Yıllar önce bir iş için bir araya geldiğimiz dönemin büyük boya fabrikalarından birisinin sahibi ile yemekte önündeki bardağı göstererek;
“İmalat ticaret gibi belki kârlı iş değildir ama ‘bunu ben yaptım’ dersin ve imal ettiğin şeyden mutlu olursun” demişti.
Yine seksen öncesinin bitmeyen grevler döneminde fabrika sahibi, fabrikanın bina ve makinalarını tahrip eden grevdeki işçilerine hitaben;
“Evlatlarım fabrikanın yerine apartman yapsam daha çok para kazanırım buradan hepimiz ekmek yiyoruz, lütfen kırmayın dökmeyin” diye yalvarmıştı.
Nitekim yıllar sonra o fabrikanın yerine AVM yaptı.
Hakikaten imalat hem çok zor, hem çok riskli, hem de bürokratik yolları çok meşakkatlidir.
Düşünün bu ülkeye bir yatırım yapmaya çalışıyorsunuz, yaptığınız yatırıma mücavir belediyeden tutun da devletin bütün bürokrasisi müdahil oluyor.
Bu insanlar özellikle son dönemde şehirle iç içe girmiş fabrikalarının arsa veya binalarını satsalar bir kaç nesline yetecek kazanç elde edebilirler. Fakat özellikle içlerinde öyle tanıdıklarım var ki; hakikaten imalata aşıktırlar. Hep yeni birşey üretmenin peşindedirler.
O nedenle sanayicilere ayrı bir saygı duyarım.
Şimdilerde bir üniversite de ders de veren siyasetçi ve sanayici ağabeyimiz Ziya Hayırlıoğlu’na bir tarihte;
- Hindistan, İran bile araba yapıyor biz de araba yapabilir miyiz?
Diye sorduğumda,
-Bal gibi yaparız, demişti.
Aradan birkaç yıl geçti ve Türkiye’de Togg otomobil üretilmeye başladı.
Aydınlar Ocağı Genel Merkezi olarak birkaç ay önce bu konularda açıklamalarda bulunması için Ziya Hayırlıoğlu’nu konuşmacı olarak davet ettik.
Çok istifade ettiğimiz konuşmasını tamamladıktan sonra soru cevap kısmına gelindiğinde bir soruya cevaben,
-Bu konuda ne iktidar, ne de muhalefet partileri beni ilgilendirmiyor. Bu işin partizanlığı olmaz. Bir sanayici olarak söylüyorum ki bu otomobilin nüfus kağıdı bizim, dolayısıyla bu otomobil bize ait diyerek noktayı koymuştu.
Bence işin özeti de bu.
Burada detaya girmeden şunu söyleyebilirim ki; maalesef Togg gerek iktidar, gerekse muhalefet tarafından siyasete çok malzeme oldu.
Halbuki geçmişten ibret almamız gereken “Devrim Otomobili” örneğimiz var.
Şairin dediği gibi;
“Sudan sebeplerle yitiririz su gibi aziz şeyleri çoğu zaman.”