Tarih yapanlar kadar tarih yazanlar için mart ayı dop dolu bir ay.
Toplam 22 etkinlik içerisinde tarihi olaylar bakımından; 12 Mart İstiklal Marşını kabulü ve Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşu. 14 Mart Tıp Bayramı. 16 Mart Öğretmen Okullarının kuruluşu. 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler günü. 31 Mart II. Meşrutiyet sonrası kurulan İstanbul Hükümetine karşı başlatılan isyan olarak tarihe geçen önemli günlerdir.
Güncelliği sebebiyle geçtiğimiz pazartesi günü 18 Mart Çanakkale Zaferinin 98. yılını kutladık ve aynı gün şehitlerimizi andık.
Şehitlerimiz toprağa düşen canlardır. Bizim için öldüler. Onun için azizdirler. Çanakkale’de kendi vatanı için toprağa düşen canlarımızın yanı sıra bir o kadar da ecnebi askeri can verdi. Peki... Onlar için ne demeli? Onlara da bu topraklar da işiniz neydi diye sormalı?
Cevabı açık ve net: Avustralyalı, Kanadalı askerler geziye gidiyoruz diye kandırılarak getirildikleri Çanakkale’de ateş çemberi içine düşünce gerçeği öğrenmişlerdi ama artık çok geç kalmışlardı.
İlimizde, “18 Mart Günü” kutlamalarına ayrı bir heyecan katan Gümüşhane Üniversitesinde ki Cephe Tabldotu (Yağlı Buğday Çorbası, Üzüm Hoşafı, Dilim ekmek)nu bu satırların yazarı da, akademisyenlerden Yrd. Doç. Dr. Hasan Güllüpunar, Yrd. Doç. Dr. Fatma Nisan ve Kent Konseyi Başkanı Hasan Pir’le birlikte tattı. Bu kadar az yemekle herkesin nasıl da doyduğunu yaşayarak anladık. Gençlere, bugüne kadar anlattıklarımızı keşke böylesine yaşatarak öğretebilseydik. Üniversiteli gence soruyorum? Tabldot neden böyle?
- Bu gün 18 Mart ya!.
“Çanakkale Ruhu”nu belkide ilkkez böylesine doya doya yaşayan gençlerin gözlerini buğulu ama bir o kadar da göğüslerinin kabarık olduğunu görmek hepimizi mutlu etti.
Yapılan uygulama başarılı olmuştur. 18 Mart gerçeği bir daha silinmemek üzere beyinlere nakş edilmiştir.
Vatan için can veren, toprağa düşen şehitlerimizin hatırası için ne yapılsa yine de azdır. Bir dörtlükle özetleyelim.
Sadık’ım milletin sağolsun başı,
Ay yıldızlı bayrak sarar her na’şı,
Korkusuzca bekler dağ ile taşı,
Yediden yetmişe sorarsan yaşı.
Toplam 22 etkinlik içerisinde tarihi olaylar bakımından; 12 Mart İstiklal Marşını kabulü ve Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşu. 14 Mart Tıp Bayramı. 16 Mart Öğretmen Okullarının kuruluşu. 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler günü. 31 Mart II. Meşrutiyet sonrası kurulan İstanbul Hükümetine karşı başlatılan isyan olarak tarihe geçen önemli günlerdir.
Güncelliği sebebiyle geçtiğimiz pazartesi günü 18 Mart Çanakkale Zaferinin 98. yılını kutladık ve aynı gün şehitlerimizi andık.
Şehitlerimiz toprağa düşen canlardır. Bizim için öldüler. Onun için azizdirler. Çanakkale’de kendi vatanı için toprağa düşen canlarımızın yanı sıra bir o kadar da ecnebi askeri can verdi. Peki... Onlar için ne demeli? Onlara da bu topraklar da işiniz neydi diye sormalı?
Cevabı açık ve net: Avustralyalı, Kanadalı askerler geziye gidiyoruz diye kandırılarak getirildikleri Çanakkale’de ateş çemberi içine düşünce gerçeği öğrenmişlerdi ama artık çok geç kalmışlardı.
İlimizde, “18 Mart Günü” kutlamalarına ayrı bir heyecan katan Gümüşhane Üniversitesinde ki Cephe Tabldotu (Yağlı Buğday Çorbası, Üzüm Hoşafı, Dilim ekmek)nu bu satırların yazarı da, akademisyenlerden Yrd. Doç. Dr. Hasan Güllüpunar, Yrd. Doç. Dr. Fatma Nisan ve Kent Konseyi Başkanı Hasan Pir’le birlikte tattı. Bu kadar az yemekle herkesin nasıl da doyduğunu yaşayarak anladık. Gençlere, bugüne kadar anlattıklarımızı keşke böylesine yaşatarak öğretebilseydik. Üniversiteli gence soruyorum? Tabldot neden böyle?
- Bu gün 18 Mart ya!.
“Çanakkale Ruhu”nu belkide ilkkez böylesine doya doya yaşayan gençlerin gözlerini buğulu ama bir o kadar da göğüslerinin kabarık olduğunu görmek hepimizi mutlu etti.
Yapılan uygulama başarılı olmuştur. 18 Mart gerçeği bir daha silinmemek üzere beyinlere nakş edilmiştir.
Vatan için can veren, toprağa düşen şehitlerimizin hatırası için ne yapılsa yine de azdır. Bir dörtlükle özetleyelim.
Sadık’ım milletin sağolsun başı,
Ay yıldızlı bayrak sarar her na’şı,
Korkusuzca bekler dağ ile taşı,
Yediden yetmişe sorarsan yaşı.
önay turhan 12 Yıl Önce
hocam elinize, dilinize sağlık.ama ne yazıkki o şehitlere kelle diyen gafiller de var.
mustafa kartal 12 Yıl Önce
keşkelerle olmuyor hocam hayatın heranını öyle yaşamadık hissetmedikten sonra birgün yemiş tatmışsın boş mesele bunu yaşam felsefesi haline getirebilmekte komşusu açken tok yatamamakta ben tok olayımda başkası açlıktan ölsün banane diyenlerin karşısında durabilmekte adamsendeciliği hemşericiliği kayırmacayı kaldırıp herkese eşit mesafede durabilmekte zalime karşı durup mazlumdan yana olabilmekte.