“Cennet annelerin ayakları altındadır”
Hz Muhammed (SAV)
Ülkemizde bir anne sadece görevini yapmakta olan devletimizin polisine saldırdığı için cezaevine giderken evladının arkasından sanki büyük bir marifet yapmış gibi var gücüyle bağırıyor;
"Dik dur yavrum, dik dur …!"
Niye ve neye dik duracak hanımefendi demeden alamıyoruz kendimizi. Evladınız ne yapmış da arkasında böylesine dağ gibi durarak ona bu mesajı gönderiyorsunuz?
Bunu paylaştığım sosyal medyada bir bayan aynen şu yorumu yazmış;
“Hiç suçu yokken dayak yiyenlere ne demeli. Bu birisinin emrindeki güruh ...”
Vallahi kusura bakma hanımefendi. Bir ağacı bahane edip yüzüne geçirdikleri maskelerle güzel ülkemi kaosa sürüklemek isteyenler, -bu sizin de evladınız olabilirdi- bir bayan polisimize asit atanlara suçu yok demek tamamen bir cehaletin tezahürü değil midir?
Kusura bakmayın ama bu çocukları vatana, millete, dini ve milli değerlerimize düşman eden maalesef biz/siz ebeveynleriz. Çevrede, okullarda, öğretmenlerde ve din görevlilerinde hiç kimse asla ve kat’a kabahat aramasın. Senin öğretmene teslim ettiğin çocuk eğer senin ona verdiğin bozuk eğitimden, yanlış fikirlerden, yediğin haramlardan beslenmiş ise ona ne bir öğretmen, ne bir çevre ne de başka bir şey fayda vermez, veremez.
Diğer yandan anne nasıl olmalı diye bana soracak olursan şu aşağıdaki kısa anekdota ne olur bir kulak ve oku;
Çocuk bir gün okuldan eve geldiğinde annesine bir kâğıt uzattı;
"Bu kâğıdı öğretmenim verdi ve sadece sana vermemi tembihledi" dedi.
Annesi kâğıdı eline aldı ve gözyaşları içinde sesli olarak oğluna okudu;
"Sizin oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin."
Aradan uzun yıllar geçti. O çocuk büyüdü ve Einstein oldu. Annesi vefat ettiğinde, o artık yüzyılın en büyük bilim adamlarından biriydi ve bir gün eski aile eşyalarını karıştırırken bir çekmecenin köşesinde katlı halde bir kâğıt parçası buldu.
Kâğıtta şöyle yazıyordu;
“Oğlunuz şaşkın (akıl hastası) bir çocuktur. Kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz" yazılıydı.
Einstein saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazdı;
"Einstein' kahraman bir anne tarafından, yüzyılın dâhisi haline getirilmiş, "şaşkın" bir çocuktu."
Evet, değerli anne babalar. Anneler peygamber efendimizin (SAV) buyurduğu üzere Cennet vesilelerimizdir. Örneğin Zübeyde Hanım evladı Mustafa Kemal’e;
“Evladım maskeni tak. Sokaklara çık. Milletin dükkânını yağma et. Devletin bayrağına, polisine, askerine taş at, sopalarla saldır, asit dök” mü dedi?
Unutmayın;
“Mustafa Kemal gibi dâhileri de Abdullah Öcalan gibi bebek katillerini de bir anne emzirdi ve yetiştirdi. Vesselam…”