DİPLOMALI İŞSİZ GENÇLİK!

TÜİK’in verilerine göre Türkiye’de 2012 yılı sonunda işsiz sayısı 163 bin kişi artarak 2 milyon 884 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı ise yüzde 0,1 oranında artış ile yüzde 10,5 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye tarihinde ilk kez üniversite mezunu işsiz sayısı 600 bin kişi seviyesine ulaştı. Buna göre, her 5 işsizden birini üniversite mezunları oluştururken, diplomalı işsizler ordusunun 241 binini erkekler, 346 binini ise kadınlar meydana getiriyor.

Ben beni bildim bileli takip ederim, her yıl benzer istatistikler açıklanır ve tüm çabalara rağmen bu oranlar ya aynı seviyelerde kalır yada sürekli artış gösterir. Bu istatistiklerin içerisinde beni en çok üzende üniversite mezunu gençlerimiz olmuştur.

Hakikaten gençlerimiz, üniversiteye girebilmek için çalışır, çabalar. Anne ve baba varını yoğunu çocuğu için harcar. Dershaneler, özel kurslar derken, genç nerede ise bitkisel hayata girer. Bir Üniversiteye girebilmek için çocukluğunu gençliğini yaşayamaz. Yüzlerce sınavlar, yüzlerce test çözmeler ve sonuçta sınav günü gelir çatar ve türlü hayaller ile Üniversite sınavına girerler. Geleceğini kurtarmak adına hayatını bu sınav sonucuna bağlarlar. Sonuçta sınavı kazananlar puan durumuna göre  iyi kötü bir Üniversiteye yerleşirler.

Ülkemizde her şehirde en az bir üniversite bulunmakta. Bir çok ilde de rektörler, sırf çok iş yaptım demek ve rant sağlamak için malzemesiz, donanımsız, akademisyensin yeni bölümler açmakta.  Yeni açılan bölümleri yakından tanımayan farklı illerdeki öğrenciler o bölümü tercih edince de hayal kırıklığına uğramakta. Sonra da yeteri kadar eğitim görmeyen, seçtiği alanda tam olarak donanımlı yetişemeyen diplomalı işsiz mezunlar meydana gelmekte.

Mezuniyet sonrası gençlerimizi bekleyen KPSS gibi birçok sınavı da dikkate alırsak, Türkiye gibi bir ülkede, bir genç iyi bir üniversiteden mezun olmamışsa, kendini iyi yetiştirememişse işe girmesi hemen hemen mucizelere kalmaktadır.

Ülkemizi yöneten gelmiş geçmiş tüm hükümetlere bakıyorum, genç ve enerjik bir nüfusa sahip olduğumuzu gururla söylemişlerdir. Ancak bu söylemleri sadece söylemlerinde kalınca gençlerimize hiçbir kazanç sağlayamamışlardır. Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrultusunda, gençlik projeleri geliştiremeyip, topluma ve devlete faydalı nesiller yetiştirememişlerdir. Gizil gücümüzü ve iç dinamiklerimizi iyi yönetememişlerdir.

Oysa ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere gibi küresel güçler, geleceklerini teminat altına alabilmek için eğitime büyük önem vermekte; eğitimde kaliteyi artırabilmek için milyar dolarlar harcamaktadırlar. Onlar, ülkelerinin yirmi yıllık, elli yıllık ihtiyacını düşünmekte, ülke ihtiyacı kadar doktor, hemşire, mühendis, tekniker, öğretmen vs. yetiştirmekte, bu planlı çalışmaları neticesinde mezun olan nitelikli gençler yeni ve daha büyük engellerle karşılaşmadan işbaşı yapabilmekte, tüm donanımını ve gelişimini gelecek kaygısı yaşamadan tamamlamaktadır.

Ülkemizde de yapılması gerekenler bunlar olmalı. Bu amaçla öncelikle, ülke gerçekleri ve dinamikleri bilimsel verilerle ortaya koyulmalı.  Bu verilere göre de bir eğitim projesi oluşturarak ne kadar öğretmene, doktora, mühendise, teknisyene, avukata, teknikere vs. ihtiyacımız var ise; üniversitelerimizin kontenjanlarını bu verilerle doldurulmalı. Yoksa, her şehirde bir üniversite kurup, içi boş donanımsız, araç-gereçsiz bölümlerde gelecek kaygısı yaşayan on binlerce genci mezun etmenin kime ne faydası olacaktır?

Ülkemiz diplomalı işsizler ile değil, üreten, yenilikçi, kendini geliştirmiş, yaratıcı, donanımlı, işi olan diplomalı gençlerimiz ile güneş açmasını istiyoruz. Hayata küsmüş mutsuz gençlerimiz değil, yüzü gülen ufku geniş, hayata sımsıkı sarılan gençler istiyoruz. İşte o zaman daha gelişmiş ve daha büyümüş ülke oluruz. Selam ve sevgiler…
YORUM EKLE
YORUMLAR
diplomalı işsiz
diplomalı işsiz - 12 yıl Önce

https://www.facebook.com/pages/diplomal%c4%b1-i%c5%9fsiz/130522967028767

haberinizi paylaştık....