Irkçılık imiş Türküm demek.
2013 yılında Milli eğitim bakanlığı bir yönetmelik değişikliği sonrası andımızın okullarda okutulmasını kaldırmış, geçtiğimiz günlerde ise Danıştay 8. Dairesi bu değişikliğin iptaline ve andımızın tekrardan okutulmasına hükmetmiştir.
Danıştay’ın bu kararı sonrası memleket adeta birbirine karıştı, ne karışma ki asırlık Şurayı Devlet birileri tarafından hiçe sayıldı ve ‘’yahu siz kimsiniz’’ lafları her zaman ki gibi havada uçuştu.
Danıştay’ın bu kararına karşı gösterilen tepkiler sonrasında aklımda beliren bazı soruları kamuoyuna sormak isterim;
Sizce Danıştay 8. Dairesi andımız kararını 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası (darbe sonrasındaki birkaç ay içerisinde) vermiş olsa idi o gün ‘’14 yılın ardından Mustafa Kemal Atatürk ü hatırlayanlar’’ bu gün Danıştay kararını hiçe sayabilecek cesareti kendilerinde bulabilecekler miydi?
2013 de Kürdistan türkülerinin söylendiği, sözde çözüm süreci yıllarında ırkçılık yapılıyor diye özellikle ‘’Kürtlerin’’ istemesi sonrası kaldırılan andımız; bu gün tekrardan bir çözüm süreci başlayacağı için mi birilerini rahatsız ediyor?
Anlamadığım bir şey var ya hu bizim ülkemizin adı ney?
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti. 783.562 metrekare vatan toprağına Türkiye Cumhuriyeti diyor isek içerisinde yaşayan milletler burayı vatan biliyor iseler birileri Türküm demekten neden imtina etsinler?
Türküm demekten imtina edenler zaten bu ülkenin bölünmesini isteyenler değil midir ki biz bu gün onların istediği gibi davranıyoruz?
Acaba Sayın Cumhurbaşkanımız partisi içerisindeki Kürt vekiller veya bu ülkede yaşayan Kürt halk rahatsızlık duyar diye mi Danıştay kararını bu denli eleştirmektedir?
Madem ırkçılık sorarım size ülkemizin adını mı değiştireceğiz, yoksa kendini soyutlayan toplumları sınır dışına mı davet edeceğiz?
Madem ırkçılık o vakit ‘’Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartlarında’’ uyruk kısmına T.C yerine Kürt, Çerkez, Gürcü, Boşnak ya da Arnavut vb. millet isimlerini mi yazalım?
Dokunur beyler, siz Türküm demek ırkçılık der iseniz bu dediğiniz doğuda sınırda ve sınır dışında canı pahasına vatanı savunanlara dokunur.
Terörle mücadelede üstün mücadele verdiğimiz bu yıllarda;
‘’Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!’’
Demek birilerine batacak ise bu mücadele sekteye uğrar.
Lütfen kimse bu ülkeyi saçma sapan bir çözüm sürecine döndürmesin. Hendeklerin içini doldurmayı tamamladığımız ve çözüm sürecinde tuzaklanan mayınları bitirmek üzere olduğumuz bu günlerde hiç kimse böyle bir olaya kalkışmasın.
Doğuda halk güçlü Türkiye Cumhuriyeti Devletini benimsediği bu günlerde kimse lütfen böyle bir yanılgıya düşmesin.
Bizler milli birlik ve beraberliğimizi Türklüğümüze borçluyuz. Herkes bunu benimsemelidir. Bunun üzerinden hiç kimse siyaset yapmamalıdır. ABD’nin ülkemizi bölmek adına türettiği PKK ve diğer bölücü örgütler ile sözde Kürt halkının savunucusu HDP’nin zarar gören Kürtlerle ilgili hiçbir derdi tasası yoktur. Onların tek derdi bazı Kürt kesimleri kullanmaktır.
Biz, Kürtler ve bu vatan toprağı içerisinde yaşayan onlarca milletle binlerce yıldır nasıl kardeşçe yaşamışsak bundan sonra da yaşamaya devam edeceğiz. Siz yeter ki devleti güçlü tutun aksinden kimsenin şüphesi olmasın.
Cumhuriyetimizin 95. Yılını kutladığımız bu günlerde Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Ata’’TÜRK’’ü minnetle anıyor; bu milletin Cumhuriyetini daha nice 95 senelerde daha kutlayabilmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Ne Mutlu Türküm Diyene.
Sağlıcakla kalın.
kutlarım, ellerine gözlerine sağlık