EĞİTİMDE DİJİTAL GERÇEK

Bir çoğunuz e-kitapları duymuşsunuzdur. Her ne kadar basılı bir kitabın kokusunu almadan kitap okuduğum hissine kapılamasam da varlığını inkâr edemeyeceğim bir gerçek bu. İşte basılı kitapların e-kitaplara dönüştürülmesi dijitalleşmeye verilebilecek en basit örnektir. Günümüzde bilginin dijital olarak işlenmesi ve saklanması daha kolay olduğundan dijitalleşme de yaygın hale gelmektedir.

Yaşadığımız dönemin en belirgin özelliği her bireyin bilgisayar/akıllı telefon sahibi olması, çok sayıda yeni bilginin hızlı bir şekilde üretilmesi ve internetin kolay ulaşılabilir hale gelmesi ile bu bilgilerin çok geniş kitlelere ulaşmasıdır. Bu sebeple çocuklarımızı, teknoloji ve dijitalleşmeyi inkâr ederek yetiştirmek günümüzde artık olanaksızdır. Bu durum, dijital araçların dilini keşfederek, yaparak-yaşayarak öğrenen, çoklu işlemler yapabilen bir kuşak oluşturmuştur. Dijital nesil olarak da tabir edilen bu nesil; farklı öğrenme, çalışma, oynama, eğlenme ve sosyalleşme biçimiyle ve günlük yaşamlarında dijital teknolojiler eşliğinde, internetin hayatlarında önemli ölçüde yer bulmasıyla önceki nesillerden ayrılıyor. Dolaysıyla bu neslin eğitim anlayışı da genel/ geleneksel eğitim yaklaşımından farklılaşıyor.  

Toplumun ilerlemesi, kalkınmanın hızlandırılması, sürdürülebilir büyümenin gerçekleşmesinde şüphe yok ki eğitimin apayrı ve vazgeçilmez yeri ve önemi bulunmaktadır. Eğitimin bu eşsiz rolünü üstün bir şekilde yerine getirebilmesi ise, bu alanda etkin ve köklü kamu politikalarının belirlenip duyarlı ve ısrarlı bir şekilde yaşama geçirilmesine bağlıdır. Türkiye, bu konuda henüz istenen noktaya varamamış olsa da, bir takım projeler ve girişimlerle ilerlemeye çalışmaktadır. Bunların başında bir kamu politikası uygulaması olarak “Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH)” Projesi ve “Eğitim Bilişim Ağı (EBA)” gelmektedir.

Muhataplarımız(öğrenciler) bizden, biz değerli öğretmenlerinden, “Web aracılığıyla içerik paylaşımını, web 2.0 araçlarını vb. yöntemlerle zenginleştirilmiş bir eğitimi bekliyorlar. O halde eğitim camiası olarak hep birlikte bu sorunların üstesinden gelelim. Biz öğretmenlerin ve eğiticilerin sahip olması gereken dijital beceri ve yeterlilikleri gözden geçirmeyi artık bir gereklilik olarak görmeli ve pedagojiden uzaklaşmadan dijital teknolojiye geçişi başarıyla sağlamalıyız. Ufuktaki büyük sorunların farkında olmalı bu bağlamda meslek öncesi, meslek içi ve akademik eğitim alanlarında stratejiler oluşturmalıyız.

Pandemi elbet bir gün bitecek. Peki ya dijital gerçeği görmezden gelip kara tahta başına geri mi döneceğiz? Hayır! Bu gerçek artık eğitimimizin vazgeçilmez bir parçası…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Alim Gören
Alim Gören - 4 yıl Önce

2000’lerin henüz başında daha göreve yeni başladığım zamanlarda Dumlupınar’da Canan diye bir öğrencim vardı. Her şeyden önce sorumluluk alan bir öğrenciydi. Aradan geçen zaman, onun bu özelliğini geliştirmiş. Şimdiler yine sorumluluk almış ve en iyi bildiği eğitim alanına dair cümleler kurmuş, pandemi döneminde eğitimcilerin nasıl hareket etmeleri gerektiği hususunda önerilerini sıralamış. (“gumushane.gen.tr”nin yazarlar bölümünde öğrencilerimle karşılaşmak gurur verici.) Ülkemizin ve şehrimizin dertlerine dair kuracağın cümlelerin, sunacağın çözüm önerilerinin işe yaramasını umuyor, başarılar diliyorum Canan Taş.

Gülende KIRDAĞ
Gülende KIRDAĞ - 4 yıl Önce

Canan öğretmenim,
Tebrik ediyorum. Günümüz ve geleceğimizin halini çok açık özetlemişsin. Yazılarının devamını bekliyoruz.