“Coğrafya kaderdir”
İbni Haldun
İbni Haldun “Coğrafya kaderdir” sözünü sanırım Gümüşhane’yi gördükten sonra söylediği kanaatindeyim.
Coğrafya elbette insanın kaderidir. Gümüşhane’de doğan bir çocuk ile Konya’da veya Trabzon’da doğan bir çocuğun yetişmesi, okuması bağlamında coğrafi özellikleri ayırt edebilirsiniz. Dört dağın arasında ve Kuşakkaya’nın eteğinde hüzünler emen bölge insanı eğer tahayyül sınırlarını zorlayamıyorsa ölene kadar coğrafyasının esiri olur. Kuşakkaya’nın arkasını hayal edemeyenlerin başarılı olma şansı yüzde sıfıra yakındır. Trabzon’da deniz ötesini, Konya’da apaçık ufukları hayal edenlere karşın Gümüşhane’de dört bir yanını çevreleyen dağlar ve taşlar hayal sınırlarımıza ket vuran prangalardır.
Siz bakmayın soyadımın “Hayal” olduğuna. Ben yıllardır köşe yazılarımı bu şehrin hayalleri adına işte bu yüzden “Hayal Ötesi” ve kültür sanat sayfamı “Hayal Dükkânı” başlığı altında sürdürüyorum. Çünkü bu şehrin evlatlarının diğer şehirdekilerden tek farkı hayal etmeleri, hayal ettiklerine inanmaları ve o hayalleri gerçekleştirme adına o küçücük dev adımı atmalarıdır. Bunun için tek derdim ve gayretim. Zira Konfüçyüs der ki;
“Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.”
2017 yılının ilk İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu Toplantısında ufukları tahayyül eden Sayın Valimiz Okay Memiş Gümüşhane’mize tersine göçün olacağını ifade etmiştir. Çok doğru ve yerinde bir tespit. 60’lı yılların sonu ve 70’li yılların başlarında ilk gurbetimiz Trabzon, Samsun, Ankara, İstanbul, Bursa ve yurtdışı bu şehrin göç haritasının göstergeleriydi. Ancak son yıllarda beğenmediğimiz taş ve kayaların altı madencilik sektörünü doğurmuş ve Gümüşhane’ye tersine göçün ivmesi başlamıştır. Böylece ilimizde istihdamın önü açılmıştır.
Sayın Valimizin dediği gibi;
“Gümüşhane’nin kalkınmadaki üç önemli sacayağı olan turizm, madencilik ile tarım-hayvancılık sektörlerinde nitelikli iş gücü çok önemli. Şehrin başarılı işadamı Zekai Araz’ın beş yıldızlı oteli hizmete açılıyor. Karaca Mağarası, İnanç Turizmi, Zigana ve Süleymaniye’de kış turizmi ile şehir ufuklarını zorlayacaktır.”
Yine Sayın Valimizin tespitine göre;
“Gümüşhaneliler eğitimli ve varlıklı nüfusunu dışarıya göndermiş. Bu aslında büyük avantaj. Türkiye’de iki meskenli yaşam başladı. Coğrafya çok güzel bir coğrafya, memleket çok güzel bir memleket ve bir de sıla-i rahim kültürümüz var. 320 köyümüz var ve her köye 10’ar bina yapılsa 3200 konut yapar. Bunun esnafa, istihdama ve işgücüne katkısı çok büyük olur.”
Hazırladığım Gümüş Portreler kitabında 3800 Gümüşhaneli biyografi var. Bu biyografilerin çoğu Gümüşhane dışında ve bulunduğu illerde alanlarında ilk sıralarda yer alıyor. Ancak bu hemşerilerimizi doğdukları bölgeye çekmemiz gerekiyor. Her biri Süleymaniye başta olmak üzere diğer birçok alanda bir tuğla koysalar Gümüşhane’miz inanın çağ atlar.
Bu konuda il içi ve il dışındaki girişimci ve yatırımcı hemşerilerimizin en büyük destekçisi Gümüşhane’nin en önemli kazancı ve değeri olan Gümüşhane Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı İsmail Akçay’dır.
O yüzdendir ki tersine göçü başlatacak dev adımları hepimizin yapması gerekiyor. Küslüklerin yerine hemşerilerimize uzatacağımız bir sıcak dost eli tüm önyargıları yıkacak hemşerilerimizin sılayı rahimlerini hızlandırmış olacaktır. Bu değerlerimizin fikirleri alınmalı, yapacakları işlere teşvik verilmeli, bürokratik engeller en kolaya indirilmelidir.
Bulundukları yörelere yaptıkları başarılı çalışmalarla ufuklar atlatan bu değerli hemşerilerimizi ata yurtları Gümüşhane’ye yatırıma bekliyoruz. Bu şehir onları yetiştirdiyse onlarda bir vefa göstergesi olarak bu şehre en azından bir eser kazandırmak zorundadırlar. Bu bağlamda bu şehre bir Aydın Doğan, bir Mustafa Can, bir Hasan Kulaksız, bir Zekai Araz yetmez. Bu şehrin altyapısında söz sahibi olacak birçok değeri vardır.
Çünkü dostlar bizim başka Gümüşhane’miz yok.