Büyük ziyaret diyorum. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir numaralı adamı: Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Pazar günü (12 Ekim 2014) Gümüşhane de idi.
Kendisine rekor düzeyde oy veren Gümüşhane halkına teşekkür etmek için ilimizi teşrif eden Sayın Cumhurbaşkanının, halkımızla buluşmasının yankıları; ziyaret öncesi ve sonrası yerel, bölge ve yaygın basında geniş yankı buldu. Recep Tayyip Erdoğan çoşkusu halkı alanlara çeken en büyük etken oldu.
Yurttaşların Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını daha yakından görebilmek için yarış ettikleri gözlenirken adeta bir izdihamın yaşandığınıda söylemek mümkün. Bunun anlamı; Cumhur; seçtiği başkanına olan güvenini bir kez daha yineliyor demektir.
Halkın bu ziyarete gösterdiği ilginin doruk noktasında olması ister istemez önceki yıllarda yapılan bu tür ziyaretlerin çağrışımını yaptırdı.
Birinci Cumhurbaşkanı Büyük Atatürk Gümüşhane’ye gelmedi, Trabzon’a kadar geldi. Gümüşhane halkından önde gelenler Ata’yı Trabzon’da ziyaret etti.
İkinci Cumhurbaşkanı İnönü geldiğinde çocuktuk hatırlamıyoruz.1954 yılında Celal Bayar gelmişti. O zaman da ilk öğretmen okulu birinci sınıfında idik. Şehrin nüfusu bilemedin 2000 civarında idi. Karşılama DP’liler tarafından gerçekleştirildi.
Yıl 1967 Cevdet Sunay şehrimizde. Bendeniz Gümüşhane Lisesi Müdür Başyardımcısı. Karşılama ile görevli kılınmıştık. Öğle yemeği lisemizde alınan önlemlerle gerçekleştirildi. Hatıra defteri önüne geldiğinde Sayın Sunay; “ ne yazalım? Gümüşhane’ye geldik güzel yemekler yedik.“ diyerek esprili bir söylemden sonra asıl düşüncelerini yazdı. Tabii yatırım ve buna benzer şeyler söz konusu değil.
Yıl 1982 Kenan Evren (beşkardeşlerin en büyüğü). Yaz ortası, vali Rafet Üçelli. Kurşun geçirmez kürsü hazır. Yurttaşlara haber salındı. Herkes alanda bekliyor.
Paşa netekim diye söze başladı. Ardından dil konusu. Türkçe üzerinde yoğunlaşan konuşması sebebiyle bizler dahil bir şeyler anlamaya çalışıyorduk ki? Halk yavaş yavaş alanı terk etmeye başladı. Öyle ya Türkçe okuyup yazan bu şehirde dil dersi vermenin ne gereği var. Sonraki yorumlardan anladık ki, Bingöl’de yapılacak olan konuşmanın metinleri paşanın eline tutuşturulmuş.
Kürsüden inerken “netekim, Allah buraya bir şey vermemiş biz ne verelim” dediği hala kulaklarımdadır.
Sayın Demirel’in teşrifleri de bundan farklı olmadı. Demirel, iddialı biçimde “Gümüşhane’yi Bursa yapacağız” diyerek bizi kandırdı ve Özal’a salto atmıştı.
Abdullah Gül hocamız sağ olsun gül gibi adamdı. Geldi ve gitti. Herkes tanıyor vaat ettiği bir şey de olmadı.
Gelelim Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a. Bu ziyaret farklı bir ziyaret içi ve dışı dolu. Boş olan ne söz nede vaat olmadı. Gün 12.10.2014 yer Zafer Meydanı. Daha önce bu alanda yine konuşmuştu. Bu kez farklı oldu. Alanda 20 binden fazla insan topluluğu. Son yıllarda görülen en mahşeri kalabalık.
Yağmur altında beklemek ve illada Recep Tayyip Erdoğan’ı yakından görmek tutkusu... Kadın, çocuk, genç kız-erkek ve yaşlılar. İnsanlar buraya zorla getirilmedi. Hepsinde var olan ortak duygu bireysel sevgi. Bu sevginin oluşturduğu selin önünde kim durabilir ki?
Ve konuşmalar
Belediye Başkanı Ercan Çimen yaptığı kısa konuşmada hoş geldiniz diyerek şehir adına dileklerini sundu.
Valimiz Sayın Yücel Yavuz son derece akıcı üslup, öz ve anlaşılır biçimdeki konuşması ile bizleri onure etti. Kendisine şükran borcumuz var,
Son konuşmacı ise Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Yaptığı etkili ve heyecan dolu konuşması alanı dolduranların alkışları ile arada bir kesilmiş olsa da dinlemekten son derece keyf alındığı gözlerden kaçmadı.
Ülkeyi yakıp yıkanlar ve onlarla yandaş olanların kazançlı çıkamayacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan kazanan sizler yani millet olacaktır mesajı alkışları doruğa çıkarmaya yetti ve arttı.
Kalabalık bir devlet ricali ile gerçekleştirilen bu ziyaretten Gümüşhane olarak nasiplendik diyebiliriz. Tüneller, demiryolu, havalimanı, Süleymaniye, Çakır göl kayak ve ilimizin merkezlerinin ihtiyacı, kentsel dönüşüm ve TOKİ yatırımları gibi temel ve önemli yatırımların hayata geçirilmesi taleplerimizin kabul gördüğü kanaati hasıl oldu.
En büyük kazancımız ise; “bundan sonraki işlerinizin takipçisi olacağım” şeklinde tarafımıza verilen söz.
