Hasan,sabahın köründe kalkmış, daha elini yüzünü yıkamadan, bakayım facebook'ta ne var ne yok diye . Ne olacak ki zaten. Ya vefat haberleri ya da gereksiz gereksiz paylaşımlardır dedi içinden.
Facebook'ta gezindi durdu bir zaman. Birde şu arkadaş isteklerine bakayım dedi. A aa bir ecnebi kız bana arkadaşlık isteği göndermiş .... Önce tereddüt etti. Kabul etsem mi diye. Sonrada ne olacak ki dedi içinden. Ve isteği onayladı.
Aradan bir kaç gün geçtikten sonra ecnebiden bir mesaj gördü. ''Ben var tanışmak seninle'' bozuk Türkçe kelimelerle bir not.
Bizim genç ne oluyor lan deyip kendine bir tokat attı.Bu tokat sayede azda olsa kendine gelmişti. Çok düşündükten sonra verdi kararını.
''Tamam tanışalım'' gayet güzel bir edayla.
Yazıştılar uzun bir süre.
Ecnebi kız bunu Almanya'ya davet etti. Bizimki lan kurtuldum diye çığlık attı. Türkiye'de geçim zor. Orda çalışır bu kızla da evlenirim zengin olurum, hayallerini kurmaya başladı. Bazende kendine çimdik atıyor ki bunlar gerçek mi diye.
Ya aklı başına yeni geldi ya da son demine geldi ki wc'ye koştu. Wc'de de epey hayal kurdu bizim yağız delikanlı. Boy boy evlatlar , arabalar, evler, deste deste avrolar. Aklı başından iyice gitti...
Wc'den çıkıp elini yüzünü yıkayıp sofraya oturunca çok neşeli olduğu gözlerden kaçmadı.
Babası '' Meşhur Hamdi Baba gibi, lan it sabah sabah boncuk mu buldun.''diye oğluna sözlü olarak sataştı. Şimdiye kadar babasına hiç cevap vermemiş bu çocuk ''Evet buldum baba'' dedi.
Babası ''Hadi anlat''dedi. Oğlu olanları eksiksiz anlattı. Babası oğluna nasihat etti. Bunların dolandırıcı olabileceklerini anlattı. Hatta tuzak olabileceğini dahi söyledi. Ama nafile .....
Hasan, ben kararımı verdim dedi, babasına. Babası karar senin karar dedi ve yolun açık olsun sözleri ağzından zorla çıktı .
Bizim yağız delikanlı, gelen davet üzerine, bir hafta içinde kendini Almanya'da buldu. Münih havalimanının dış terminalinde siyah gözlüklü bir adam karşıladı ve bayan Helga'nın kendisini arabada beklediğini söyledi.
Bizim ki tamam dedi.. Ama tanıştığı kızın adı Helga değildi ki. Bir anda duraksadı sonra adam neyse ney. Ben geldim ya. Arabaya yaklaşınca kapıyı yine siyah gözlüklü bir adam açtı. İçerden bir ses:
"Aşkım Hasso hoşgeldin Doşlanta."
Bizim Hasan soğuk terler dökmeye başladı. Ve şaşkınlığı iyice arttı. Karşılama, araba, siyah gözlüklü adamlar, aşkım maşkım gibi laflar....
Gözleri kararır gibi oldu ama bir yudum su ile kendine geldi.
Sağ ol diyebildi sesi titreyerek. Arabaya binince bir şok daha yaşadı. Facebook'ta tanıştığı kız bu değildi ki. O kız gençti. Bu ise 70'lik nene. Bizimki ağzında geveledi bir şeyler. Ama iş işten geçmişti.
Alman kadın bizim sazanı tuzağa düşürmüştü. Çok zengin bir kadındı. Hemen evlendiler. Bizimki bu zenginliği görünce yelkenleri suya indirdi. Hasan, kadın zaten yaşlı. Yarın bugün ölür malvarlığı da bana kalır diye düşündü....
Beş sene sonra kadın öldü. Ve noterden bir yazı ulaştı bizim Hasan'a.
''Aşkım beni affet. Dolu dolu beş sene yaşadım seninle. Daha gençsin çalış hayatını kazan. Ben malvarlığımı ''Sokak Hayvanlarını Koruma Derneğine bağışladım. Karın Helga.''
Yazıyı okuyan Hasan ......
Müjdat Seven 3 Yıl Önce
Çok mesajı barındıran bir yazı