Başta Milli Eğitim Bakanımız Sayın Prof.Dr.Ziya SELÇUK olmak üzere, eğitimcilere ve konuyla alakalı kişilere aşağıdaki soruları sormak istiyorum:
İlk, orta, lise ve üniversitede okuyan öğrencilerimize, yaşadığı toplumun sorunlarını ne derece anlatabiliyoruz?
Öğrencilerimiz toplumun sorunlarına ne derece vakıflar?
Acaba toplumun bu sorunları, öğrencilerimizi ne derece alakadar ediyor?
Öğrencilerimiz fen ilimlerini öğrenebiliyorlar mı yoksa dersi geçmek için ezber mi yapıyorlar?
Fen ilimlerini öğrenirken acaba vicdan sahibi birey olarak da yetişiyorlar/yetiştirilebiliyorlar mı?
Vicdan konusunda da yeterli teorik ve pratik eğitimi alıyorlar mı acaba?
Acaba öğrencilerimiz okul yönetiminde sözde mi söz sahibiler yoksa özde mi?
Okul öğrenci meclislerine yeterince işlerlik kazandırılıyor mu yoksa sadece bir seçimle mi yetiniliyor?
Yabancı dil öğretiminde neden başarısız oluyoruz?
Yıllardır öğretiliyor ama pratikte bir şey yok.
O zaman neyi öğretiyoruz?
Bu yabancı dili öğretirken de öğretilen devletin dili mi yoksa dil üzerinden kültür emperyalizm mi yapılmaya çalışılıyor?
Fen bilimleri ve yabancı dil eğitimine gösterilen duyarlılık neden özel yetenek gerektiren derslere gösterilmez ki?
Okullarda neden önce matematik öğretmeni olup olmadığı sorulduğu halde bir beden, müzik veya resim öğretmeni sorulmaz ki?
Neden din öğretimi derslerine verilen değer sanat derslerine verilmez ki?
Bilgi teknolojilerini öğretmeye çalışıyoruz da onları kes kopyalamak yerine neden biz üretemiyoruz ki?
Yaparak yaşayarak, düşünerek, tartışarak, konuşarak, hayal ederek bir şeyler bulmalarının önünü neden açmıyoruz ki?
Lise sona gelmiş bir öğrenci hangi yeteneğe sahip, bunu neden bilemiyor ki?
Lise sona gelmiş bir öğrenci hangi meslek kolunda daha başarılı olabileceği okulu seçemiyor ki?
Eğlenirken öğrenmeyi ne zaman başaracağız?
Geleceği düşünürken geçmişten nasıl ders çıkaracağız?
Vizyon sahibi gençleri ne zaman yetiştireceğiz?
Kendi kültürüne yabancılaşmadan, doğduğu topraklara ihanet etmeyen gençleri ne zaman yetiştireceğiz?
Okullarda öğrendiği iyi davranışları günlük hayatta uygulamalarını daha ne kadar bekleyeceğiz?
Gelmişini-geçmişini bilen, atalarını inkar etmeyen, öğrendikleri ile yaşadıkları aynı olan, manevi değerleri iliklerine kadar hazmetmiş ve o değerleri pratikte uygulayan nesilleri ne zaman göreceğiz?
Dünya ile entegre olmuş,
olaylara at gözlüğü ile bakmayan,
siyaset üstü,
ahlaki,
vicdani,
hakkaniyetli,
merhametli,
hoşgörülü,
atılgan,
pratik zekaya sahip,
sevecen,
saygılı,
doğruları söylemekten çekinmeyen,
tartışan,
küsmeyen,
kin gütmeyen,
fikirlerinden ötürü korku yaşamayan vs. vs. bireyler ne zaman yetiştireceğiz?
İşte bu sorulara, doğru dürüst cevaplar bulup ve uygulamaya koyduğumuzda aşağıdaki slogana gerek duymayacağız.
''ÜMİT VAR OLMAK İSTİYORUM.''