FRANSA’NIN ASIL AMACI

       Geçtiğimiz günlerde Fransa Senatosu genel kurulu, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesinin suç sayılmasını öngören yasa teklifini 127 oyla kabul etti. 348 koltuklu Fransa senatosu, 68 senatörün katılımı ve vekâleten oy kullanımı sonucu, 1915 Ermeni iddialarını suç sayan yasa teklifini onayladı. Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin de desteklediği yasayla, Fransa'da 'Ermeni soykırımının' varlığını inkâr etmek suç haline geldi. Soykırımı inkâr edenler 1 yıl hapis ve 45 bin Euro tazminat cezasıyla yargılanacak.

       Bu yasa ne işe yarayacak, halkların dostluğuna mı yarayacak, diplomatik sorunların çözümüne mi yarayacak? Sarkozy’ye tekrar Cumhurbaşkanlığını mı kazandıracak? Türkiye’nin tarih ve din bağının olduğu, Arap coğrafyasında ki etkinliğini mi azaltacak? Yoksa İslam’ı yok etmek için düzenlenen Haçlı seferlerinin Türk milletinin imanının karşısında yerle yeksan olmasını mı ortadan kaldıracak? Fransa, tarihin en büyük iftirasını niçin bu asil millete atmak istemektedir?

       Toplumsal olayların birden fazla sebebi olduğu herkes tarafından bilinir. Bu iftira yasasının sadece Sarkozy’ye seçim kazandırma çalışması olduğunu düşünmek doğru değildir. Dini ve ekonomik faktörleri göz önünde tutmasak gerçekleri göremeyiz. Günümüzde yapılan savaşların asıl sebebini incelediğimizde dini ve ekonomik faktörlerin önemli bir yerinin olduğunu görüyoruz. Batının önde gelen bazı siyasetçilerinin ve düşünürlerinin yazılarını okuduğumuzda Türk milletine karşı ne kadar büyük bir kin ve nefret beslediklerine tanık oluyoruz. Bunların düşüncesine göre eğer Türk milleti İslam’la müşerref olmasaydı Müslümanlık Arap Coğrafyasına sıkışıp kalacak ve bir şekilde haçlı saldırılarıyla yok edilecekti. Ama istekleri gerçekleşmemiş, Türk milleti İslam’la müşerref olmuş ve bu yüce dinin üç kıtaya yayılmasına vesile olmuştur. Birinci sebep, tarihi intikam duygusudur. 

       İkinci önemli sebep, Osmanlı Devletinden koparılan Arap coğrafyasını, Fransa’nın arka bahçesi olarak görmesidir. İki yüz yılı aşkın bir zamandır uykuda olan aslan yattığı yerden başını kaldırmış ve vakur bakışlarla etrafına bakmaktadır. Kan, hızlı bir şekilde vücudunun her yerine akmaktadır. Ve aslanın bacaklarına derman yavaş yavaş gelmektedir.  Fransa’nın asıl gaygısı budur. Fransa, şunu iyi biliyor ki, aslan gücünü toplayıp ayağa kalkarsa Arap coğrafyasını istediği gibi sömüremeyecek ve bu coğrafyada meydana getirdikleri kan ve gözyaşıyla birlikte sökülüp atılacak. Artık Fransa, bu coğrafyada istediği gibi at koşturamamaktan korkmaktadır. Osmanlıdan koparılarak, cetvelle sınırları oluşturulan Arap devletlerinin yöneticilerini istekleri doğrultusunda idare etseler de Arap halkının Türk milletine karşı beslediği muhabbeti ve saygıyı yok edememişlerdir. Fransa’nın, bu yüce milletin tertemiz tarihine kara çalmak istemesinin önemli bir diğer sebebi de budur. 

      Gelelim her fırsatta demokrasi ve özgürlükçü havarisi kesilen zatlara, Demokrasi ve özgürlük adına hepimiz ‘’Ermeni’yiz’’ diye döviz taşıyıp sokakları dolduranlar, tarihin en büyük iftirasına maruz kalan, bu büyük millet için, neden aynı duyarlılığı göstermiyorlar. Belki de kirli ellerini ovuşturup bıyık altından gülüyorlar. Ama bu sevinçleri kursaklarında kalacaktır. Çünkü bu güzel milletin, Yusuf yüzlüleri ve Alperen yüreklileri ülkelerini daima el üstünde tutacak ve onu her zaman ve her mekânda yüceltecektir.       
YORUM EKLE