Gümüşhane çocuğu diğer illere nazaran hayata eksiden başlama zorunda kalan ve ufuk problemi en yüksek olan bir talihsizlikle baş başadır. Ne kadar mazisinde Yama Devri olarak tabir edilen bir yokluk dönemi içinde azmi, cesareti ve sabrıyla başarmanın hazzına ulaşmış atalarının varlığı ve güzel örnekleri olsa da durum bundan ibaret.
Dün ve bugün. Dün yaşandı ve bittiğine göre güzel yanlarını ibret alıp hatalı kısımlarından ders almaktan başka ne işe yarayabilir ki. Yahya Kemal; “Ne harabiyim, ne harabatiyim. Kökü mazide olan âtiyim” diyerek geçmişi silmeden geleceğe sağlam adımlarla yürümenin hesaplarını yapmıştır. Öyle ya geçmişinden ders almazsan tarih tekerrür eder.
Gümüşhane’nin çocuğu ve gençliği herkes bir okurken beş okumalı ve herkes bir adım yürürken en az on adım daha fazla atarak yürümesi hatta koşması gerekir.
Gümüşhane dar coğrafyanın kader diye alnımıza yazıldığı ata yurdumuz. Atıp satamayacağımıza göre bu şehirde ufuklarımızı zorlamanın derdinde olmalıyız. Güzel örnekleri çoğaltarak paylaşmalıyız.
Okul idarecilerimizden küçük bir istirhamım olacak. Öğrencilerimiz haliyle kendi kapasitelerini görmede sıkıntı yaşıyorlar. Bugün ülkemizin ve Gümüşhane’nin üst kilit noktalarında bulunan bürokrat, amir, sanayici, işadamı, siyasetçi, sanatçı ve diğer birçok alanda başarı ile görev yapan Gümüşhanelileri bilemiyor olabilirler. Bu konuda okulumuzun kütük defterinin sayfalarını çevirelim ve okulumuzdan yetişen değerlerin tespitini yapalım. Ulaşabilirsek onları okullarımızda misafir ederek tüm öğrencilerimizin karşısına çıkaralım ve işte bu gördüğünüz kişi bundan yıllar önce şu okul numarası ile falan sınıfta okuyordu. Buradan mezun olunca falan okulu bitirdi ve şimdi şu önemli yerde görev yapıyor. Bu güzel somut örneği gören öğrenci en azından eğitim denen bu sürecin sonuç (ürün) kısmını da görmüş olacaklardır.
Kendini bilmeyen, tanımayan ve değersiz olarak addeden öğrenci inanın bırakın başarmayı kalan ömrünü sağlıksız, mutsuz ve umutsuz olarak geçirecektir. Ben yıllar önce Gümüşhane Kocayokuş Köyü öğretmeniyken kütük defterinde bulduğum isimleri öğrencilerime en güzel örnek olarak sunmuştum. Siyah beyaz fotoğraftaki kişinin Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde görev yapan Prof Dr Necmettin Tozlu olduğunu söylediğimde öğrencilerim neden olmasın dediler. Yıllar sonra o öğrencilerim içinden doktor, öğretmen, mühendis, polis çıktığını görünce hedefime ulaştığımı düşünüyorum.
Adalet ve Milli Savunma Bakanımız Mahmut Oltan Sungurlu Gümüşhane Lisesi’nden, Prof Dr Mustafa Akbulut Öğretmen Lisesi’nden, Tamer Ünsal Endüstri Meslek Lisesi’nden, Mesut Olgun Ticaret Meslek Lisesi’nden mezun olduğuna göre sende neden onlar gibi bugün değişik alanlarda gurur verici yerlerde olmayasın.
O halde sende fazlasıyla olduğuna inandığım azim ve başarı gerçeğini bir an önce ortaya çıkarman ve önünde engel sandığın formaliteleri aşmandır. Ulu önderimizin de buyurduğu gibi “muhtaç olduğun kudret asil damarlarında mevcuttur.”
Dün ve bugün. Dün yaşandı ve bittiğine göre güzel yanlarını ibret alıp hatalı kısımlarından ders almaktan başka ne işe yarayabilir ki. Yahya Kemal; “Ne harabiyim, ne harabatiyim. Kökü mazide olan âtiyim” diyerek geçmişi silmeden geleceğe sağlam adımlarla yürümenin hesaplarını yapmıştır. Öyle ya geçmişinden ders almazsan tarih tekerrür eder.
Gümüşhane’nin çocuğu ve gençliği herkes bir okurken beş okumalı ve herkes bir adım yürürken en az on adım daha fazla atarak yürümesi hatta koşması gerekir.
Gümüşhane dar coğrafyanın kader diye alnımıza yazıldığı ata yurdumuz. Atıp satamayacağımıza göre bu şehirde ufuklarımızı zorlamanın derdinde olmalıyız. Güzel örnekleri çoğaltarak paylaşmalıyız.
Okul idarecilerimizden küçük bir istirhamım olacak. Öğrencilerimiz haliyle kendi kapasitelerini görmede sıkıntı yaşıyorlar. Bugün ülkemizin ve Gümüşhane’nin üst kilit noktalarında bulunan bürokrat, amir, sanayici, işadamı, siyasetçi, sanatçı ve diğer birçok alanda başarı ile görev yapan Gümüşhanelileri bilemiyor olabilirler. Bu konuda okulumuzun kütük defterinin sayfalarını çevirelim ve okulumuzdan yetişen değerlerin tespitini yapalım. Ulaşabilirsek onları okullarımızda misafir ederek tüm öğrencilerimizin karşısına çıkaralım ve işte bu gördüğünüz kişi bundan yıllar önce şu okul numarası ile falan sınıfta okuyordu. Buradan mezun olunca falan okulu bitirdi ve şimdi şu önemli yerde görev yapıyor. Bu güzel somut örneği gören öğrenci en azından eğitim denen bu sürecin sonuç (ürün) kısmını da görmüş olacaklardır.
Kendini bilmeyen, tanımayan ve değersiz olarak addeden öğrenci inanın bırakın başarmayı kalan ömrünü sağlıksız, mutsuz ve umutsuz olarak geçirecektir. Ben yıllar önce Gümüşhane Kocayokuş Köyü öğretmeniyken kütük defterinde bulduğum isimleri öğrencilerime en güzel örnek olarak sunmuştum. Siyah beyaz fotoğraftaki kişinin Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde görev yapan Prof Dr Necmettin Tozlu olduğunu söylediğimde öğrencilerim neden olmasın dediler. Yıllar sonra o öğrencilerim içinden doktor, öğretmen, mühendis, polis çıktığını görünce hedefime ulaştığımı düşünüyorum.
Adalet ve Milli Savunma Bakanımız Mahmut Oltan Sungurlu Gümüşhane Lisesi’nden, Prof Dr Mustafa Akbulut Öğretmen Lisesi’nden, Tamer Ünsal Endüstri Meslek Lisesi’nden, Mesut Olgun Ticaret Meslek Lisesi’nden mezun olduğuna göre sende neden onlar gibi bugün değişik alanlarda gurur verici yerlerde olmayasın.
O halde sende fazlasıyla olduğuna inandığım azim ve başarı gerçeğini bir an önce ortaya çıkarman ve önünde engel sandığın formaliteleri aşmandır. Ulu önderimizin de buyurduğu gibi “muhtaç olduğun kudret asil damarlarında mevcuttur.”