Bu resmin gözlerine bakın, bakın, bakın!
Üç saniye, beş saniye, 1 saat bakın.
Ne anlatıyor bu gözler? Kimi arıyor? Şaşırdığı ,anlayamadığı bir hal var sanki..
Biraz korku birazda endişemi var dersiniz...!
Bir kez daha bakın..!
Bu gözler size saati soracak!
Hem de üzerinde bir insan cesediyle üç gün yaşadığı enkazın altından kurtulduğu ilk anlarda "saat kaç oldu diyecek"
Cevap verecekler saat akşamın 8'i diyecekler..
"Eyvah geç olmuş" diyecek.
"Babam çok kızacak" diyecek
İşte bu gözler o saati soran gözler...
***********************************************************
İşte bu gözler yol gözleyen anne babasına verdiği sözü tutamadığı için gizlenemeyen mahcubiyetin gözleridir.
Benim geç kalmama sebep olan ve 7 şiddetindeki bir depremde tepeme yıkılan bu evin yapım sorumluları kim diye soran gözlerdir.
Benim geç kalmamda başka sorumlularda var mı, varsa neden diye sormaktadır.
Birinci derece deprem bölgesinde yer alan illerde yaşayan insanların deprem önlemini neden almadıklarını soran gözlerdir.
***********************************************************
Saati sormaktadır;
Dünya'nın saati 9 şiddetindeki bir depremde yıkılmayan evlerin yapıldığı zamanı gösteriyor. Peki sizin saatiniz kaç diye soruyor.
Dünyada zaman insanı yaşatmak üzere kurulurken, bu saat niye yaşayan insanların üzerine evlerin yıkıldığı zamanı gösteriyor diye ısrarla sormaktadır.
***********************************************************
Saat kaç oldu ki? Diye sormaktadır Yunus.
İhtiyacı olmayan ailelerin deprem yardımlarını yağmaladığı saatte miyiz?
Daha çok kazanma hırsıyla müteahhidin çürük yaptığı ilkokulun öğrencilerin başına yıkıldığı saat mi?
Geçmişte yaşanan onlarca depremden ders çıkarmayıp kaçak yapıların yapılmaya devam ettiği saat mi?
***********************************************************
Saatin kaç olduğunu yunusun gözlerine bakan her göz görebilir.
İnsanın yaradılışında kendisine yüklenen erdemleri üzerinde taşıyacağı, insan olma saati, insanca yaşama saatini kaçırmayalım.Öyle diyor yunusun gözleri...!
deprem doğal felaket olup insanların bu doğa üzerinde yaptıkları hatalı meskenler ise insan felaketi. burada malzemeden çalınma ve sonu felaket. bu binalara ruhsatı verenler yani imzası olanlar. bu binaların proje ve yapımda kontrol eden mühendisler, yapan yüklenici ve ustalar hepsi sorumlu değil mi? onun içindirki hataları yapanlar belki bu dünyada yargılanmazlar. ama allah ' ın dediği gibi "ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline" emri ile o yüce yaratıcının önünde yargılanacaklardır.