EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ

"Dünyayı yöneten, kalem, mürekkep ve kâğıttır"
Jonathan Swift

Gümüşhane Üniversitesi’nin değerli akademisyeni Taşkın Kılıç ile tanıdık bu değerimizi.

Adı Mustafa Güzelgöz, namı-diğer Eşekli Kütüphaneci. İlk maaşını aldığında hanımına açtı kafasındaki muhteşem projeyi. Güldü geçti hanımı. Görev yaptığı kütüphane müdürü alay etti onunla. Ama o hayalini gerçekleştirmek adına bir eşek satın aldı ve eşeğin her iki yanına epey kitap alacak iki kasa yaptırdı heybe niyetine. Ve kütüphanede ağırlıklı çocuk hikâye kitapları olmak üzere doldurdu kasalara. Ürgüp’ün yakın köylerine sürdü eşeğini. Ödünç verdiği kitaplar sayesinde köylerde bir okuma seferberliği başlamıştı. Kısa zamanda Ürgüp’te o bir halk kahramanı olarak anılmaya başladı. Kendi beldesinde değer bulmasa da yapılan insanlığa faydalı en önemli proje yarışmasında jüri başkanı şu manidar sözlerle birinciliğe layık gördü eşekli kütüphaneciyi;

“Evet arkadaşlar. Elimde iki proje finale kaldı. İlki köprü altı çocuklarının rehabilitesi. Ancak anladım ki Mustafa Güzelgöz’ün projesi daha önemli. Ki eğer o proje uygulansa idi köprü altına düşmeyecekti çocuklarımız.”

Neden mi anlattım bu hadiseyi? Çünkü Gümüşhane’de Gümüşhane Valiliğimizin önderliğinde birçok kitap okuma projesinde yer alan bir okuma sevdalısı olarak bunu yazma gereği duydum. Çıkardığım 12 kitap, yüzlerce köşe yazısı, Hayal Dükkânı kültür sanat sayfası ve diğer sosyal ve kültürel çalışmalarla ilk gayem Kuşakkaya ardını hayal edemeyen çocuklarımıza ve gençlerimize biraz olsun okuma sevdasını aşılayabilmek, hayal kurabilmelerine önayak olabilmek ve kitaplarla onları dost kılabilmekti.

25-27 Ağustos 2017 tarihlerinde yapılan 23. Gümüşhane Festivali’nde davet almasak bile kendi isteğimle Gümüşhane Belediyesi’ne verdiğim dilekçe ile stant isteyip imza günü düzenledim. Ama ne hazindir ki ve tüm çıplaklığıyla gördüm ki Gümüşhane’de kitap okumak belki sonların en sonunda yer alan bir ihtiyaç bile değilmiş. Yapılan onca proje, dağıtılan onca kitap, yapılan birçok çalışma maalesef Gümüşhane gençliği ve çocukları üzerinde müspet bir değişim yapmamış, yapamamış.

Ve yine ne hazindir ki çocuklarının okumasından başka hiçbir hal çaresi olmadığını bildiği halde çocuklarını kitap standına bile yaklaştırmayan anne ve babaları gördüm. Kitap standına bakan anne ve babaları ve bilhassa çocukları çağırarak yanıma ücretsiz imzaladım kitaplarımın birçoğunu.  

Trabzon’da sırtında sepeti ile hamallık yapan bir babanın oğlu olarak kitaplarla dost olmam sayesinde kaderini değiştiren bir okuma sevdalısı olarak bir kişide olsa birinin belki kurtulmasına vesile olabilirim çabasındayım. O yüzden Gümüşhane’de inanın hemen her çocuğa bir kitap imzalayarak onların hayalleri için ter akıtıp gözyaşı dökmeyi ibadet derecesinde önemli görüyorum.

Festivalin içinde ve dışında bana gelen her türlü olumsuzluğu bir tarafa bırakıyorum. Ancak şunun altını bir kere daha çizmek istiyorum ki biz Gümüşhaneliler olarak “En Önemli 100 İhtiyaç Listesi” yapsak inanın kitap okumayı en son maddeye bırakırız.

İşte bu sebeptendir ki çocuklarımız ve bizler inanın hayatımızda en fazla 40-50 kelimeyle cümleler kurabiliyoruz. Meramımızı anlatacak kelimeler ve cümleler bulamıyoruz. Hayallerimizi Kuşakkaya ve Canca arasında ki o derin vadiden dışarıya çıkaramıyoruz.

Çünkü bizler okumuyoruz, okusak bile okuduğumuz anlamıyoruz, okuduğumuzu anlasak bile onunla amel edemiyoruz. Gene o yüzden olacak ki çocuklarımızın ve gençlerimizin dilinde yabancı kelimelerle kurulu küfürler, saygısız ifadeler, gönül kırıcı söylemler artarak devam ediyor.

O halde biz eğitimciler ve ebeveynler olarak bir sigara parasını çocuklarımızdan esirgemeyerek dost yapalım onları kitaplarla. Okulda, işyerinde, evde ve hemen her yerde okuma saatleri yaratalım kendimize. Okuyalım, okutalım, okutturalım.

Ürgüplüler değerini geçte olsa anlamış olacaklar ki “Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz’ün” heykelini yaptırdılar Ürgüp Meydanı’nda.

Biz Gümüşhanelilerin en çok yoğun olduğu birkaç alanda okuma kutuları koyalım sadece. Oradan kitap alsın çocuklarımız ve okuduktan sonra getirsinler. Ve değiş tokuş yaparak daha çok kitapla tanışsın yavrularımız. Tanışsınlar ki tanışmasınlar sigarayla, içkiyle, uyuşturucuyla ve diğer zararlı maddelerle.

Ha ne dersiniz…!?             

YORUM EKLE