Yunus’u herkes bilir. Hani vardır ya bizim Yunus deyip de dilimizde sayısız sözünü taşıdığımız muhteremi. İşte bu hafta ondan yola çıkarak birkaç söz etmek istedim bende.
Yunus olamadık, olmaya da pek heves etmedik nedense. Sebebi bilinmez, lakin en azından anlamaya ve anlamlandırmaya çalışmakta da fayda olduğu kanaatindeyim. Yunus ömrünün sonuna doğru söylediği bir şiirinde aynen şu ifadeleri kullanıyordu;
Ben dervişim diyene, bir ün edesim gelir
Seğirdüben sesine, varıp yetesim gelir
Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir
Varıp anın üstüne, evler yapasım gelir
Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür
Varuben ol gölgede, biraz yatasım gelir
O da gölgedir deyu, ta’n eylemen hocalar
Hatırınız hoş olsun, biraz yanasım gelir
Ben günahımca yanam, rahmet suyunda yunam
İki kanat takınam, biraz uçasım gelir
Andan Cennete varam, Cennette huriler görem
Huri gılmanı, bir bir koşasım gelir
Derviş Yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir
Aslında üzerinde durmak istediğim tam olarak son kısım. Bir molla kasım meselesi. Aslında bugün hepimizin aradığı ancak bulunca reddettiği hatta nefret ettiği insan tiplemesidir. Gerçekten, kim kendi eğrisini yüzüne söyleyen bir insanla muhatap olmak ister ki. Hele de her şeyi bilen, her şeyden anlayan mesleki koltukların altında böylesi ezilen insanların bulunduğu dünya da kim yüzüne karşı yanlıştasın diyen insanı ister.
Hatırlayın Hz. Ömer kürsüde; Ey Ümmeti Muhammet ben yanlışa düşersem ne yaparsınız diye sual ettiğinde, seni kılıçlarımızla düzeltiriz Ya Ömer diyen insanlar geçti dünyadan. Peki, bugün bunu söyleyecek insana ne diyebiliriz ki. Molla Kasım olasım gelir bir an çekinir ve susarım. Memlekette bu kadar Yunus varken biz kim Kasım olmak kim der susarım.
** ** **
Merhum Erzincanlı terzi baba ümmi bir zattır. Ancak o kadar güzel beyitler okumaktadır ki insanlar artık rahatsız olmaya başlarlar. Okuma yazma bilmeyen bir insan nasıl böyle sözler edebilir, nasıl insanlara tebliğde bulunabilirdi. Olay büyür Erzincan kadısı huzuruna çıkılır. Kadı sorar efendi Allah’ın sıfat-ı Sübutiyesi kaçtır diye. Terzi baba cevap verir;
“Efendim Allah’ın sıfat-ı sübitiyesi Erzincan beldesinde yaşayanlara göre 7 diğer beldelerde yaşayanlara göre 8 tane sıfat-ı Sübütiyesi vardır. Bu beldeye göre Allah’ın kudret sıfatı yoktur. Çünkü bu beldedekiler Allah’ın kudret sıfatını inkâr etmektedirler. Eğer onlar kudret sıfatına inansalardı Allah’ın ümmi bir kuluna dahi insanlara doğru yolu gösterme kabiliyeti vereceğine şaşmazlardı”
Şimdi bu iki mesele arasında nasıl bir bağlantı kurdun diyenler için şöyle ifade edeyim ki, Molla kasım hayatımızın farklı farklı dönemlerinde karşımıza farklı farklı çıkar. Kimi zaman bir medrese âlimi kimi zaman da ümmi bir kişi olarak. Buna dikkat etmek gerekir. Başkan, Vali, Başbakan, Vekil, Bakan istersen cihan mülkünün tepesinde oturan Süleyman ol, ama sakın yolu unutma. Eğer ki yolu unutursan seni de sigaya çeken bir Molla Kasım çıkagelir.
Zeki Doğan 5 Yıl Önce
Kalemine ve yüreğine sağlık
Yusuf ATAY 5 Yıl Önce
serhat bey yazdığınız yazıyı sonuna kadar okudum tamda da bu günü ve bu günün idarecilerini anlatan başka bir örnek olurmu bilmem ama kalemine ve de yüreğine Allah güç ve kuvvet versin saygılarımla