“Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber…
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber? ”
Üstad Necip Fazıl Kısakürek ne güzel dile getirmiş… Esasen bu pencereden bakmak gerekir…
Ölüm, her zaman soğuk ve yalnızdır, hüzün ve acı vermiş olsa da her insanoğlunun tadacağı bildirilmiş bir vaka’dır. Bizlerin diğer insanlardan farkı, Allah’ a inanmışlık içerisinde Amentü’ye iman etmiş, bir inançla bu vakayı kabul ederek baş ütümüze koymaktır.
Ölüme nişanlı değimliydik zaten dünyaya geldiğimizde, o zaman doğumla başlayan bu dünya hayatının ölümle de bir bitişi olacaktı elbet…
Her ölüm erkendir, herkes sevdiğinin en uzun süre yaşamasını ister ama uzamayan ve de kısalmayan takdir edilmiş bir ömür, bir vade vardır. Kişiyi ölümden eceli korurmuş, ecel gelene kadar seni kimse yıkamaz, o gelince de seni kimse tutamaz. Kimse sevdiğine ölümü kolay kolay yakıştırmaz, zor gelir kabullenmek ama bir de hayat gerçeği ve süre gelen devran vardır… Hz. Peygamber bile bu dünyadan göçmüşken hem de yaşı yaşlı denmeyecek kadar iken o zaman biraz nefes alıp, hüznü dağıtmak gerekir…
Geçtiğimiz hafta ortasında Babamız Hakk’ın rahmetine kavuştu.1950 yılında başlamış olduğu çileli yolculuğu mübarek bir Ramazan gününde bitirdi…Şimdi Bayrama kadar Rabbinin misafiri…
Hayat hikayesi Gümüşhane’de bir galandara soğuğunda başlamıştı. O zamanın şartları zordu, Babası yurtdışında gurbet ellerde nafaka derdi ile uğraşırken, köy ve şehir hayatının ortasında gelgitlerle aile etrafında çok ta bir araya gelinemeyen, eğitim ve tahsilde ülkenin zor zamanlarına göğüs germeye çalışan bir Mustafa YILDIZ vardı…
İnsanlara yardım etmeyi seven, cömert, Gümüşhane Özel İdare Müdürlüğünde devam eden memuriyet hayatında çevresi tarafından sevilen, takdir edilen bir insandı.
1993 yılında yakalanmış olduğu Behçet hastalığına bağlı olarak geçirmiş olduğu felç sonucunda 26 yıldır sağ tarafı felçli bir şekilde yaşadı.26 yıl dert çekti, küçük günahlarına kefaret oldu inşallah…26 yıl ağzından bir kere of sözcüğünü duymadık, bir kere isyan etmedi ve kimseye kötü bir tek söz bile söylemedi. Gıybet etmedi, yalan söylemedi.26 yıl boyunca 43 yılın maneviyatını temizledi ve bir Ramazan günü kimseyi incitmeden, acizlendirmeden sessiz ve hızlı bir şekilde “ Müslüman mazlum olmalıdır” hükmünce mazlum olarak Hakk’ a yürüdü. Biz kendisinden razıydık, Allah’ta razı olsun, hakkımız helal olsun. Sizlerde hakkınızı helal ediniz…
Cenazemizi Ankara’da evimizin yanı başındaki kabristana defnettik. Yanımızda kalsın istedik. Sağolsunlar arkadaşlarımız, dostlarımız, Büyüklerimiz bu acılı günde bizleri yalnız bırakmadılar.
Hayatımız boyunca her zaman yanımızda yer alan Babamızın eksik yanlarını bize hissettirmeyen Aile büyüğümüz Dayımız Tahsin KARA’ya şükranlarımızı bir borç biliriz.
Ankara’ya geldiğimiz günden beri, bizleri yalnız bırakmayan, her zaman yanımızda olan Musa CANLI ağabeyimize şükranlarımızı bir borç biliriz.
Gümüşhane’nin Büyüğü Sn. Oltan SUNGURLU nezdinde isimlerini buraya sığdıramayacağımız tüm siyasilerimize, iş adamlarımıza, bürokratlarımıza, Dernek Başkanlarımıza,Basın ve medyamıza, hemşerilerimize, dostlarımıza, arkadaşlarımıza itafen;
Cenazemize katılan, taziye dileklerini ileten, mesaj gönderen, arayıp ta kendilerine cevap veremediğimiz ez bir cümle herkese şükranlarımızı bir borç biliriz.
Babam Mustafa YILDIZ, Cennette buluşmak dileğiyle…
Sevgi ve Saygılar.
BAŞINIZ SAĞOLSUN...MERHUMA TANRIDAN RAHMET, GERİ DE KALANLARA ALLAH SABIR VERSİN...