Geçtiğimiz Eylül ayı içerisinde Dünya Temizlik Günü dolayısıyla TEMA Vakfı, Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Merkezi, Gümüşhane Belediyesi, Lets Do It hareketi ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti Gümüşhane Şubesi ile ortak bir çalışmaya imza atarak ilimiz Süleymaniye Mahallesinde güzel bir çevre temizlik çalışması yapmıştık. Hedefimiz Canca Kalesine doğru giden yol kenarlarında oluşan çevre kirliliğinin ortadan kaldırılarak devamında ise aynı yoldan Gümüşhane şehir merkezine kadar yürüyüp gördüğümüz tüm çöpleri toplamaktı.
Süleymaniye Mahallesinde başlangıç noktamıza gittiğimiz beklediğimizden çok daha büyük bir çöp yığını bizi karşıladı. Çalılar arasına sıkışmış bir şekilde yok olmayı bekleyen onlarca plastik, cam ve katı atık, çöp topladığımız bu yamaçta çevre kirliliği oluşturuyor ve ne yazık ki bir orman yangını riski de barındırıyordu. Üzerindeki etiketlerin sararıp çürümesine bakıldığı zaman yıllar önce atıldığı belli olan çöpler bir yana yakın zamanda atıldıkları belli olan maske, eldiven gibi tıbbi atıklarla da karşılaştık.
Çalışmamıza katılan 7’ den 70 ‘e kadar herkes karşılaştığı çöp yığını karşısında hayrete düşmüş, uzun süren çalışma sonrasında yorulmuştu. Toplamda 50 büyük çöp torbasını dolduracak kadar atığı toplamak bizi o kadar yormuştu ki çalışmaya hedeflediğimiz gibi devam ederek şehre kadar yürüyemedik ve yol boyu kalan çöpleri toplayamadık. Ancak Gümüşhane Belediyesi o çöpleri de toplayarak poşet poşet yol kenarına ayırdı. Dünya Temizlik Günü dolayısıyla yaptığımız bu çalışma sonrasında ardımızda tertemiz bir doğa ve bir daha doğaya çöp atmama konusunda daha duyarlı, kararlı olacaklarına inandığımız insanlar bıraktık.
Temizlik çalışmamız ile Gümüşhane’nin müstesna turizm noktası Süleymaniye Mahallesine değer katmak istedik. Ancak aradan geçen birkaç aylık süre sonrasında özellikle temizlik yaptığımız noktaya gidip baktığımda karşılaştığım tablo ne yazık ki yine aynıydı. Yaptığımız çalışma her ne kadar çok kıymetli olsa da görünen o ki gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakabilmek için sadece temizlik yapmak yetmiyor. Hem yaşadığımız dünyamızın daha yaşanabilir bir yer haline gelmesi için çabalamalı hem de ona zarar vermekten vazgeçmeliyiz. Yaşayabileceğimiz başka bir dünya yok. Sürdürülebilir adımlar atmadığımız sürece doğal kaynaklarımızı yok edeceğiz, hem karada hem denizde çöp kütleleri, dağları görmeye ve eninde sonunda da yaşanamaz bir dünya ile baş başa kalacağız.
Ünlü belgeselci David ATTENBOROUGH “İnsanlık tarımı bulduğundan beri yavaş yavaş doğayla yaşamak yerine kendi yaşam alanını oluşturmaktadır. Bu sanayi devrimiyle birlikte inanılmaz seviyelere gelmiştir. Doğaya karşı değil doğayla birlikte çalışmamız gerekiyor.” diyor. Bunun tek yolu doğanın taşıyla, toprağıyla, havasıyla, suyuyla canlı bir sistem olduğunu kabul etmek değil midir? Süleymaniye Mahallesindeki çöpleri temizlemeyi değil oraya çöp atmamayı öğrenmeliyiz. Sadece Süleymaniye Mahallesine değil doğanın hiçbir noktasına çöp atmamalıyız. Doğaya attığınız bir çöpün oluşturduğu çevre kirliliği başta gözünüze az gelebilir, küçük bir poşet deyip geçebilirsiniz ancak bu çevre kirliliği orayı başka insanların da çöplük sanarak çöplerini atması ve en sonunda da çöp körlüğü oluşturarak normalleştirilmesi ile gelecek nesillere kirli bir doğa bırakmak demek olacaktır.
Sayın ATTENBOROUGH’un da dediği gibi doğaya karşı değil doğa ile yaşamamız gerekiyor. Bunun için lütfen çevre kirliliği konusunda daha duyarlı olalım. Ben, özellikle, Gümüşhane’ye ilk defa gelen dostlarımı şehrin güzide noktalarına götürüp gezdirmek istediğimde onların çevre kirliliği ile karşılaşmalarını hiç istemiyorum. Gümüşhane’de yıllar sonra çeşitli noktalarda çöp dağları görmek istemiyorum. Herkesin duyarlı bir insan olarak çevre kirliliği konusunda dikkatli davranmasını istiyorum. Ve tüm hemşehrilerimizden bu konuda hassasiyet bekliyorum.