“Ya bir yol bul, ya bir yol aç yada yoldan çekil”
Konfüçyüs

Her yılbaşı öncesinde belki de tüm yazarların köşe yazılarının ilk cümlesi;

“Vay be! Ne yıldı ama” diye başlıyor dikkat ederseniz. Tüm dünyada, ülkemizde ve şehrimizde 2019 yılı acısı, tatlısı, keşkeleri, doğru ve yanlışları ile mazideki yerini alırken dua, dilek ve temennilerle gelecek yeni yıl 2020’nin tüm insanlığa, ülkemize hayırlar getirmesini umut ediyoruz.

Bence 2019 yılına damga vuran olay Aralık’ın son günlerinde dünya mazlumlarının tek hamisi Reis-i Cumhurumuz Recep Tayyip Erdoğan tarafından gururla hizmete sunulan (27 Aralık) yerli otomobilimiz TOGG olmuştur. Devrim hikayemizi sabote eden kuş beyinlerin artıkları bugün hani fabrikası nerde, şu nerde, bu nerde diyerek asıl gayelerini kusmaya ededursun Türkiye içerde ve dışarıda kıskanılacak, gıpta edilecek hizmetleri yapmaya devam ediyor, edecek de.

Bu ülkeye bir toplu iğne yapmasını dahi reva görmeyenler elbette ilerlememizi, top, tüfek, tank, uçak, füze, otomobil yapmamızı istemeyeceklerdi. Çünkü onların ipi her zaman dışarının elinde birer kukla, batı hayranı birer sülük, mason, lions ve rotary bağlantılı embesiller olarak ataları tapınak şövalyelerinin artıklarıydı zira.

Ve onlar hemen her on yılda bir kasıtlı ve bilinçli olarak gelen darbelere alkış tutan, bu ülkenin ileriye değil geriye gitmesini arzu eden vatan hainleri olarak var oldular ve maalesef var olmaya da devam edecekler.

Malumunuz “devrim” arabasını sabote eden zihniyetlerin tohumları hemen her fırsatta gezi parkı, ağaç katliamı gibi ucube sebeplerle yarın olduğu gibi bugünde, yarında önümüze takoz olmaya devam edecekler.

Vakti zamanında ülkemizi dört bir yandan fabrikalar ve tesislerle donatan, gümüş motor ile bugünün temellerini atan Rahmetli Necmettin Erbakan Hocamızı hayır ve dualarla yâd ederek bugün onun talebesi Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a nasip olan birçok başarılı projeden sonra TOGG otomobili ülkemizin yüz akıdır.

Toplu iğne dahi üretemeyen bu ülke bugün yollar, köprüler, tüneller, hızlı tren, Marmaray, tüm dünya Avrupa’nın hasetle seyrettiği havaalanı, şehir hastaneleri, her ile üniversite, engelli ve yaşlı hizmetleri, TOKİ, eğitim, sağlık, kültür, ekonomi, ticari ve siyasi arenada yüzlerce başarılı projelerle tenkidi değil hayır ve duayı, alkışı hak etmektedir. 

Çok sevdiğim bir sözdür ki;

“Çözümde yer almayanlar sorunun birer parçasıdır” diyor ve hemen her alanda gittikçe büyüyen güzel ülkemize sahip çıkılması gerektiğinin altını çiziyorum.

Yazımı Gümüşhane’nin değerli siması sevgili Hacı Niyazi SADIK ağabeyimizin şu manidar satırları ile bitirmek istiyorum;

“İlk boğaz köprüsüne ‘hayır’ diyenlere rağmen, ikinci FSM Köprüsüne ‘hayır’ diyenlere rağmen, üçüncü Yavuz Sultan Köprüsüne ‘hayır’ diyenlere rağmen, Marmaray’a, Avrasya Tüneline, Kuzey Marmara Tüp Geçidine, Gazi Osman Köprüsü’ne, hızlı trene, Çanakkale Köprüsü’ne karşı çıkanlara rağmen bu mükemmel eserler yapıldı ve yapılmaya da devam etmektedir. At arabası ve kağnıdan başka yerli araba tanımazların ‘istemezük’ avazlarına rağmen yapılacak, ülkemin gururu olan bu eserler kervanına katılacak inşallah.”