“Ben deli miyim akıllı olayım”
Erzurumlu Ramazan
Onlar ait oldukları şehrin ve toplumların bereketi, huzuru, sağlığı ve saadetidir. Tarih boyunca ötekileştirilen, görmezlikten gelinen, dalga geçilen, hor görülen, ezilen bir kesim onlar. Deli diyoruz ya hani toplumda kim bilebilir ki deli onlar mı, yoksa bizler mi?
Öylesine yerinde ve manalı cümleler kullanıyorlar ki acaba demeden geçemiyoruz. Onlar bir nevi akraba evliliği, kan uyuşmazlığı, çocukken geçirilen ateşli hastalıklar neticesinde Rabbimizin bizlere sunduğu emanetlerdir.
Gümüşhane’de yaşamış ve yaşamakta olan Allah dostlarımız var. Torullu Hadi, Bıcık Aydın, Selami, Datdav Hamdi, Bayburtlu Ahmet, Şiranlı Ahmet, Armağan, Kadir, Ergün, Rahmetli Mahmut, Sordalı Turgut, Sordalı Sevgi Abla, Goryanalı Yusuf, Torullu Erol, Akçahisarlı Uğur ve daha niceleri.
Deli mi, veli mi bir türlü hesabını yapamadığımız Allah dostları bunlar. İçimizden birileri. Kardeşimiz, babamız, ağabeyimiz, arkadaşımız, canciğerlerimiz. Yarın bir hastalık, bir sebep gelir onlar gibi olabiliriz. O yüzden ben her daim onlara farklı gözden bakarım.
Eğer bir toplumda deli dediğimiz Allah’ın bu veli kulları olmazsa orada bereketi zor bulursunuz. Onlar bizlerin hemen her gün gördüğü, bilhassa akıl sağlığının ne derece önemli olduğunu, ona göre bu Allah dostlarına nasıl muamele edebileceğimizin yani bir nevi imtihan vesilelerimiz.
Onlar bu şehrin ve toplumumuzun mihenk taşları. Her birinin farklı özellikleri var. Kimi para toplar, kimin para ile asla işi olmaz. Kimi beş vakit namazında, kimi kendi dünyasında. Kimi Rahmetli Torullu Hadi gibi öylesine cümleler kurar ki şaşırır kalırsınız.
Hani Gümüşhane Valisi Hadi’ye sormuştu;
“Beş kere beş kaç eder Hadi” diye. O da; “yirmi beş eder sayın valim” demişti. Vali bu sefer de “Hiç olur mu otuz eder” deyince de şu manidar cevabı vermişti;
“Sayın Valim. Her ne kadar beş beşin yirmi beş etse de siz bu ilin valisiniz. Sizin dediğiniz gibi olsun.”
Bir keresinde Selami’nin yanında geçtim. Sonra dönüp ona bir miktar para verince bana dönmüştü ve şu cevabı vermişti. Bugün hala o sözü hatırlar ve titrerim.
“İnsanlık güzel şey değil mi hocam…?”
Bir gün Selami valilik önünde sala çekiyor. Hamdi yanına vardı bir şey dedi. Selami Hamdi’yi kovalayınca Hamdi bana döndü ve şu sözler döküldü dudaklarından;
“Bu var ya Hoca deli, deli…”
Erzurumlu Allah dostlarından biri olan Dadaş Ramazan her defasında “Ben deli miyim akıllı olayım” dermiş.
Ancak bizlerin içinde tabiri caizse akıllı geçinen bazıları var ki bu Allah dostlarını hakir görüyor, onlara kötülük yapıyor ve maalesef onlara içki vb şeyler içirmeye kalkıyoruz. Ben deli dediğimiz bu insanlardan değil asıl bunlara zulmeden bu zavallı güruhtan korkarım.
Bayburtlu Ahmet’in hemen her gün yanına varır ve sohbet ederdim. Kimisi derdi hocam sen deli misin ne işin var her gün onun yanında deyince şu cevabı verirdim;
“Harabat ehlini hor görme Şakir,
Defineye malik viraneler var.
EyvAllah hocam . Emeğinize sağlık.