Saadet Partisi (SP) Gümüşhane İl Başkanı Avukat Akın Demir, ‘Hamle Programı’ kapsamında il merkezi ve ilçelerde 3 günlük gezi ve ziyaretler gerçekleştirdiklerini ve rapor oluşturduklarını söyledi.
Şehrin sorunlarının teşhis ve tedavisi amacı ile gerçekleştirilen ziyaretler sonrasında “Sahipsiz Şehir veya Virana Şehir” kavramını kullandıklarını ifade eden Demir, memleketin her tarafının sorun yumağı haline getirildiğini, 10 yıllık AK Parti iktidarı döneminde Gümüşhane’nin çöküp gittiğini iddia etti.
SODES, DOKA gibi projeler üzerinden sorunların üzerinin kapatılıp cilalanmaya çalışıldığını fakat bunda bile başarılı olunamadığını öne süren Demir, “Bayram oteli örneğinde olduğu gibi ağır hasar almış bina misali gibi binanın kolonları parçalanmış iken dış cephe mantolaması ile binaya sağlam görüntü verilmeye çalışılmıştır. Hiçbir ciddi ve kalıcı çözüm önerileri uygulamamıştır. Mesela birkaç günden beri TYÇP programı ballandırıla ballandırıla antalıyor. Şu kadar kişiye istihdam sağlandı şu kadar kişi iş sahibi oldu falan… peki niçin sorulmuyor bu istihdam sonrası Gümüşhane’de ne kadar mal, hizmet ve iş üretilmiştir. Ne oranda ekonomiye canlılık kazandırılmıştır. 25 Milyar TL lik projenin devlete ve millete katma değeri ne olmuştur. Kısa süreli bu proje ile kaç kişi kalıcı bir şekilde iş, aş sahibi olmuştur. Bu çalışmasının sonrasında işçilerin özlük hakları kıdem vb verilecek midir? Kaç gencin umuduna çare olunmuştur. Bu ve benzeri soruların hepsine yanıt alamayacaksınız. Çünkü beyhude bir proje üzerinden kendimizi kandırıyoruz. 25 milyar TL ile neler yapılmaz ki kaç tane küçük –orta ölçekli fabrika ile kalıcı işler yapılmaz ki, bu kaynakla nice iş, hizmet ve mal üretilmez ki sorunu doğru bir şekilde teşhis etmez iseniz tedaviniz de fayda vermeyecektir.” dedi.
Tarımsal destek adı altında Gümüşhane tarımının bitirildiğini, Kelkit, Şiran ve Köse ilçelerinin şekerpancarı havzası iken bugün gelinen noktada kuru – boş tarlaların havzası haline getirildiğini ifade eden Demir, şunları söyledi: “Mazot fiyatının 4 binlira olduğu bir memlekette hangi traktör çalıştırılabilir ki, gübresi, tohumu, işçi maliyetleri derken tarlayı ekmeden kazanmak daha akıllıca oluyor. İşte bu neden ile tarlalar ekilmiyor. Tarımda kendine yeten ülkeden ithalatçı ülke haline getirildik. Şimdi sormak gerek bu tarım politikası ile Sadak Barajı ne işe yarayacak. Tüm yapılanlar plansız programsız yapıldığı için onca emekte boşa gidiyor. Köylerin, Beldelerin yolları asfaltlanırken köy ve beldelerden kaçan nüfusa yönelik hiçbir iş, proje uygulanmıyor. Yangın evi yakıp yıkarken birileri elinde hortum bahçeyi sulamakta. Bu neden ile köylerimiz, beldelerimiz gurbetçiler gidince viran olmuş beldeleri anımsatıyor. Artık ayağa kalkma zamanı oyun ve oyalanma zamanı değil. Bu şehre hizmet için seferber olalım doğru teşhis ve tedavilerle memleketimizi ayağa kaldıralım. Yeni bir Gümüşhane ve Hakça Yönetim için Saadet vakti gelmiştir.”
Şehrin sorunlarının teşhis ve tedavisi amacı ile gerçekleştirilen ziyaretler sonrasında “Sahipsiz Şehir veya Virana Şehir” kavramını kullandıklarını ifade eden Demir, memleketin her tarafının sorun yumağı haline getirildiğini, 10 yıllık AK Parti iktidarı döneminde Gümüşhane’nin çöküp gittiğini iddia etti.
SODES, DOKA gibi projeler üzerinden sorunların üzerinin kapatılıp cilalanmaya çalışıldığını fakat bunda bile başarılı olunamadığını öne süren Demir, “Bayram oteli örneğinde olduğu gibi ağır hasar almış bina misali gibi binanın kolonları parçalanmış iken dış cephe mantolaması ile binaya sağlam görüntü verilmeye çalışılmıştır. Hiçbir ciddi ve kalıcı çözüm önerileri uygulamamıştır. Mesela birkaç günden beri TYÇP programı ballandırıla ballandırıla antalıyor. Şu kadar kişiye istihdam sağlandı şu kadar kişi iş sahibi oldu falan… peki niçin sorulmuyor bu istihdam sonrası Gümüşhane’de ne kadar mal, hizmet ve iş üretilmiştir. Ne oranda ekonomiye canlılık kazandırılmıştır. 25 Milyar TL lik projenin devlete ve millete katma değeri ne olmuştur. Kısa süreli bu proje ile kaç kişi kalıcı bir şekilde iş, aş sahibi olmuştur. Bu çalışmasının sonrasında işçilerin özlük hakları kıdem vb verilecek midir? Kaç gencin umuduna çare olunmuştur. Bu ve benzeri soruların hepsine yanıt alamayacaksınız. Çünkü beyhude bir proje üzerinden kendimizi kandırıyoruz. 25 milyar TL ile neler yapılmaz ki kaç tane küçük –orta ölçekli fabrika ile kalıcı işler yapılmaz ki, bu kaynakla nice iş, hizmet ve mal üretilmez ki sorunu doğru bir şekilde teşhis etmez iseniz tedaviniz de fayda vermeyecektir.” dedi.
Tarımsal destek adı altında Gümüşhane tarımının bitirildiğini, Kelkit, Şiran ve Köse ilçelerinin şekerpancarı havzası iken bugün gelinen noktada kuru – boş tarlaların havzası haline getirildiğini ifade eden Demir, şunları söyledi: “Mazot fiyatının 4 binlira olduğu bir memlekette hangi traktör çalıştırılabilir ki, gübresi, tohumu, işçi maliyetleri derken tarlayı ekmeden kazanmak daha akıllıca oluyor. İşte bu neden ile tarlalar ekilmiyor. Tarımda kendine yeten ülkeden ithalatçı ülke haline getirildik. Şimdi sormak gerek bu tarım politikası ile Sadak Barajı ne işe yarayacak. Tüm yapılanlar plansız programsız yapıldığı için onca emekte boşa gidiyor. Köylerin, Beldelerin yolları asfaltlanırken köy ve beldelerden kaçan nüfusa yönelik hiçbir iş, proje uygulanmıyor. Yangın evi yakıp yıkarken birileri elinde hortum bahçeyi sulamakta. Bu neden ile köylerimiz, beldelerimiz gurbetçiler gidince viran olmuş beldeleri anımsatıyor. Artık ayağa kalkma zamanı oyun ve oyalanma zamanı değil. Bu şehre hizmet için seferber olalım doğru teşhis ve tedavilerle memleketimizi ayağa kaldıralım. Yeni bir Gümüşhane ve Hakça Yönetim için Saadet vakti gelmiştir.”