En basit bir iş için bile ustalık, bilgi, beceri ararken, devleti idare edecek, milleti yönetecek kimselerde üstün vasıflar aramazsak hata etmiş oluruz. Aslında milleti yönetecek kimsede çok şey aranması lazımdır. Çünkü insanları idare etme sanatı öyle bir sanattır ki, sanatların en zoru ve hüner isteyen bir sanattır.
Yetki kullanacak, emirler verecek, millet hakkında önemli kararlar alacak insan, her şeyden önce namuslu, dürüst ve iyi insan olmalı, vatanını, milletini çok sevmeli, bu konuda hiçbir fedakârlıktan kaçınmamalıdır. Zaten bir millet için en büyük şans, o milleti seven üstün vasıflara sahip bir lidere ve yöneticilere sahip olmasıdır. Eğer bir millet bu şansa sahip değilse, var olma şansına da sahip olmaz. Bunun için yöneticinin nasıl olması gerektiği üzerinde çok durulmuştur.
Bunlardan bazılarını burada nakledelim: Farabi iyi bir devlet adamında şu özelliklerin hepsi değilse de çoğunun bulunmasını gerekli görür: Vücudu tam, organları sağlam olmalıdır. Kavrayışı yüksek olmalıdır. Hafızası güçlü olmalıdır. Uyanık, zeki olmalıdır. Güzel konuşmalıdır. Öğretme ve öğrenmeyi sevmelidir. Yemeye, içmeye ve kadınlara düşkün olmamalıdır. Doğruluk ve doğruları sevmelidir. Yalandan, yalancılardan uzak olmalıdır. Asil şeyleri sevmeli, dünya malına ihtiraslı olmamalıdır. Adaleti ve adilleri sevmeli, zulüm ve zalimlerden nefret etmelidir. Mutedil huylu olmalı, kendisinden adalet istenince inatçı olmamalıdır. Kötülük yapması istenince buna şiddetle karşı koymalıdır. Azimli ve iradeli olmalıdır. Farabi bunlardan başka devlet adamının şu yetenekleri de sahip olması gerektiğini belirtir: Bilgili olmalıdır. Önceki yöneticilerin koyduğu kuralları bilmeli ve tanımalıdır. Kanun koyarken akıl ve mantığını kullanmalıdır. Koyduğu hükümler, ülke çıkarlarından kaynaklanmalıdır. Koyduğu kuralları güzel bir dille halka anlatmalıdır. Savaş sanatını bilmeli ve savaş için dayanıklı olmalıdır.
Atalarımız: “Kusursuz insan olmaz.” demişlerdir. Doğrudur. Ama yönetim için de çok kusurlu insan olmaz. O zaman az kusurlu olmalıdır. Buraya kadar sıralanan hususlara ilave olarak devlet adamı: Nazik, fikir terbiyesi almış olmalı. Nezaket kurallarına dikkat etmelidir. Sağlam karakter sahibi olmalıdır. İnsanların kendisi için ne düşündüğüne dikkat etmelidir. Yalan söylemekten, yalan vaatlerde bulunmaktan sakınmalıdır. Doğru sözlü, güvenilir olmalıdır. Bilgi ve cesaret sahibi olmalıdır. Bozgunculara, fesatçılara fırsat vermemelidir. Emanete ehil olmalı, yakınlarının nüfuzundan yararlanmasına müsaade etmemelidir. İyiliğe çığır açan örnek bir insan olmalıdır. Tatlı dili, güler yüzlü, merhamet, şefkat sahibi olmalıdır. Cömert olmalı, israftan kaçınmalıdır. Vatanına, milletine bağlı olmalı, milli ve manevi değerli korumalıdır. Konuşacağı ve susacağı zamanı bilmelidir. Yerinde, zamanında konuşmalı, her konuda konuşmamalı. Konuştuğu zaman radyoda, televizyonda birinci haber olmalı, gazeteler manşet çekmelidir. Zeki, disiplinli, azim ve irade sahibi, demokrat biri olmalıdır. Makamın geçici bir emanet olduğunu bilmeli, makam ihtirası olmamalıdır. Gurura, kibire kapılarak kendini küçültmemelidir. İcra makamı olduğunu unutarak, halden durumdan bir vatandaş gibi şikâyet etmeye kalkmamalıdır.
Halife Hz. Ebubekir, Ebu Süfyan’ın oğlu Yezid’i kumandan tayin etmiş, ordu hareket ederken Ebu Bekir (r.a) Yezid’in yanında yürümüş ve şu öğütlerde bulunmuştur:Ben seni tecrübe etmek üzere memur ettim. Güzel hareket edersen yükseltirim, aksi halde seni görevden alırım. Allah korkusunu kalbinden çıkarma! Çünkü o senin dışını nasıl görürse içini de öyle görür. Allah’a en yakın olan, O’na ameliyle en fazla yaklaşandır. Cahiliye devrinden kalma böbürlenmek ve zorbalıktan uzak dur. Çünkü Allah böbürlenenleri ve zorbaları sevmez. Askerlerinle güzel konuş, sözünü kısa tut. Çünkü söz uzun olursa bazısı bazısını unutturur. Nefsini düzelt, namazını Allah’ın huzurunda olduğunu bilerek kıl. Yabancı elçiler geldiğinde ikram et ve çok tutma ki, bazı sırlarını öğrenmesinler. Vazifesini gevşek tutanları adalet üzerine terbiye et. Cezayı hak edenlere ceza vermekten korkma. Adamlarının halinden gafil olma, fesada sebep olur. Fakat gizli hallerini araştırarak onları da küçük düşürme. Kibirli ve kendini beğenmişlerle düşüp kalkma, devlet malına hıyanet etme…Bu öğütlerden alınacak dersler vardır. Bunlara uyan bir yöneticinin başarılı olmaması için bir sebep yoktur. Yöneticilerde şu özellikler bulunmamalıdır: “Zulüm, Bilgisizlik, Cimrilik, İsraf, Yalancılık, Gıybet, Hiddet, Sözünde Durmamak, Kendini Beğenmek, Büyüklenmek, Haset, Acelecilik, Şakacılık, Gereksiz Gülmek, Ahdi Bozmak.” Demek ki devlet adamı: Kötü huylu, kaba, kırıcı, gururlu, tamahkâr olmayacaktır. Hafif şakacı bir mizaha sahip olmamalı, hatalarında ısrar etmemelidir. Vazifesinin ehli olmalı, yetkisini kötüye kullanmamalıdır. Hesap vermekten kaçmamalıdır. Kanunları, örf, adet ve gelenekleri çiğnememelidir. İnsanları küçük görmemeli, onlara karşı küçültücü ifadeler kullanmamalıdır. İnsanları sevmeli, insanlar da onu sevmelidir.