Gümüşhane “dağların avucundaki şehir” yaftası ile yaşayadursun bir zaman sonra dağlar kader midir yoksa keder midir suallerine tarihin hemen her döneminde muhatap kalmıştır. Şer bildiğinizde hayır, hayır sandığınız şeylerde bir şer olduğu aklımızdan çıkmamalı diyerek yıllar sonra bu dağların Gümüşhane ekonomisine hayat vermesi bunun en açık ispatı olsa gerek. Ki o dağların göbeğinde saklı olan altın ve gümüş madenleri tarihte bu şehrin madenlerle ayakta durduğunun göstergesidir.
Geçit vermeyen Zigana aslında en büyük turizm potansiyelimiz ama farkında olamamışız yıllardır. Öte yanda şehrin içinde yer alan Süleymaniye hakeza öyle. Yapılan araştırma ve tetkiklerde muazzam bir kar turizmi potansiyeline sahip olan bu değerlerimiz yıllardır adeta gözümüze batmakta ama bizler renk körü olmalıyız ki hala görememekteyiz. Kuşakkaya ve karşısında Mesire’de öyle değil mi? Bunlara Karaca Mağarası ve Krom Vadisi yerleşkesinde ve diğer yerlerde yer alan inanç turizm merkezlerimizi ilave edebiliriz. Örneğin İmera’nın bir Sümela gölgesinde kalmasına da gönül razı olmuyor. Trabzon Sümela ile dünyaya açılmışken bizler Santa, Krom ve daha birçok tarihi değerle kabuğumuza çekilmemiz düşündürücü değil mi?
Çok değerli Valimiz aynı zamanda Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) Yönetim Kurulu Dönem Başkanı Sayın Dr. Yusuf Mayda, geçtiğimiz hafta Avusturya’da düzenlenen ve 9 ayrı ülkeden temsilcilerin katıldığı ‘Kayak ve Dağ Bölgelerinin Pazarlanması ve Tanıtımı Çalıştayı’na katıldı.
Ve çok çok haklı olarak; “Dağları engel olarak görmeyeceğiz parolası ile sınırları zorlamanın ve olanın biraz daha ötesini yapmak için gayret edeceğiz. Sadece devletin değil, özel sektör ve yabancı sermayenin de bölgeye çekilmesi gerekiyor. Onlar dağı engel olarak görmüyorlarsa bizde görmeyeceğiz. Bizim yaylalarımız, tarihi ve turistik değerlerimiz, yağan karımızı düşündükçe neden bizlerde olmasın diye hayıflanıyoruz. Bizde malzeme var ama kullanılması gerekiyor. Sahip olduğumuz değerleri iyi kullanmamız gerek” diyor.
Biz de bu bağlamda şu soruyu her Gümüşhaneli kendisine sormalıdır diyoruz;
Onlar dağları ve Allah’ın lütfu kar nimetini güzelce pazarlarken biz niye yapamıyoruz?
Gümüşhaneli heyet yıllar önce Gümüşhaneli Milli Kayakçı Muzaffer Demirhan’ın ülkemizi temsil ettiği Avusturya Alpler’de yaptıkları incelemelerde dağların engel olmadığını tam tersine avantaja dönüştürülebileceğini görmeleri şehir açısından önemlidir. O bölge kayak turizmi ile dünyaya hükmederken ve hava trafiği teleferiklerle kilitlenirken biz Gümüşhane olarak tüm değerlerimizi havadan da birbirine bağlamalıyız. Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Akçay’ın da deyimiyle onlar 70 kişilik teleferik yaparken bizler neden hala bekliyoruz.
Onların Alpleri varsa bizim de Zigana’mız, Süleymaniye’miz, Santa’mız, Çakırgöl’ümüz, Artabel’imiz, Limni’miz var.
Sayın Valimizin Gümüşhane’nin eski yerleşim yeri olan Süleymaniye konusunda tarih ve kış turizmini yeniden hayata geçirecek olan projeyle ilgili önümüzdeki günlerde ki müjdesini dört gözle bekliyoruz.
Geçit vermeyen Zigana aslında en büyük turizm potansiyelimiz ama farkında olamamışız yıllardır. Öte yanda şehrin içinde yer alan Süleymaniye hakeza öyle. Yapılan araştırma ve tetkiklerde muazzam bir kar turizmi potansiyeline sahip olan bu değerlerimiz yıllardır adeta gözümüze batmakta ama bizler renk körü olmalıyız ki hala görememekteyiz. Kuşakkaya ve karşısında Mesire’de öyle değil mi? Bunlara Karaca Mağarası ve Krom Vadisi yerleşkesinde ve diğer yerlerde yer alan inanç turizm merkezlerimizi ilave edebiliriz. Örneğin İmera’nın bir Sümela gölgesinde kalmasına da gönül razı olmuyor. Trabzon Sümela ile dünyaya açılmışken bizler Santa, Krom ve daha birçok tarihi değerle kabuğumuza çekilmemiz düşündürücü değil mi?
Çok değerli Valimiz aynı zamanda Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) Yönetim Kurulu Dönem Başkanı Sayın Dr. Yusuf Mayda, geçtiğimiz hafta Avusturya’da düzenlenen ve 9 ayrı ülkeden temsilcilerin katıldığı ‘Kayak ve Dağ Bölgelerinin Pazarlanması ve Tanıtımı Çalıştayı’na katıldı.
Ve çok çok haklı olarak; “Dağları engel olarak görmeyeceğiz parolası ile sınırları zorlamanın ve olanın biraz daha ötesini yapmak için gayret edeceğiz. Sadece devletin değil, özel sektör ve yabancı sermayenin de bölgeye çekilmesi gerekiyor. Onlar dağı engel olarak görmüyorlarsa bizde görmeyeceğiz. Bizim yaylalarımız, tarihi ve turistik değerlerimiz, yağan karımızı düşündükçe neden bizlerde olmasın diye hayıflanıyoruz. Bizde malzeme var ama kullanılması gerekiyor. Sahip olduğumuz değerleri iyi kullanmamız gerek” diyor.
Biz de bu bağlamda şu soruyu her Gümüşhaneli kendisine sormalıdır diyoruz;
Onlar dağları ve Allah’ın lütfu kar nimetini güzelce pazarlarken biz niye yapamıyoruz?
Gümüşhaneli heyet yıllar önce Gümüşhaneli Milli Kayakçı Muzaffer Demirhan’ın ülkemizi temsil ettiği Avusturya Alpler’de yaptıkları incelemelerde dağların engel olmadığını tam tersine avantaja dönüştürülebileceğini görmeleri şehir açısından önemlidir. O bölge kayak turizmi ile dünyaya hükmederken ve hava trafiği teleferiklerle kilitlenirken biz Gümüşhane olarak tüm değerlerimizi havadan da birbirine bağlamalıyız. Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Akçay’ın da deyimiyle onlar 70 kişilik teleferik yaparken bizler neden hala bekliyoruz.
Onların Alpleri varsa bizim de Zigana’mız, Süleymaniye’miz, Santa’mız, Çakırgöl’ümüz, Artabel’imiz, Limni’miz var.
Sayın Valimizin Gümüşhane’nin eski yerleşim yeri olan Süleymaniye konusunda tarih ve kış turizmini yeniden hayata geçirecek olan projeyle ilgili önümüzdeki günlerde ki müjdesini dört gözle bekliyoruz.