Buna bağlı olarak 30 yıla yakındır taşeron pkk aracılığı ile sürdürülen silahlı eylemler sebebiyle şehit olan gençlerimizin acısını kalbimizin derinliklerine gömerek akan kanın durdurulması ve silahların susması için başlatılan barış sürecine herkesin katkı sağlaması isteniyor. İstemek kolay da ateşin düştüğü yerlerdeki yangın nasıl sönecek, ağlayan analar bu işe ne diyecek, işte onu kestirmek biraz zor gibi geliyor bana…
Başlatılan çözüm sürecinde olumlu hava oluşturma görevi bilindiği üzere akil adamların. Tecrübesi, bilgisi, gerek yaşı itibari ile sözü dinlenen otoriter durumunda olan, yaklaşım ve çözüm önerilerine önem verilen, sevilip sayılan, “uzman” yada “duayen” olarak nitelenen, içinde “kamil insan” kavramını da barındıran kişi olarak seçilen bu 63 insanın doğrusunu isterseniz üstlendikleri görevi başarmalarını hepimiz arzu etmekteyiz.
Doğamız gereği bir birinden farklı düşünen insanların aynı olaylara bakarak farklı sonuçlara varmaları olası iken, amaçlanan tek bir sonuca yani “akan kanın durması, silahların susması, toplumsal barışın sağlanması” sonucuna ulaşmaları mümkün olabilecek mi?
“Akil” yani aklı başında çözüme akılla yanaşacak insanlar…
Ortaya konan çözüm düşüncesinde çok geç kalmakla birlikte böyle bir yola başvurmak atılacak adımlardan biri ve doğru olanı olmuştur bence…
Bölgelere göre saptanan isimlere itirazımız yok. Keşke diyorum ki: 63 akil insan yanına 15 tane kadar da bizler gibi akil olmayan insan koysalardı onların çözüm önerisi ne olurdu acaba? Diye düşünmekteyim.
Sayın Başbakanın başlattığı bu çözüm sürecini siyasete mensup partiler, yurttaşlar eleştirip buna çılgınlıkta diyebilirler. Ancak, tarihe baktığımız da üreten, icat yapan, topluma yön veren, kitleleri peşinden sürükleyen buluş yapan insanlar biraz “çılgınlık” derecesinde cesur kişilerdir. Örneklerle konumuzu pekiştirecek olursak Amerikalı Edison için kafayı üşüttü demişlerdi. Ama o azmi ile ampulü bularak insanlığa hediye ediyor. Neden kafayı üşüttü dendi? Çünkü devrine göre farklı düşündü de ondan.
Milli mücadeleyi başlatan: Mustafa Kemal’e arkadaşları “düvel-i muazzamaya karşı bu savaşı nasıl kazanacaksın?” diye sorduklarında
“Derinliği 1000 km olan bir cephede zafer kazanan hiçbir ülke olmamıştır.” Cevabını vermişti ve dediği de oldu. Yunan orduları yenilerek Anadolu’yu terk etmişlerdir.
Liderler, dönemine göre çılgın düşündükleri için eleştiri oklarını üzerine çekmiş olsalar da başardıkları için lider ve kahraman olmuşlardır. Dileriz ki Sayın Başbakanımız da bunlardan birisi olsun. Durum bu. İnşallah yanılmayız.
Son söz: Akil adam, akıllı adam her neyse ben ürettikleri fikre bakarım ve bakacağım. Fikri bir işe yarıyorsa akil adam ona derim. Gerisi laf-ı güzaf…
terörist başını ve arkasındakileri affederek başkanlığa ulaşmak isteyen , türkiyeyi bölmek tek amacı olan bir zatı; edison gibi bir bilim adamıyla, cumhuriyetimizin kurucusu m.kemal'le bir yarışa sokmak: işte ben buna .. laf-ı güzaf.. derim..