BİR GEZİNİN ANTOMİSİ Gümüşhane – Batum-i Hattı

Kısa adı GTSO olan Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odasının son 15 yıldır Sayın İsmail Akçay’ın yönetiminde önemli işler başardığına tanık oluyor her geçen gün de artan bir başarı ile yoluna devam ettiğini gözlemliyoruz.

İş başarmak kadar çok daha önemlisi kurumu içte ve dışta temsil etmektir ki? Sayın Akçay bunu da layıkıyla yerine getiriyor. 

GTSO kendi iç dinamiklerine işlerlik kazandırırken diğer yandan da sosyal ve kültürel etkinlikleri de ötelemiyor. 

Kurslar, seminerler, sempozyumlar, geziler düzenliyor kısaca ülke gündemini takip edip değerlendiriyor.  Geziden söz etmişken konuyu dilerseniz biraz açalım: 

Etrafımızı görmek için ışık ne kadar önemli ise ticaret yapanlar için de yakın ve uzak çevreyi tanımak o kadar önemlidir.  

İşte bu anlamda olsa gerek geçtiğimiz hafta sonu GTSO‘nun düzenlediği Gümüşhane – Batum gezisi kafilesinde yerel basından Turan TUĞLU(aynı zamanda meclis Başkanı), Hasan PİR ve Gazetemiz Yönetmeni Yusuf SADIK olarak bendeniz de vardım. Kafile başkanı GTSO başkanı İsmail Akçay’ın kafileyi selamlayarak Gümüşhane-Batum-i hattı seyahatinin amacını özetlemesinden sonra ilk durak yerimiz Hop-a oldu. Kurumlar arası dayanışmanın önemini vurgulayan Hop-a Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Engin Koyuncu ve oda üyesi İlyas Gül ile öğlen yemeğinde birlikte olduk. Bu ziyaretin anısına karşılıklı olarak alınıp verilen hediye seremonisinden sonra sarp kapısından giriş yaptık. Artvin valiliğine bağlı bu kapıdan günde en az 12000 kişinin giriş çıkış yaptığı dikkate alındığında Artvin valiliğine yılda yaptığı mali katkıyı varın siz hesap edin. Bu girişten sonra Ay Yıldızlı bayrağımıza veda selamını çakarak Batum’a doğru yol aldık. Acara özerk bölgesinde bulunan Batum da geçen 2 günlük izlenimlerimize gelinde:

Sovyet ve Osmanlı izlerinin üstüne inşa edilen henüz bir şey yok. Mal üretilmiyor tarım ve hayvancılığa dayalı uğraş var. Çalışan kesim kadınlar. Eğitimde %100 yakın bir okuryazarlık 180000 olan şehir nüfusu turizm sezonun da 1 milyon’u buluyor. Bunun anlamı para girdisi turizm le gerçekleşiyor. Başı Türklerin çektiğini söylemeye gerek yok. Bunun içinde para birimi LARİ. Türk Lirasına göre daha değerli 1.00 TL = 0,90 Lari. Bu nedenle Gürcistan’dan sigara ve petrol ’un dışında alınacak bir şey yok. Çoğu mallar Türk malı ve yabancı. Şehirde botanik milli parkı görülecek yerlerin başında. 3274 ağaç türü var. Giriş kişi başına 6 Lari günde bir ton su içen ağaç bile mevcut.

Batum’da nüfusun %35’i Türk – Müslüman. Halkın çoğunluğu Ortodoks. Sempiyer kilisesi yerli yerinde. Müzik başta olmak üzere sanatsal anlamda gözle görülür etkinlikler var.
 
Şehrin ana caddelerinde Arnavut kaldırımı hakim gündüz gözüyle göremediklerinizi geceleri yapılan ışık gösterileri ile görmek mümkün. Halk pazarında çeşitli ürünler var ancak biz alamadık. Çünkü kalite düşük.1991 yılında bağımsızlığına kavuşan Gürcistan da köşeleri tutan zenginlerin dışında halkın refahından söz etmek olası değil. Bunları görüp de ülkemize döndüğümüz de halimize binlerce şükrettiğimizi söyleyebilirim. Netice itibari ile çok yaşayan mı bilir çok gezen mi bilir? sözünü hatırlatarak sadece içinde yaşadığımız köyü, kasabayı, vilayeti tanımış olmak bize yetiyorsa; koskoca kainatın yaratılması boşuna mıdır sorusunu da sorarak olanaklar el verdiğince yakın çevreden başlamak üzere ırak çevrelere uzanmak ve gezip görmeyi salık veriyor, bu gezi imkanını bize sağlayan başta GTSO Başkanı Sayın İsmail Akçay olmak üzere oda üyelerine teşekkürlerimi sunuyorum. 
YORUM EKLE