"Gerekeni yap ve o güce sahip ol"
Emerson
Bir yanda Kuşakkaya ve tam karşısında Canca Kalesi ve dahi uzunca bir derin vadinin iki tarafına yerleşmiş bir küçücük şehir Gümüşhane.
Haliyle küçük şehirlerin en büyük silahı büyük hayalleri olmasıdır.
Beşiğinden çıkıp yere ayak basan çocuklar ayaklanır ayaklanmaz koca dağların arasında ışığa hasret bir şekilde her şeye rağmen mahrum yetişiyor.
100 km ötesinde ki bir Trabzon gibi gözünün önünde ufukları yok. Hayal kuracak kadar gücü de olmayınca sarılıyor kitaplara ve genlerinde var olan hırs ile aşıyor önündeki engelleri bir bir.
Her zaman dediğim ve arkasında durduğum şudur ki 'yokluk en büyük imkândır.’ Büyük insanların büyük hikâyeleri var olmuştur her daim. Onlar her şeyden önce kozasından çıkan ipek böceği misali prangalarından kurtularak menziline ulaşma cesareti ve başarısı göstermişlerdir.
Bu şehrin çocukları İbn-i Haldun'un dediği 'coğrafya insanın kaderidir' tezini yerle yeksan ederek bir mucizeyi gerçekleştirmeyi hayal etmişlerdir.
Bir zamanlar bu şehrin çocukları hemen her alanda ülke genelinde ilk onun vazgeçilmezi iken bugün neden bu başarıyı yakalayamıyor.
Tabiri caizse un var, şeker var biz bu helvayı neden kavuramıyoruz...?
Eğitimin olmazsa olmazı olan 'aile-çevre-okul' sacayağının hangi ayağı kırık acaba?
Ve biz nerede yanlış yapıyoruz bilemiyoruz. Bu şehrin o eski başarılı günleri yeniden yaşamaya hakkı yok mu ha ne dersiniz.
Bu şehrin değerli bir evladı olan çiçeği burnunda Gümüşhane İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Miraç Sünnetçi kısa zamanda; Kürtün Üçtaş'tan, Şiran Korzof'a, Yeşilbük'ten Torul Zermut'a, Köse Salyazı'dan Kelkit Ünlüpınar'a, Gümüşhane Kale'den Tekke'ye kadar adım adım gezerek içimizde uyuyan o devi harekete geçirerek başarı sözü alıyor eğitimin paydaşlarından.
Ben 28 yılını çalışan bir eğitimci ve rehber öğretmen olarak değerli müdürümüzün ve tüm eğitim camiasının bu birlikteliğinin semeresini en kısa zamanda alacağından zerrece şüphem yoktur.
Bu şehrin çocukları geçmişte olduğu gibi bugün de, yarın da ve daha sonrasında da güzel başarı hikâyeleri yazacağına inancım kavidir.
Gayret bizden takdir Allah'tan diyerek önce hayal edeceğiz ki hayal etmeyen kesinlikle başaramaz.
Selimiye Camii'nin arazisine bakan Mimar Sinan beş adım sonra başını eğince padişah soruyor;
"Neden eğildin ey Sinan..?"
Sinan cevap vermiş;
"Oraya koyacağım kapının altından geçtim Sultanım.."
Hedefimizi değerli müdürümüz Miraç Sünnetçi’nin koyduğu o çıtayı bu şehrin öğretmeni, velisi, tüm eğitim çalışanları ve en önemli ayağı öğrencilerin aşacağına yüzde yüz eminim.
Bu vesileyle hayatımızın önünde var olan tüm imtihanlarda çocuklarımıza üstün başarılar temenni ediyorum.
Ve diyorum ki sizler inanın ki inanmak başarmanın yarısıdır.
ÇOCUKLARIMIZ
Sobran'ı Tekke'si Pekün'ü bile,
Başarı tek hedef gelmeli dile.
İnanmış bir halde hepsi el ele,
Bir destan yazacak çocuklarımız.
O eski günlere hasretimiz var,
Genlerimizde aşk nusretimiz var.
Üstelik bir kuvvet kudretimiz var,
Bir destan yazacak çocuklarımız.
Geçmişi bırakın ileri bakın,
Yeise düşmeyin küsmeyin sakın.
İnananlar olur menzile yakın,
Bir destan yazacak çocuklarımız.
İnandık bir kere her şeyden önce,
Bir hesap gerekir düşünmek ince.
Ufuklar yakındır sen gördüğünce,
Bir destan yazacak çocuklarımız.
Yokluk büyük imkân bilirsen eğer,
Bu şehrin amacı okursan değer.
Her hayal gerçeğe dönüşür meğer
Bir destan yazacak çocuklarımız.
Silkin de üstünden at o tozunu,
İnan da öyle yap oyna kozunu.
Kendine güven de ver son sözünü,
Bir destan yazacak çocuklarımız.
Hayalî bir hedef çizmek gerekir,
Olsa da problem çözmek gerekir.
Bir kenara bunu yazmak gerekir,
Bir destan yazacak çocuklarımız.
Hocam niyet hayır akıbet hayır diyor gönül dostumuz Hacıbayram veli hazretleri,