Geçtiğimiz hafta sonu Gümüşhane Torul Voleybol takımının Ankara’da Halk Bankası ile Voleybol maçı vardı. Sağ olsun biz unutsak ta Türker Yeniçeri kardeşimiz unutmuyor, unutturmuyor. Attığı mesajlarla yüzlerce Gümüşhaneliyi maçlara, bu birlikte olmamız gereken yerlere çağırıyor. Bizde çocukları alıp maça gittik. Hatta kızım baba şimdi oraya bütün Gümüşhaneliler gelecek, çok kalabalık olacak değil mi diye soruyordu. Bende evet çok kalabalık olacak diyordum İçimden inşallah çocuğa rezil olmayız diyordum tabi ki de en çok memleket adına…
Maç saatinden biraz önce Salona girdiğimizde hemşerilerimizden birkaç kişi vardı, selamlaştık oturduk. Maç başlarken Gümüşhane Sağlık Meslek Lisesinden üst devre Hüseyin Abimizi gördük. Gümüşhane’den maça gelmişti. Derken yine Sağlık Meslek Lisesinden Hasan TOK, Adem BAYRAK, Bahtiyar ÇELİK, Bünyamin GEZER. Yıllar sonra belki de ilk defa bu şekilde bir araya geliniyordu. Türbinlere şöyle bir baktım tanıdık simalara Sabri BALABAN, İrfan TURGAY, Türker YENİÇERİ ve üç beş kişi daha toplasanız 20 kişi ya vardı ya yoktu. Maçta başlamıştı iyi başlamıştık ama kötü gidiyorduk. Neye üzüleceğimizi şaşırmıştık. Koskoca Ankara’da gele gele 20 kişi maça gelmişti. Kimsenin umursamayışına mı üzülelim yoksa Myao’nun verdiği sayılara mı? Sonuçta her ikisi de üzücüydü. Ne Tribünlerde ne de sahada bir coşku vardı. Halk Bank Genel Müdürü ve yönetim kurulu üyeleri ful karşı taraftaydı. Bizimkilere düşük faizden kredi açma sözümü verdiler neydi bilinmez ama Myao’nun vurduğu beş smaçtan üçü dışarı çıkıyordu.
Biraz öne geçince biraz hareketlilik ama sonucu getiremeyen bir oyun. Takım sanki bir an önce maç yapılsın da olsun bitsin gidelim türünde oynuyordu. Maçı kazanmaya inançları yoktu, inanmıyorlardı maçı kazanacaklarına, inansalar kazanırlardı aslında, en azından tribünden öyle görünüyordu. Eminim ki çoğu kişi aynı düşünceyi paylaşıyordu.
Bir yandan maça bir yandan tribünleri seyrediyordum. Nasıl bir hale geldik, getirildik bu ülkede, her gün şehit haberlerinin bile artık normal geldiği, duyarsızlaştığımız bu hassas noktada artık, hemşeri dayanışmasının da altı boşalıyor gibiydi. Sözümüz onlara o kadar dernek var Başkentte, Sorsanız neler yapıyorlar neler ama bakıyorsunuz ortalıklarda yoklar… Geçen yıl deplasman maçlarında takımını yalnız bırakmayan “Akrepler” taraftar topluluğu da ortada yoktu.Komplo Terosi bir: Yine soramadığımız sorulardan biride Takımın adı Torul iken her maçına gelen “Akrepler” takımın adı Gümüşhane Torul oldu diye mi artık maçlara gelmiyor..Artık Komplo teori soruları başladı ya soralım peş peşe.Maç vasat bir oyun ile geçiyorsa oyuncular sanki yenilmek için gelmiş gibilerse o zaman bu 2-3 saatini buraya ayıran insanların suçu ne diye soralım…Nasıl ki taraftardan destek isteniyorsa takımında ona göre bir oyun ortaya koyması gerekir, açıkçası bu mücadeleci ruhu maalesef ki göremedik.Yine de bunlar destek vermemek için geçerli mazeret değil.Eğer ayda yılda bir iki kez 2-3 saatinizi bu tür etkinliklere ayıramıyorsanız sağda solda kahramanlık hikayeleri anlatmaya gerek yok.İşte etimiz budumuz ile durdum bundan ibaret.
Resmin bu yanından bizim Sağlık meslek Lisesi grubunun içerisine girersek bir iki lafın belini kırma fırsatımız olduğu için mutluyduk.Maç bitmişti ve yenilmiştik.Gümüşhane’den gelen arkadaşlarla birlikte daha çok zaman geçirmek isterdik ama yanımda iki çocuk vardı….Bir daha ki sefere ya nasip deyip arkadaşları Hasan TOK Kardeşimize emanet ettik,salondan ayrıldık.
Son söz:
“ Bazı hayatlar, zaman içinde bağlıdır birbirine…
Çağlar içinde yankı bulan eski bir çağrı ile zincirlidir ötekine”
Saygılarımla.