Olaylara bir bütün olarak bakıldığında Rusya’nın revizyonist davranışının öngörülebilir olduğunu kaydeden İl Başkanı Ziya Nas, “ABD, NATO aracılığı ile son 15 yıldır Rusya’yı tahrik etmek için ne mümkünse yapmaktadır. NATO tatbikatları bahanesi ile 2009’dan başlayarak önce Gürcistan’ı ardından da Ukrayna’yı devreye sokan ABD, bu hamleleriyle Rusya’yı kuşatacağını açık açık göstermiştir. Portakal ve Gül devrimleri adı altında Ukrayna ve Gürcistan’da yapılan iktidar değişimleri de bu maksatla gerçekleştirilmiştir. Ukrayna’da ki mevcut yönetim, Varşova Paktı’nın bazı eski üye devletlerini aldığı gibi kendilerinin de NATO şemsiyesi altına alınacağını umarak tarihi hatalara imza atmıştır. Bu minvalde Ukrayna’nın ABD ve NATO güdümünde yürüttüğü dış politikaların ülkeyi saldırıya açık hedef haline getirdiği görülmüştür” ifadelerini kullandı.
Yaşananları, ABD’nin “yumuşak güç” uygulamaları ile kendisine tabi kıldığı Ukrayna’da ki yönetime Rusya’nın “sert güç” kullanarak cevap vermesi olarak bakmanın doğru olacağına vurgu yapan Başkan Ziya Nas, “Halk arasında sıkça kullanılan bir atasözü vardır. ‘Başkasının kayığına binen çabuk iner’ diye. Kendi tarihinden, kendi kültüründen, kendi halkından değil de dış ülkelerden alınan güç ile iktidara geldiklerini zannedenler eninde sonunda yalnız kalmaya mahkûm olur. Tıpkı Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelinsky gibi. Bu durum kendi geleceklerini Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman, Rus her hangisi olursa olsun dış ülke temsilcileriyle görüşen bizim siyasetçilerimiz için de ders niteliğindedir” dedi.
Bu bağlamda Rusya’nın Ukrayna topraklarına girişinin Türkiye’yi de çok yakından ilgilendirdiğine dikkat çeken, Başkan Nas, “Mevcut tablo karşısında Türkiye, iki ülke arasındaki sorunlara barışçıl yaklaşım içerisinde olmak durumundadır. Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne sahip çıkmak, NATO ve Rusya nezdinde yapılacak girişimlerle savaşın bir an önce sona erdirilmesi noktasında etkin şekilde arabuluculuk yapmak, Montrö Anlaşması’na tavizsiz şekilde uymak son derece önemlidir” diye konuştu.
Savaşlarda kaybedenlerin daima mazlumlar olduğunu dile getiren Nas, “Dünyanın dört bir tarafında olduğu gibi Ukrayna’da da filler tepişmektedir ve maalesef ki bu tepişmenin sonucunda ezilen ise çimenler olmaktadır. Mazlumlar olmaktadır. Akan kanların, dökülen gözyaşlarının bir an önce dindirilmesi için samimiyetle çaba sarf edilmelidir. Bu samimiyeti; aralarında Rusya’nın da bulunduğu 5 ülkenin güdümündeki Birleşmiş Milletler gösteremeyeceği gibi, ABD’nin kendi menfaatleri doğrultusunda maşa olarak kullandığı NATO’da gösteremez. Bu durum D-8, D-60, D-160 projelerinin ne denli önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.