Teşekkürler Cumhurbaşkanı, Teşekkürler Sayın Erdoğan.
Kendisine rekor düzeyde oy veren Gümüşhane halkına teşekkür etmek için ilimizi teşrif eden Sayın Cumhurbaşkanının, halkımızla buluşmasının yankıları; ziyaret öncesi ve sonrası yerel, bölge ve yaygın basında geniş yankı buldu. Recep Tayyip Erdoğan çoşkusu halkı alanlara çeken en büyük etken oldu.
Yurttaşların Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını daha yakından görebilmek için yarış ettikleri gözlenirken adeta bir izdihamın yaşandığınıda söylemek mümkün. Bunun anlamı; Cumhur; seçtiği başkanına olan güvenini bir kez daha yineliyor demektir.
Halkın bu ziyarete gösterdiği ilginin doruk noktasında olması ister istemez önceki yıllarda yapılan bu tür ziyaretlerin çağrışımını yaptırdı.
Birinci Cumhurbaşkanı Büyük Atatürk Gümüşhane’ye gelmedi, Trabzon’a kadar geldi. Gümüşhane halkından önde gelenler Ata’yı Trabzon’da ziyaret etti.
İkinci Cumhurbaşkanı İnönü geldiğinde çocuktuk hatırlamıyoruz.1954 yılında Celal Bayar gelmişti. O zaman da ilk öğretmen okulu birinci sınıfında idik. Şehrin nüfusu bilemedin 2000 civarında idi. Karşılama DP’liler tarafından gerçekleştirildi.
Yıl 1967 Cevdet Sunay şehrimizde. Bendeniz Gümüşhane Lisesi Müdür Başyardımcısı. Karşılama ile görevli kılınmıştık. Öğle yemeği lisemizde alınan önlemlerle gerçekleştirildi. Hatıra defteri önüne geldiğinde Sayın Sunay; “ ne yazalım? Gümüşhane’ye geldik güzel yemekler yedik.“ diyerek esprili bir söylemden sonra asıl düşüncelerini yazdı. Tabii yatırım ve buna benzer şeyler söz konusu değil.
Yıl 1982 Kenan Evren (beşkardeşlerin en büyüğü). Yaz ortası, vali Rafet Üçelli. Kurşun geçirmez kürsü hazır. Yurttaşlara haber salındı. Herkes alanda bekliyor.
Paşa netekim diye söze başladı. Ardından dil konusu. Türkçe üzerinde yoğunlaşan konuşması sebebiyle bizler dahil bir şeyler anlamaya çalışıyorduk ki? Halk yavaş yavaş alanı terk etmeye başladı. Öyle ya Türkçe okuyup yazan bu şehirde dil dersi vermenin ne gereği var. Sonraki yorumlardan anladık ki, Bingöl’de yapılacak olan konuşmanın metinleri paşanın eline tutuşturulmuş.
Kürsüden inerken “netekim, Allah buraya bir şey vermemiş biz ne verelim” dediği hala kulaklarımdadır.
Sayın Demirel’in teşrifleri de bundan farklı olmadı. Demirel, iddialı biçimde “Gümüşhane’yi Bursa yapacağız” diyerek bizi kandırdı ve Özal’a salto atmıştı.
Abdullah Gül hocamız sağ olsun gül gibi adamdı. Geldi ve gitti. Herkes tanıyor vaat ettiği bir şey de olmadı.
Gelelim Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a. Bu ziyaret farklı bir ziyaret içi ve dışı dolu. Boş olan ne söz nede vaat olmadı. Gün 12.10.2014 yer Zafer Meydanı. Daha önce bu alanda yine konuşmuştu. Bu kez farklı oldu. Alanda 20 binden fazla insan topluluğu. Son yıllarda görülen en mahşeri kalabalık.
Yağmur altında beklemek ve illada Recep Tayyip Erdoğan’ı yakından görmek tutkusu... Kadın, çocuk, genç kız-erkek ve yaşlılar. İnsanlar buraya zorla getirilmedi. Hepsinde var olan ortak duygu bireysel sevgi. Bu sevginin oluşturduğu selin önünde kim durabilir ki?
Ve konuşmalar
Belediye Başkanı Ercan Çimen yaptığı kısa konuşmada hoş geldiniz diyerek şehir adına dileklerini sundu.
Valimiz Sayın Yücel Yavuz son derece akıcı üslup, öz ve anlaşılır biçimdeki konuşması ile bizleri onure etti. Kendisine şükran borcumuz var,
Son konuşmacı ise Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Yaptığı etkili ve heyecan dolu konuşması alanı dolduranların alkışları ile arada bir kesilmiş olsa da dinlemekten son derece keyf alındığı gözlerden kaçmadı.
Ülkeyi yakıp yıkanlar ve onlarla yandaş olanların kazançlı çıkamayacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan kazanan sizler yani millet olacaktır mesajı alkışları doruğa çıkarmaya yetti ve arttı.
Kalabalık bir devlet ricali ile gerçekleştirilen bu ziyaretten Gümüşhane olarak nasiplendik diyebiliriz. Tüneller, demiryolu, havalimanı, Süleymaniye, Çakır göl kayak ve ilimizin merkezlerinin ihtiyacı, kentsel dönüşüm ve TOKİ yatırımları gibi temel ve önemli yatırımların hayata geçirilmesi taleplerimizin kabul gördüğü kanaati hasıl oldu.
En büyük kazancımız ise; “bundan sonraki işlerinizin takipçisi olacağım” şeklinde tarafımıza verilen söz.
Teşekkürler Cumhurbaşkanı, Teşekkürler Sayın Erdoğan.