Devletten birinci derecede emekli olduktan sonra ikinci iş olarak çalışıyordu.
Benim de ilk çalıştığım firmada muhasebe müdürüm idi.
-Artık ben vakit geçirmek için çalışıyorum, başkası olsa bilgilerini saklar fakat ben saklamayacağım, bildiğim her şeyi sana öğreteceğim,
diyerek gerçekten bana muhasebenin pratiğini, piyasa muhasebesini ve hayata dair çok şey öğretmişti.
////////////////////////////////////////////////////////
Üniversiteden mezun olduklarında karı koca gayet yüksek maaşlı olarak devlette çalışırken çocukları büyüyünce artık bakıcılara güvenemedikleri için ve Kıbrıslı oldukları için çocuklarına bakacak yakınları da olmadığından eşi,
- Bu böyle olmayacak, evi sen bakacaksın ben de çocukları büyüteceğim,
diyerek işten ayrılıyor.
///
Kendi ifadeleri ile;
- Eşim her bir çocuğumuz ile ilk okul , orta okul, lise okudu ve çocuklara üniversiteyi kazandırdı.
///
Çocukları Alman lisesi, İTÜ, Boğaziçi üniversitelerinde okurken aynı zamanda konservatuar da okuyorlar.
///
Bütün okulları ve doktoralarını karşılıksız burslu okuyorlar,
- Başka türlü tek maaşla okutamazdım,
derdi.
///
Kıbrıslı oldukları için İngilizceyi ana dili gibi bildikleri için, hazırlık sınıflarını doğrudan geçiyorlar, bu sayede her çocuk iki dil biliyor.
///
Sonuçta birlikte çalıştığımız zaman,
Birinci oğlu, doçent idi. O yıllarda Tübitak ve Hürriyet Gazetesi yılın bilim adamı ödülü kazanmıştı.
///
İkinci oğlu Amerika’da doktora yaparken bulaşıkçı olarak girdiği lokantada ,
- Ben konservatuar mezunuyum, isterseniz müşterilerinize yemek müziği yaparım
diyerek kemanı ile kazandığı parayla getirdiği eşyayı satarak 400 bin lira nakite çevirmişti.
O para o yıllarda iki daire alıyordu.
///
Üçüncü oğlu ise Boğaziçi son sınıfta okuyor, ayrıca öğrencilere İngilizce, Almanca ve keman dersi veriyordu.
///
O yıllarda Şişli Topağacındaki evlerine bir bayram münasebeti ile ziyaretlerine gittiğimde eşleri hanımefendi ile de tanışmıştım.
Gerçekten de böylesine radikal kararlar alabilecek dominant bir hanımdı.
///
Vefatından sonra ailesi ile iletişimimiz olmadığı için çocuklarının sonraki durumlarını bilemiyorum.
İşte hem de o yıllarda yüksek maaşla çalışan üniversite mezunu bir annenin fedakarlıkları sonucunda ülkemize kazandırdığı üç güzide evlat.
Allah mekanlarını cennet eylesin.