CORONA SÜRECİNDE EBA TV VE SAYIN BAKANIMIZ

Bir öğretmeni farklı kılan, onu ayırt etmemize yarayan, gözlenebilen davranışlarını ifade eder. Türk Dil Kurumuna göre nitelik, bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet olarak tanımlanmıştır. 

Öğretmenin niteliği, bilgiden daha çok iletişim becerisi ve hoşgörüyle ölçülebilir. Öğretmeni kişisel ve toplumsal yaşamında onu başkalarından ayıran, giyiminden davranışlarına kadar her durumda onu farklı kılan özelliklerine öğretmen nitelikleri denir.

Eğitim ve öğretimin başarılı olabilmesi, öğretmenin niteliğine bağlıdır. Bu demek değildir ki eğitim-öğretimin bütün sorumluluğu öğretmene yüklenmelidir. Öğretmen niteliği; eğitim-öğretimdeki başarı, program geliştirme, ölçme ve değerlendirme, özel eğitim, rehberlik, eğitim yönetimi, sanatlar eğitimi vb. alanlarda uzmanlığını almış personelin öğretmenle birlikte çalışmasıyla istenilen düzeye kavuşacaktır (İlhan, 2004).

Öğretmen-öğrenci etkileşimi, eğitimin kalitesini açığa çıkaracaktır. Öğretmen-öğrenci iletişimi beklenen düzeyde değilse diğer bütün olanaklar sağlansa bile (Akıllı tahta, tablet bilgisayar vb.) sağlıklı bir eğitimden söz edilemez. Bu noktada ön plana çıkan öğretmenin niteliğidir. 

Öğretmen-öğrenci ilişkisi istenilen düzeyde değilse amaç, konu, çevre ve diğer öğretim ögeleri ne kadar iyi olursa olsun sağlıklı bir eğitimden söz edilemez (Aktepe, 2004). Bütün sistemler, merkezine insanı yerleştirirken bizim ülkemizde ne yazık ki materyal tutkusu bir göz boyama şeklinde insanın önüne geçirilmiştir. Öğretmen-öğrenci kalitesi, öğretmen-öğrenci iletişimi, öğretmen-öğrenci sosyo-ekonomik düzeyi üzerinde odaklanılmadığı takdirde eğitimde nitelikten söz etmek, günübirlik çözüm üretmekten öteye geçmez.

ÖĞRETMENİN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ

Öğretmen, 
Sabırlı                  Sevecen
Hoşgörülü            Ülkü sahibi
Düzenli                Olumlu
Yeniliklere açık    Dürüst
Saygın                 Çalışkan’dır.

Öğretmen, öğrencilerinin sınıf içindeki bütün etkinliklere katılımını sağlamalıdır. Bu katılım ile sınıf başarısı olumlu yönde etkilenecektir. Derse veya sınıf içi etkinliklere katılan öğrenci, tez zamanda başarıya ulaşabilir. Bu nedenle öğretmenin bir görevi de öğrencilerini sınıf içi etkinliklere katmak olmalıdır.  Anderson öğrenci katılımı ve başarıda öğretmen etkililiği için şu önerilerde bulunmaktadır (Anderson, 1991, s.79-82, akt: Demirdöğen, 2006). Öğretmenler, başarı için belli ölçütler koymalı, bu ölçütleri öğrencilerine sevdirmeli ve öğrencileri her türlü yaşantı ile karşılaştırmalıdır.

Öğrenmenin gerektirdiği çabayı harcayan ve dikkat eden öğrenciler çeşitli pekiştireçlerle pekiştirilmelidir. Bu yolla da öğrencilerin öğrenme stratejileri geliştirmelerine yardım edilmelidir. Öğretmen, sınıfta etkileme gücünü elinde bulundurmalıdır. Ders süresi boyunca öğretmenler, öğrencilerin dikkatini derse çekmeli ve onların derse katılımını sağlayan teknikler kullanmalıdır. Öğretim yöntem ve tekniklerini zamanında ve doğru kullanan bir öğretmenin başarısız olması düşünülemez. 

Sınıf ortamında öğretmenler, öğrencilerin arasında dolaşmalı ve onlara öğrenme sürecinde yardımcı olmalıdır. Öğretmenler, jestleriyle, gülümseyen gözleriyle, sözlü ve sözsüz araçlarla öğrencilere olan ilgisini onlara hissettirmelidir. 

Öğretmenin sınıf içindeki başarısının bir sebebi de öğretmenin öğretme becerilerine sahip olmasıdır. Öğretim yöntem ve teknikleri konusunda başarısız olan veya yeni yöntem ve teknikleri kullanmayan bir öğretmenin sınıf içindeki başarısı ve etkinliği düşük olacaktır. Yeni bilgi ve becerilerden uzak olan bir öğretmen, zamanın gerektirdiği bilgi, beceri ve davranışları öğrencisine kazandıramaz. Etkili bir öğretmen, öğrenmeyi gerçekleştirmede son derece duyarlı ve başarılıdır. 

