GORONA ve CORONA

“Kul azmazsa Hak bela yazmaz”
Atasözü

Her Gümüşhaneli bu yazımın başlığındaki kelimenin manasını bilir ve büyüklerinden mutlaka ‘Seni gidi gorona’ zılgıtını yemiştir. Atalarımız ileri görüşlü olacaklar ki bugün dünyayı kasıp kavuran corona virüsünü asırlar ve yıllar öncesinden bilebilmişlerdir. 

Gelelim corona virüsün hikâyesine. Coronaviruslar (Koronavirüs), Coronaviridae ailesi içinde bulunurlar. Başlıca dört türde sınıflandırılırlar. Bunlar: Alfa, Beta, Gama ve Delta Coronaviruslar’dır (koronavirüs). İnsan, yarasa, domuz, kedi, köpek, kemirgen ve kanatlılarda bulunabilmektedirler. (evcil ve yabani hayvanlarda). İnsanlarda Coronavirus’un (koronavirüs) neden olduğu hastalık spektrumu basit soğuk algınlığından ağır akut solunum sendromuna (Severe Acute Respiratory Syndrome, SARS) kadar değişkenlik gösterebilmektedir. İnsan ve hayvanlarda çeşitli derecelerde respiratuar, enterik, hepatik, nefrotik ve nörolojik tutumlarda seyreden klinik tablolara neden olabilmektedir. COVID-19 virüsü, SARS-CoV ve MERS-CoV’unda içine bulunduğu beta-coronavirus (beta- koronavirüs) ailesi içinde yer almaktadır.

Peki, corona’dan korunma yolları nelerdir. 

Enfekte olmuş kişilerle yakın temastan kaçınacağız,

El hijyenine dikkat etmeli, sık aralıklarla elleri en az 20 saniye sabun ve su ile yıkamalı; sabun ve su olmadığı durumlarda alkol bazlı el antiseptiği kullanmalı; özellikle hasta insanlar veya çevresi ile doğrudan temas ettikten sonra elleri mutlaka yıkamalıyız,

Çiftlik veya vahşi hayvanlarla korunmasız temastan kaçınmalıyız,

Enfekte durumunda mesafeyi korumalı, öksürürken, hapşırırken tek kullanımlık kâğıt mendil ile ağzı ve burnu kapatmalı, göz, burun ve ağza dokunmaktan kaçınmalıyız,

Enfekte olan kişilerin dokunduğu yüzeylerin dezenfekte edilmesi sağlanmalı,

Et, yumurta gibi hayvansal gıdalar iyice pişirilmeli,

Hastalar mümkünse kalabalık yerlere girmemeli, eğer girmek zorunda kalınıyorsa ağız ve burun kapatılmalı, mümkünse tıbbi maske kullanılmalıdır.

Öte yandan son yıllarda Uygur Türklerini katleden, işkencelerle hayatlarını kabusa dönüştüren, mazlumların ahını alan, cenin başta olmak üzere her türlü canlıyı ve pisliği yiyen ve mikrop içinde yaşayan Çin’de bu virüsün ilk olarak görülmesi Rabbimizin bir cezasıdır diye düşünüyorum.

Ve ben başta Çin’de sonrasında İran, İtalya olmak üzere birçok ülkede görülen bu virüsü biz insanlara Rabbimizin bir ilahi mesajı olarak görüyorum.  Çin ve diğer ülkelerin gerçek rakamı gizlediğini varsayarsak binlerce kişinin hayatını kaybettiği aşikârdır. 

Bu nedenlerdir ki ‘kul azmazsa Rabbim bela yazmaz’ gerçeği ışığında Lut kavmi ve diğer azıtan kavimlerin helak olmaları havsalamızda duruyor zira. 

Avusturalya’da on binlerce devenin suları tükettiği saçmalığı ile katledilmesi, hiçbir günahı olmayan Uygur Türklerinin ve diğer mazlumların hunharca katledilmeleri karşısında Rabbimizin hesabı geri durur muydu sanıyorsunuz?

Biz gerçekten inanan Müslümanların günde beş vakit kılması, bu beş vakitte abdest alarak hijyen ve temizliğe riayet etmesi, kul hakkına girmemesi, hiçbir canlıya zarar vermemesi gibi hasletleri ile corona denen bu illetten zarar görmeyecektir. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Gürkan EKMEKÇİ
Gürkan EKMEKÇİ - 5 yıl Önce

Tebrik ederim abi. Çok iyi izah etmişsin.