Devlet batmasın

Dünya’da yaklaşık 200 devlet var.

Aslında birçoğuna devlet demek haksızlık. Onlarcası tabeladan ibaret olan bu devletler, tarihi bir geçmişe sahip olmadıkları gibi bulundukları coğrafyada da asla söz sahibi olacak niteliğe erişememektedirler.

Çünkü sözüm ona Türkiye Cumhuriyeti’nden daha güçlü bir ekonomiye sahip bu devletler enine boyuna araştırıldığında ya İngilizlerin ya Fransızların ya ABD’nin ya da bir başka devletin sömürgesi altında olduğunu açıkça görmekteyiz. 

Ülkemize geldiğimizde öncelikle şanlı bir tarih karşılıyor bizi. Ortadoğu’da söz sahibi olan devlet lafını bize en dolu şekilde yaşatan Türkiye Cumhuriyeti Devleti.

Gelinen dünya düzeninde eğer köleliği ve sömürgeyi kabul ederseniz, asla paranızın değeri, diğer dünya devletleri para biriminin karşısında düşmez. 

İngilizlerin ve ABD’nin bu topraklarda her zaman bir planı olmuştur ve bu planın içerisindeki en büyük hamle Türkiye Cumhuriyeti Devletini dağıtmaktır. 

Ülkemizi parçalayıp bölmek isteyenlerin yıllardır planladığı Ortadoğu yapılanmasına ilk neşter son yıllarda İdlip, Cerablus, El-Bab, Rasulayn ve Tel Abyad’da yürütülen sınır ötesi operasyonlarında olmuştur.

Bunun üzerine 300 yıl aradan sonra kendi silahımızı, kendi savaş uçağımızı ve helikopterimizi üretmeye başlamamız ve eşzamanlı olarak yürüttüğümüz Akdeniz Politikası bu oyunun bozulmasının en büyük etkenidir.

Geçtiğimiz haftalarda Suriye Meclisi’nin Hatay kararı ve son zamanlarda Yunanistan’da ABD üssünün kurulması aslında, ülkemiz üzerinde oyun oynayanların sondan ikinci ve üçüncü hamleleri idi.  Son hamle ise ülkemizi ekonomik olarak çökertip sokakları karıştırarak saldırmak idi.

Ülke topraklarında PKK-PYD’nin bitirilmesi ve ülkemiz üzerinde oyun oynayanların süregelen hamlelerinin boşa çıkması, bugünlerde ülkemizde yaşanan ekonomik çökertme politikasının asla işe yaramayacağının göstergesidir. 

Bugün Dünya’nın en büyük ülkelerinden olan Rusya’nın para birimi olan Ruble’nin, TL’den 5 kat değersiz olduğuna baktığımızda, paramızın aslında Sterlin, Dolar ve Euro karşısındaki değer kaybının, insanımızın dışa bağımlı olduğumuz teknolojik aletler dışında yaşam standardını değiştirmeyeceğini net bir şekilde söyleyebiliriz. 

Çözüme geldiğimizde ise hükümetin kesinlikle serbest piyasaya müdahale ederek ülke içi satışlara üst limitler koyması ve ülkenin temel ihtiyaçları olan ürünleri üreten firmalara ihracat kotası getirmesi gereklidir. Memur, işçi ve asgari ücrete, insanımızın oluşan olumsuzluktan etkilenmeyeceği oranda yapılacak bir zam ile 2022 yılı ile beraber yapılacak birim fiyat düzenlemesi ülkemizin refaha kavuşmasını rahatlıkla sağlayacaktır. 

Ve bugün fırsatçılık yapan, elindeki ürünü piyasaya sürmeyip stokçuluk yapan, Devletimizin zor gününde yanında olmayan firmaların tespiti yapılmalı ve bu firmalara kesinlikle yaptırımlar uygulanmalıdır.

Bu noktada Devlet mi batsın firmalar mı sorusuna cevabım nettir. Devlet batmasın.

Bunun yanı sıra Asya Piyasası’na yapılacak ticari atılımlar ile cari açık kapatılarak bölgenin en güçlü devleti olmaya devam edeceğimiz açık ve nettir. 

Halk olarak yapmamız gereken yegâne şey Devletimize güvenmemizdir. Kör olmamamız ve ülkemiz üzerinde oyun oynayanların planını en az 100-150 yıl bozan Ortadoğu hamlelerimizi iyi değerlendirmeliyiz.

Ülkemiz üzerinde oyun oynayanların kaçırdığı nokta ise biz Türklerin esaret altında kalamamak gibi bir kötü huyu olduğudur.

Sağlıcakla kalın.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ahmet ateş
Ahmet ateş - 3 yıl Önce

Şefim çok doğru tespit

Ali Bayracı
Ali Bayracı - 3 yıl Önce

Devlet olmazsa Nizam olmaz Nizam olmazsa Millet refaha ulaşmaz Tebrikler Yusuf Hocam