Öğretmen, olumsuz davranışları önlemekle kalmaz, olumsuz davranışlar ortaya çıktığında öğrencinin kişiliğine saygılı bir biçimde bu davranışlara müdahale için çeşitli stratejileri uygular (Darling-Hammond, Wise and Klein, 1999; World Bank, 2005). Grant and Gillette (2006 akt: TED, 2009). 

Etkili öğretmenlerin sınıf ortamı, öğrencilere belirli değişkenler içinde özgürlük tanır. Ödev, alıştırma ve projelerde tercihler sağlayacak bir esneklikte yapılandırılır. Bu şekilde yapılandırılan bir sınıf ortamında, öğrencilerin fikirleri, düşünceleri ve bilgileri demokratik bir sınıf yönetimi ile sınıf dokusuna işlenir. Her toplum, kendine özgü bir eğitim sistemi kurar. Bireyler, kurulan sistem ile yetiştirilir. Bu sistemin hiç kuşkusuz öncelikli ögesi de öğretmendir.

İyi daha doğrusu nitelikli bir öğretmen öncelikle en yukarıdakilerin gayretini gerektirir. Devletin bütün olanakları seferber edilmedikçe bu anlamda kalıcı başarılar elde edilemez.

Corona sürecinde Türkiye, EBA TV ve uzaktan da olsa her anlamda seferber olup büyük bir başarı kazandı. Biz öğretmenler, dünya genelinde büyük bir başarıya imza atmış olmanın haklı onurunu yaşıyoruz.

9 aydır Bakanımız Sayın Ziya SELÇUK önderliğinde, MEB İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanımız Sayın Songül KOÇER başkanlığında Bakanlık birimlerinin olağanüstü gayreti ve desteğiyle çalışmalarını sürdüren EBA bünyesinde çalışmaktan onur duyuyorum. Oturdukları koltuğu hak eden yöneticiler sayesinde bu ülke daha da müreffeh olacaktır. TRT çalışanlarından yönetmen, kameraman ve kurgu ekiplerinin ne kadar özverili çalıştığını bildiğimden onlara da ayrıca teşekkürü borç biliyorum.

Çalışkan, ülkü sahibi birçok meslektaşımla tanıştığım için de ayrıca kendimi şanslı hissediyorum. Özellikle yapıcılığı, sevecenliği ve daima olumlu bakış açısıyla Kamil AKGÜL Hocamı tanımaktan duyduğum memnuniyeti belirtmeden geçemeyeceğim. 

Gece gündüz, cumartesi, pazar demeden çalışan arkadaşlarımla birlikte Türk eğitim sistemine hizmet etmek benim için şereftir. Bir ders anlatımının arkasında en az 20 kişilik bir ekip var. Her ders titiz bir şekilde ortaya konulmaktadır. Her ayrıntı düşünüldüğünden çocuklarımız için en iyisi neyse onu ortaya koymak amaçlanmaktadır.

Türkiye, covid-19 salgını sürecinde bir bütünlük içinde eğitim faaliyetlerini başarıyla gerçekleştirdi. Bu anlamda dünyanın önde gelen ülkelerinden olduğu aşikâr. Hayatın neredeyse durduğu 9 aylık süre içinde bir an durmaksızın çalıştık. Çünkü günler, haftalar, aylar gidiyor. Hepsinden daha da vahim olanı en büyük kayıp olacak bir gençlik, eğitimsiz bir nesil ortaya çıkabilirdi. Bu da vatan için, millet için telafisi olmayan bir kayıp anlamına gelirdi. 

Doğrusunu söylemek gerekirse, gelinen noktada, biz eğitimciler, MEB çalışanları olarak Bakanımız Sayın Ziya SELÇUK’tan ümitliyiz. İnanıyoruz ki Sayın Bakan Türk Milli Eğitiminin bütün sorunlarını biliyor ve imkânları oranında bu sorunları çözecektir. 2020 yılının Türk eğitim sistemine kazandırdığı en iyi değer Sayın Bakanımızdır. Her fırsatta öğretmenin önemini vurgulayan Sayın Bakanımız; nitelikli öğretmenler yetiştirmeyi amaçlayan samimi, idealist bir eğitimci olarak bizim için son derece kıymetlidir. Allah yâr ve yardımcıları olsun.

Mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir yeni yıl diliyorum. Aklınız ve gönlünüzle yolunuz açık; alnınız ak olsun.