Hintli milyarder Ratanji Tata, bir radyo röportajında hayatında mutluluğun dört aşamasından geçtiğini ve gerçek mutluluğun anlamını sonunda anladığını belirtti. Gelin hep birlikte bu hikâyeden payımıza düşeni alalım. Tata, ilk aşamada, zenginlik ve kaynak biriktirmeyi hedefledi, ancak bu ona beklediği mutluluğu getirmedi. İkinci aşamada, değerli eşyalar topladı, fakat bu eşyaların parıltısının kısa sürdüğünü fark etti. Üçüncü aşamada, büyük projeler ve işletmeler aldı, ama burada da hayal ettiği mutluluğu yakalayamadı.
Gerçek mutluluğu dördüncü aşamada buldu. Bir arkadaşının önerisiyle, yaklaşık 200 engelli çocuğa tekerlekli sandalye hediye etti. Bu tekerlekli sandalyeleri çocuklara kendi elleriyle verdiğinde, çocukların yüzlerindeki mutluluk ve heyecanı gördü. Bu an, Tata'nın kalbine dokundu ve hayata bakışını tamamen değiştirdi. Bir çocuğun "Yüzünü hatırlamak istiyorum ki cennette buluştuğumuzda seni tanıyıp bir kez daha teşekkür edebileyim" sözleri, Tata'ya gerçek mutluluğun başkalarının hayatında fark yaratmakla mümkün olduğunu gösterdi.
Tata'nın bu deneyimi, bize paranın ve maddi eşyaların ötesinde bir mutluluğun olduğunu hatırlatıyor. İnsanlar genellikle para kazanmak, değerli eşyalar satın almak ve yüksek mevkilerde kariyer yapmak için çabalar. Ancak bu hedeflere ulaştıklarında, aradıkları gerçek tatmini bulamayabilirler. Hayatın gerçek değeri, maddi kazanımların ötesindedir. Para ve lüks eşyalar geçici mutluluklar sağlayabilir, fakat kalıcı tatmin getirmez. Hayatın değeri, başkalarına, dünyaya kattığımız değerle ölçülür.
Sizlere güzel bir örnek olarak Greta Thunberg'den bahsetmek istiyorum. Greta, küçük yaşlarda büyük hayaller kurarak dünyanın daha yaşanabilir bir yer olmasını amaçlamış ve bu yolda büyük adımlar atmıştır. 15 yaşında iklim değişikliği konusundaki eylemleriyle dikkatleri üzerine çeken Greta, dünya çapında tanınan bir iklim aktivisti oldu. Şu anda 21 yaşında olan Greta, dünya liderlerine hitap ederek iklim değişikliği konusundaki farkındalığı artırmaya devam etmektedir. Greta'nın bu kararlı duruşu ve büyük hayalleri, bizlere ilham kaynağı olmalı. Dünyanın geleceği için fark yaratmanın önemini anlamalı ve bu yolda cesur adımlar atmalıyız.
Greta'nın hikâyesi, bizlere büyük hayallerin küçük yaşlarda da kurulabileceğini ve bu hayallerin dünyayı değiştirebilecek güce sahip olduğunu gösteriyor. Küçük bir çocuğun bile büyük değişiklikler yapabileceğini ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirebileceğini unutmamalıyız. Greta, çevresel sorunlara dikkat çekerek dünya genelinde milyonlarca insanı harekete geçirmiş ve iklim değişikliği konusunda büyük bir farkındalık yaratmıştır.
Belki de kendimizi ana bırakıp büyük hayaller kurmalıyız. Çok paramız olsaydı, önümüzde hiçbir engelimiz olmasaydı, o çok istediğimiz arabayı ve evi alabilseydik ya da hayal ettiğimiz o kariyer basamağında dursaydık, sonra ne olacaktı? Bu soruyu düşünmeli ve sadece maddi hedeflere odaklanmadan hayatı daha anlamlı yaşamalıyız.
Gerçek mutluluğun, başkalarının hayatına dokunmak ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmekle ilgili olduğunu unutmamalıyız. Ratanji Tata ve Greta Thunberg gibi, biz de büyük hayaller kurup bu hayaller doğrultusunda hareket etmeliyiz. Hayatımızı daha anlamlı ve tatmin edici kılmak, sadece kendimiz için değil, başkaları için de fark yaratmaktan geçiyor.
Tata'nın hikâyesinden aldığımız ders, maddi başarıların ötesine geçmenin ve başkalarının hayatında fark yaratmanın önemini vurguluyor. Greta'nın mücadelesi ise genç yaşta bile büyük değişiklikler yapmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Her ikisi de, bize gerçek mutluluğun ve tatminin, başkaları için yaptığımız şeylerle geldiğini hatırlatıyor. Bu nedenle, kendi hayallerimizi gerçekleştirirken, gerçek tatmini elde etmek istiyorsak başka insanları ve dünyayı da odağımıza almaya çaba göstermeliyiz.