“Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin”
ŞEFİK SINIĞ
Bu öyle kutsi bir meslektir ki ölüm döşeğinde olan köy öğretmeni Şefik Sınığ’a yukarıda yer alan o muhteşem sözü söyletebilir. Zira hiçbir meslek öğretmenlik kadar duygu yüklü değildir. Bugün ilkokul öğretmenimizin adını dahi unutturmayan o sevginin tek kaynağı vefadır, kadir kıymet bilmektir, sadakattir.
Siz hiç hastanın doktoruna, müvekkilin avukatına, müşterinin esnafa, cemaatin imama doğru kucak açarak koştuğunu göremezsiniz ama öğrencisinin öğretmenine kocaman yüreği ile koştuğuna şahit olabilirsiniz.
Anne ve babasının elinden tutarak okul gezisine giderken bir öğrenciye hafif dokunan bir araba sonrasında öğrencinin bağırarak;
“Öğretmenim kurtar beni” dediğine şahit oldunuz mu?
Kocayokuş Köyü İlkokulu öğretmeni iken birinci sınıfta okuyan kızımla hemen bitişiğinde ki okula giderken her türlü şımarıklığı yaparken, oynayıp zıplarken ve “baba, baba” diye şirinlikler yaparken okulun sınırından içeriye ilk adımında birden ciddileşerek size “öğretmenim” demesine şahit oldunuz mu?
Siz ilk hatasında kulağından tutup kolluk kuvvetlerine birilerini götürürken sınıfında pahalı bir saati çalan öğrencisini rencide etmeden ve tüm sınıfı tahtaya kaldırarak gözlerini kapatmasını söyleyen ve onlarla birlikte kendi gözlerini de kapatan, saati bulup sahibine teslim ederek o öğrencinin hayatını karartmayan, o öğrencisinin ileride öğretmen olmasını sağlayan bir başka meslek görebilir misiniz?
Bugün mesleğinin otuzuncu yılında Kars Kağızman’da, Kürtün Kırgeriş’te, Gümüşhane Kocayokuş’ta ve Gümüşhane’de içlerinde doktor, hâkim, savcı, öğretmen, psikolog, sanatçı, işçi, asker, polis ve diğer mesleklerde yer alan vatan, millet, bayrak sevdalı yüzlerce öğrencinin yetişmesine vesile oldum.
Bugün ne para, ne başka bir şey onların geldiği bu noktadan daha önemli olmadı benim için. Onların başarısı her daim benim ve tüm öğretmenlerin adeta can suyu olmuştur. Bugün her 24 Kasım’da telefonunuz çaldığında karşıdaki bir sesin titreyerek;
“Öğretmenim hasretle ellerinden öpüyorum” demesinden başka güzel bir melodi duymadı kulaklarımız.
Hele onları çok iyi yerlerde veya herhangi bir iş kolunda adam gibi adam olduklarını görmek onlarla gurur duymamızı sağlayan en itici güç olmuştur bizler için. Çünkü biz öğretmenler öğretimden ziyade bugün en çok ihtiyacını hissettiğimiz güzel ahlak, değerlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz ile sağlam kişiliklerimizin tamamı olduğu eğitime ağırlık vermemizden kaynaklanmıştır.
Bugün mesleğinin sonlarına doğru yetiştirdiği tüm öğrencileriyle gurur duyan bir öğretmen olarak büyük küçük ayırt etmeden kendilerine teslim edilen o tertemiz beyinlere ideoloji değil, vatan, iman, bayrak ve ahlaki değerleri nakış nakış işleyen büyük küçük fark etmez hepsinin o tertemiz ellerinden hasretle öpüyorum.
“Mesleği başında şahadete yürüyen öğretmenlerimin aziz hatıralarına saygıyla….”
BEN ÖĞRETMENİM
Her yer benim vatanım Edirne'den Kars'a dek,
Heybemde kaç bahar sevda dolu bir yürek.
Bir kahpe kurşun ile ölüm gelir gülerek,
Ben yirmi dört yaşında Kubilay öğretmenim.
Sırtımda tahta valiz kitaplarım elimde,
Bir gurbet türküsüdür Anadolu dilimde.
Önümde onca yol var bir mahzunluk halimde,
Ben yirmi üç yaşında Necmettin öğretmenim.
Bir yayla çiçeğinin can buldum kokusunda,
Her hece her cümlenin kan oldum dokusunda.
Kozluk'ta gece vakti vuruldum uykusunda,
Ben yirmi üç yaşında Aybüke öğretmenim.
Bir küçük çantam ile birkaç eşya ederim,
Cehaletle savaşım bir tek buydu kederim.
Diyarbakır Bismil'de yazılmıştı kaderim,
Ben yirmi bir yaşında ben Necla öğretmenim.
Altmış dört senesinde Trabzon'da doğmuşum,
Mardin'in Dargeçit'te cehaleti boğmuşum.
Seksen sekiz yılında ben de şehit olmuşum,
Ben yirmi dört yaşında Muhammet öğretmenim.
Adana Ceyhan'lıyım kalemim barış yazar,
Terör denen bir bela bizlere mezar kazar.
Malazgirt Boyundere orada yaram azar,
Ben yirmi dört yaşında ben Ertan öğretmenim.
Altmış dokuzda doğdum Gümüşhane Şiran'da,
Tunceli Meşeyolu Hamza canla lojmanda.
Doksan üç senesinde şehit oldum bir anda,
Ben yirmi dört yaşında ben Erkan öğretmenim.
Kırşehir doğumluyum can verdim yüreğine,
Tayinim Batman Gercüş'ün Aydınca Köyüne.
Bayrağı indirmedim çekildim direğine,
Ben yirmi beş yaşında Hüseyin öğretmenim.
Kütahya doğum yerim ben Mustafa Çağlar'ım,
Tunceli Mazgirt İlçe Akviran boz dağlarım.
Bir Yirmi Üç Nisan'da kaderime ağlarım,
Ben yirmi beş yaşında Mustafa öğretmenim.
Hayalî iyi tanı onlar böyle şan verdi,
Susamış gönüllere hayat verdi can verdi.
Onlar vatan uğruna bayrak için kan verdi,
Ben elli dört yaşında İsmail öğretmenim.
Tüm öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun. Tüm öğretmenler mutlu olsun umutlu olsun. Saycı ve sevgiyle sağlıklı günler diliyorum. Kutlu olsun.