Takvim yaprakları 30 Mart’a doğru yaklaştıkça ülke içinde tansiyon gittikçe yükselmekte… Olaylar ”Yetenek Sizsiziniz Türkiye” yarışma formatına dönmüş durumda. Nasıl ki yarışmacılar bir üst tur için bir önceki turdan daha maharetli hareketler yapması gerekiyorsa ülke gündeminde de çita bir o kadar yükselmiş durumda. Vatandaş acaba yarın öbür gün piyasaya ne düşecek niye merakla bekler oldu. Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasının finalistleri bizler bile bunu yapamazdık türünden açıklama ile geride kalırlardı herhalde. Zekâ Küpünü çözmek, bu sorunlar yumağı altında çocuk oyuncağı olsa gerek. Acun Ilıcalı seneye yarışma formatını değiştirerek siyasi aktörler üzerinden bir yarışma düzenlerse şaşırmayalım. Kim daha beklenmedik bir hamle yapacak diye… Hayal güçleri zorlanıyor…
Basın dünyası medcezirler içinde gidip geliyor. Kraldan çok kralcılar… Kalemler kılıç olmuş kan saçıyor. Kaostan beslenenler için bulunmaz fırsat… Herkes birilerinin şövalyesi… Efendiler topraklarını artırma çabasında. William Voles gibi cesur yürekler doğruya doğru eğriye eğri derken İngiltere Kralı ile İskoç Prensi arasında sıkışmış durumda. Birileri hayat yükü altında ezilirken atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor.
Toplum parçalara ayrılmış durumda. Taraf olan kararlılar ve olup biteni şaşkınlıkla izleyen kararsızlar. Taraf olanların karşı taraftakiler kadar ayrıcalıklı olmamaların altında yatan sitemler… Kişisel kararsızlar kişisel kazanım peşinde. Kararsızların kararı sonuca damga vuracak türden azımsanmayacak kadar büyük… Her ne kadar kararsız gibi görünseler de bu kararsız karar halkın sağduyusunu ortaya koyacak…
Tıpası açılan tapelerin gazı kaçtımı sıra geliyor diğer tapelere, bizim memlekette tapemi yok. Bu gidişle kişi başına düşen gayri safi milli gelir gibi yarın öbür gün kişi başına düşen tapelerde gelişmişlik düzeyimizin bir parametresi olursa şaşırmayalım. Gelişmiş ülkelerde okunan gazete sayısı ve üye olunan sivil toplum kuruluşları sayısı sosyo-kültürel kalkınma ölçütü olurken bizde bu tapelere doğru kaymış durumda. Zenginine mi sevinelim fakirine mi üzülelim…
Her günün bir gün öncesinden daha hararetli geçtiği ülke gündeminde sevinilecek taraf, 3.boğaz köprüsü inşaatı, İstanbul-İzmir Otoyol projesi ve Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi kararlığınca devam etmekte. Tek soru işareti Dünyanın devasa Projelerinden biri olan İstanbul 3.Hava Limanı Projesi akıbeti… Ülke gündemini bu dört meseleye bulaştırmadan bu işleri başarabilirsek o zaman gelecek bu ülke insanı için daha iyi olacaktır. Birde şu bir türlü gerçekleştiremediğimiz ama gerçekleştirmek için dünden daha kararlı olduğumuz Nükleer Enerji Projesini de yapabilirsek ondan sonra suskun geveze…
Bu aylarda en çok ihtiyacımız olan sağduyu ve sabır birde çokça yağmur…
Sevgi ve saygılar…
Basın dünyası medcezirler içinde gidip geliyor. Kraldan çok kralcılar… Kalemler kılıç olmuş kan saçıyor. Kaostan beslenenler için bulunmaz fırsat… Herkes birilerinin şövalyesi… Efendiler topraklarını artırma çabasında. William Voles gibi cesur yürekler doğruya doğru eğriye eğri derken İngiltere Kralı ile İskoç Prensi arasında sıkışmış durumda. Birileri hayat yükü altında ezilirken atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor.
Toplum parçalara ayrılmış durumda. Taraf olan kararlılar ve olup biteni şaşkınlıkla izleyen kararsızlar. Taraf olanların karşı taraftakiler kadar ayrıcalıklı olmamaların altında yatan sitemler… Kişisel kararsızlar kişisel kazanım peşinde. Kararsızların kararı sonuca damga vuracak türden azımsanmayacak kadar büyük… Her ne kadar kararsız gibi görünseler de bu kararsız karar halkın sağduyusunu ortaya koyacak…
Tıpası açılan tapelerin gazı kaçtımı sıra geliyor diğer tapelere, bizim memlekette tapemi yok. Bu gidişle kişi başına düşen gayri safi milli gelir gibi yarın öbür gün kişi başına düşen tapelerde gelişmişlik düzeyimizin bir parametresi olursa şaşırmayalım. Gelişmiş ülkelerde okunan gazete sayısı ve üye olunan sivil toplum kuruluşları sayısı sosyo-kültürel kalkınma ölçütü olurken bizde bu tapelere doğru kaymış durumda. Zenginine mi sevinelim fakirine mi üzülelim…
Her günün bir gün öncesinden daha hararetli geçtiği ülke gündeminde sevinilecek taraf, 3.boğaz köprüsü inşaatı, İstanbul-İzmir Otoyol projesi ve Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi kararlığınca devam etmekte. Tek soru işareti Dünyanın devasa Projelerinden biri olan İstanbul 3.Hava Limanı Projesi akıbeti… Ülke gündemini bu dört meseleye bulaştırmadan bu işleri başarabilirsek o zaman gelecek bu ülke insanı için daha iyi olacaktır. Birde şu bir türlü gerçekleştiremediğimiz ama gerçekleştirmek için dünden daha kararlı olduğumuz Nükleer Enerji Projesini de yapabilirsek ondan sonra suskun geveze…
Bu aylarda en çok ihtiyacımız olan sağduyu ve sabır birde çokça yağmur…
Sevgi ve saygılar…