. asırlar arasında İslam Kültürü, entellektüel, liberal, hoşgörülü ve aydınlatmacıydı. Bin yıl önce Bağdat’ta Müslümanlar, cebiri buldular. Hastane ve robot müslümanların buluşudur. Dünyanın hiç bir yerinde müslümanlar kadar kitap okuyan bir millet yoktu. Bağdat kütüphanelerin merkeziydi. H.z. Muhammed, bilim adamlarının teröristlerden çok ama çok daha değerli olduğunu söylüyordu. O zamanlar, Batı dünyası geri, İslam dünyası ileri bir medeniyeti temsil ediyordu. Orta Çağ’da Hıristiyan dünyası kış uykusunda iken, Bağdat’ta müslüman bilim adamları, Yunan klasiklerini, Arapça’ya çevirip okuyorlardı. İslam bilim adamlarının geliştirdiği robotlar, eğlencelerde misafirlere hizmet sunuyorlardı. Camilerin yanında gökyüzünü rasat eden rasathaneler vardı. Bilimin her dalında müslümanlar ileri bir konumdaydı. Çünkü Kuran’ın 6.000 ayetinin 750 si insanı, tabiatı incelemeye davet ediyordu. İslam peygamberi, “Alimlerin mürekkebi, şehitlerin kanından daha kutsaldır” diyordu.
Nereden nereye?
Bugün İslam aleminde ne yazık ki kitap en son konu durumuna düşmüştür. Batı gelip İslam alemini geçmiştir. Tekrar çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak için kitaba, bilime, ilime dört elle sarılmalıyız diye düşünüyoruz.
İşte onun için en azından kendi beldemizde kitap okumayı özendirip, sevdirmek için Diyanet İşleri Başkanlığı yayını HZ. PEYGAMBER VE KARDEŞLİK HUKUKU kitabını hediye olarak dağıtmayı planladık.Çünkü İslam bir kardeşlik dinidir. Hz. Peygamber Veda Hutbesinde şöyle diyor: “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Sonuçta bütün Müslümanlar kardeştirler.... Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanında Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, siyahın beyaza, beyazın da siyaha bir üstünlüğü yoktur...”
İşte Avrupa’da ırkçılık yapanlara vereceğimiz en güzel yanıt bu olsa gerek.
Geliniz bu kitaptan bazı satırları birlikte okuyalım: “...kıyamet gününde peygamberlerin ve şehitlerin imreneceği güzel insanlar vardır. Onlar, akraba olmadıkları halde birbirini Allah rızası için sevenlerdir.” (Shf. 24)
“Kardeşlik hukuku bizi insan olmanın paydasında eşitler... bizi sevinç ve ıstırabta bir kılar.” (Shf. 42)
“İnsan insana dost ve kardeş olarak doğar.” (Shf. 48)
“Diyalog ve hoşgörünün sonucunda kardeşlik gelişir.” (Shf. 66)
“İnsan Kardeşliği, Din kardeşliği, Millet kardeşliği ... hangi kardeşlik olursa olsun bütün kardeşlikler doğrudur. Tıpkı gökkuşağının yedi rengi gibi hakikatın renkleridir. “ (Shf. 67)
“Dost paylaşandır!” (Shf. 112)
“İslam kardeşlik bağının korunması aslında dinin muhafazasıdır.” (Shf. 39)
Tam 13 değerli ilahiyatçı hocalarımızın katkılarıyla ortaya çokan bu kitabı da herkese tavsiye ederiz. Hayırlı Ramazanlar.