Ara
Gümüşhane
Kapalı
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,3022 %0.32
44,9570 %0.28
4.148,96 % -0,55
Baş Yastığa Gelince - Benim Hâlimle

Baş Yastığa Gelince - Benim Hâlimle

YAYINLAMA:

Yazımızın başlığını, Aşık Garip'in
“Gurbet elde baş yastığa gelende; gayet yaman olur işi; garibin gelen olmaz, giden olmaz; yanına siyah toprak ile taşı garibin ”
dizelerindeki duygu yüklü manayı; Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde “baş yastığa gelince” anladık ve yaşadığımız duygusal anları paylaşalım istedik. Şöyle ki:

Gün: 04 Nisan 2025 – Gümüşhane Devlet Hastanesi, 442 nolu bakım odası
Saat ilerledikçe, bir sürü anı ve çarpraz düşünceler sarmalında not ettiklerim…

Bugün yine yorgunum… Ancak bu yorgunluk yalnızca bedende değil.
İçimde öyle bir ağırlık var ki; başımı yastığa koyduğum anda sanki dünyanın bütün yükü boynumdan aşağı süzülüyor. Hasta olmak ne garip…
Bir yandan beden savaşıyor, diğer yandan ruh sessizce “dayan” diyor.

Biliyorum, bugün zor geçti.
Ama kendine bu kadar yüklenme.
Her nefes, iyileşmeye atılan küçük bir adım…
Sen elinden geleni yapıyorsun. Bu da yeter.

Üşüyorum. Battaniyenin altındayım; ancak içimdeki boşluk soğuk.
Sanki biri “geçer” dese, hemen sarılıp ağlayacağım, o sıcak kucağı beklerdim… Fakat kimse gelmedi.
Bu durum, kendi başınla kalmayı, kendi kendine iyi gelmeyi, hatta kendi kendine sarılmayı öğretiyor.

Zayıf hissettiğin anlar da senindir…
Gücün yalnızca dimdik durmakta değil; bazen usulca çökmede, sonra yavaşça kalkmakta gizlidir.

Ve baş yastığa gelince; en çok o anda içim yanıyor.
Gündüz insanı hafifçe oyalanırken, gece tüm duyguların bir araya geldiği andır:
suskunluk, özlem, kırgınlık; belki geçmişin yankısı, belki de söyleyemediklerin.
Hepsi, yastığın içinde seninle birlikte nefes alır gibi.

Bırak, gelsin hepsi…
İçini tutma, gözyaşını da tutma.
Bazen iyileşmek, yalnızca ağlayabildiğini fark etmekle başlar.

Ama bu hâl geçecek, biliyorum.
Çünkü içimde; her yorgunluğa rağmen hâlâ bir direnç var.
Çok derinlerde “iyileşeceğim” diyen bir ses saklı;
azıcık su, bir parça sevgi ve biraz sabırla beslenen bir umut var.

İçinde hâlâ ışık var…
Sadece bugün bulutlu; ama güneş senin içinde, orada…
Göreceksin, yeniden parlayacak.

Ben hastayım, evet;
ama aynı zamanda güçlüyüm… Çünkü bu hâl içinde bile yazabiliyor, hissedebiliyor ve hâlâ sevgi arayabiliyorum.
Bu da demektir ki: her şey geçecek.

Bugün yastığım bana sırdaş oldu;
yarın belki bir gülümseme…
Fakat her şeyden önce, ben kendime iyi geleceğim.
Çünkü baş yastığa gelince en çok kendimi duyuyorum ve bu sesi sevmeye başladıkça her şey biraz daha hafifliyor.

14.04.2025 – Yusuf Sadık, emekli Milli Eğitim Müdürü..

Not: Gelecek yazımızın başlığı: " Ziyaret "

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *