'GİRİLMEZ' KAPILARDAN GİRDİK İÇERİ...

Başlığa bakıp da yanılmayasınız… Askeri kozmik odalarda dolaşmıyoruz, açılmayan devlet arşivlerinin de içerisinde değiliz. Destur almadan hırsız edasıyla oradan oraya maymuncuk uydurmaya çalışanlardan hiç değiliz, çok şükür. Düsturunca çalarak, cesaretle giriyoruz “Girilmez” kapılardan, üzerinde Girilmez yazmış olsa da genimizde var kuralları çiğnemek ne de olsa…

Bir yılı daha geride bırakmanın arifesinde gezinirken son haftada ki köşemizi Memleket adını halel getirmeden taşıyan, yoğun çalışma temposu içerisinde çalışan, kendileriyle gurur duyduğumuz, mütevazı değerli iki hemşerimize ayırmak istedik…

Sn.Hasan ÇAKICI

Kendileri, Gümüşhane Kürtün Nüfusuna kayıtlı olmakla birlikte, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü mezunu, PTT Genel Müdürlüğünde Başmüfettiş ve Genel Müdür Danışmanı olarak görev yapmakta olan değerli bir hemşerimiz, ağabeyimiz… Kapısına her ne kadar Girilmez yazıyor olsa da düsturunca girince aslında girilmeyecek kapı olmadığının da bir işaretini gösteriyor, TANPINAR ifadesi ile Belki de sadece aramak ve kapıları çalmak kafidir hükmünce… Kendisi ile PTT Camiası içerisinde tanışmakla birlikte bir araya geldiğimiz zaman içerisinde memleket sohbetleri yaparken Kürtün’ün incirli yerleşkesinden, incirinden geçmişte yenilen eriklerinden bahsetmeden geçmek olmazdı… Şimdilerde Hasan Ağabeyimizin memleket ile ilgili öyle hayal ettiği projeler var ki… Köylerde yol kenarlarına mutlaka ve mutlaka meyve ağaçları dikilmeli, sadece yoldan geçen insanlar değil hayvanat da bu meyvelerden faydalanmalı diyor ve de ekliyor: Merkezde dut zamanı geçmişken Zigana’da mevsimin sonunda dut yemek ayrı bir güzel. Hasan Ağabeyimiz diğer yandan hemşeri çalışmalarına değinerek memleket için fedakârlık yapmak gerektiğine inanan birisi olarak her türlü katkı yapma gerektiğinin altını çiziyor. Gönlüne sağlık Hasan Ağabey…

Sn.Abdullah UÇAN

Kendileri, Gümüşhane Merkez Arzular Nüfusuna kayıtlı olmakla birlikte, KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü ve de aynı zamanda İşletme mezunu. İnşaat Mühendisliği alanında Yüksek Lisansını yaptığı yıllar ortak “Akademisyen” hayatımızdan tanışıyoruz kendisiyle. Akademisyenliğin ardından Belediyecilik alanında başarılarını devam ettiriyor, şimdilerde İstanbul Sultanbeyli Belediye Başkan Yardımcılığı görevini yürütmekte. Geçenlerde Abdullah kardeşimizin Belediye işleri münasebetiyle Çevre ve Orman Bakanlığına yolu düşmüşken bize de uğradılar, bir çayımızı içtiler memnun olduk. Kolay değildi tabi ki İstanbul gibi bir yerde belediyecilik yapmak. Burada hizmet veren, dünyanın neresinde olsa verir diye düşünüyoruz. Yoğun bir tempoda çalışıyor Abdullah biliyorum ama yine de halinden şikâyetçi değil. Ya Abdullah nedir bu kardeşim her yerde en zor işler hep Gümüşhanelilerin omzunda deyince, e kardeşim biz Gümüşhaneliyiz iş verdin mi yaparız, yaptıkça da üzerimize iş alırız, sonuçta operasyonel insan olmak buymuş demek ki… Yüreğine Sağlık kardeşim…

Şimdi şöyle bir sağa sola dönüp baktığımızda nerde bir zor görev, zor iş varsa Gümüşhaneliler orada. Kendileri vitrinde yoklar ama emekleriyle, özverileriyle 1.adamı dik tutma adına hep arkadalar. Çok şükür bizim insanımız girdiği her işin üstesinden geliyor, geliyor da ne zaman bizim hemşerilerimiz, bürokratlarımız, 2. 3…Adamdan kurtulup 1. Adam olacaklar. Her ne kadar Gümüşhane insanına 1.sıra yakıştırılma da, uygun görülmese de bu gün o sırayı çoğu insandan daha önce hak eden nice hemşerimiz, ağabeylerimiz, kardeşlerimiz var. Yeter ki onlara gerekli destek verilsin, sahip çıkılsın, görev verilsin Müsteşarda olurlar, Genel Müdürde olurlar, Belediye Başkanı da olurlar. Destek verilsin hatta Cumhurbaşkanı bile olurlar…

Sevgi ve Saygılarımla…
YORUM EKLE