Geçtiğimiz hafta içerisinde Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Sn. Zeybek Heyeti ile birlikte Gümüşhane Üniversitesi Vakıf çalışmaları için Ankara’daydı. Heyette görevli arkadaşımız, dostumuz Doç. Dr. Fatih YALÇIN ve akraba-i talugattan, ağabeyimiz Doç. Dr. Mümin HAKKIOĞLU ile de ayrıca görüşme fırsatımız da olmuş oldu.
İstanbul’da GÜSİAD Başkanı Sn. Yüksel YALÇIN’ın öncülüğünde gerçekleşen toplantılardan sonra Ankara’da, Ankara Konağında GİAD Başkanı Erdal KURT’un öncülüğünde gerçekleşen toplantı ile de halka tamamlanmış oluyordu. İş adamları, Bürokrasi, Akademisyenler ve Sivil Toplum Kuruluş Temsilcileri ile bir araya gelinmiş ve bir sinerji oluşturulmuştu.
Rektör Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek’in üniversite ve vakıf kuruluş sürecine ilişkin sunum yaptığı toplantıya Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen, Kelkit Belediye Başkanı Ünal Yılmaz, Şiran Belediye Başkanı Yavuz Altıparmak, Gümüşhaneli akademisyenler, iş adamları, Gümüşhaneli sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ve üyeleri katıldı.
Satır arası notlara gelince…
2017 yılında ilk kez Uluslararası Gümüşhane Sempozyumu düzenlediklerini anımsatan Rektör Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, 2018 yılında ise 7 adet uluslararası sempozyum düzenleyeceklerini açıkladı. Rektör konuşmasında “Bundan sonra tematik olarak sempozyumlarımız devam edecek. ‘Bir ülke bir bilge’ sloganı ile bizim kültürümüze, coğrafyamıza mal olmuş bir ismi bir hafta boyunca Türkiye gündemine, uluslararası gündeme taşımayı amaçlıyoruz. Bu yıl ki ilkini düzenleyeceğimiz sempozyum Aliya İzzetbegoviç ile ilgili olacak. Bunun için dün Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA ) ve ilgili kuruluşlarla destek görüşmelerimiz oldu. Olumlu sonuçlar aldık. Gelecek yıl Cengiz Aytmatov, Bahtiyar Vahapzade gibi isimleri konu alacak uluslararası sempozyumlar düzenleyeceğiz.
Bunun yanı sıra Gümüşhane’nin turizm bakımından beklentilerini hepimiz biliyoruz. Ama henüz tur güzergâhlarına girmemiş olmamız, gelen turist sayısı gibi birtakım negatif görünen yönlerimiz olsa da aslında bütün doğal ve tarihi çekiciliklerimizi bir şekilde bugüne kadar korumuş olma gibi bir avantajımız var. Bu nedenle de Gümüşhane’mizi turizm açısından daha iyi tanıtmak için Uluslararası Turizm Sempozyumu düzenleyeceğiz. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) geçtiğimiz yıl 5 üniversiteyi bölgesel kalkınmada misyon odaklı üniversite olarak belirlemişti. 10 üniversiteyi de araştırma üniversitesi olarak desteklemeyi kararlaştırdı. Bu yıl bölgesel gelişme odaklı misyon üniversitesi olarak seçilen üniversite sayısını artırma kararı aldı. Biz de üniversite olarak öncelikli olarak madencilik konusunda talip olduk. Gümüşhane yöresinin ilk çağlardan gümümüze kadar gelen madencilik potansiyelinin arka planını ve birikimini, madenciliğin Gümüşhane için ne denli önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Süleymaniye’deki Metin Akagün Konağı üniversitemize tahsis edildi. Bitişiğinde belediye ile yaptığımız bir protokol ile bize arsa verildi. Burası için niyetimiz, bir maden müzesi oluşturmak. Onunla ilgili finansmanı arayış çalışmalarımız da devam etmektedir.
Rektör kurulacak vakfın önemine dair yaptığı konuşmada ayrıca “Niçin Üniversite Vakfı kurmak istiyoruz? Bizim şu anda üniversite olarak genel bütçemiz dışında herhangi bir gelirimiz bulunmuyor. Bu nedenle de sosyal ve kültürel olarak öğrencileri çeşitli yönleriyle destekleyecek gayretlerimiz olamıyor. Vakfın kurulmasının çok çeşitli gerekçeleri var. Bunlardan bir tanesi öğrencilerimize vakıf sayesinde burs desteği vermek istememizdir. Öğrencilerimizin önemli bir kısmı dar gelirli ailelerin çocukları. Bazıları çalışıyor. Öğrencilerimize burs vermek istiyoruz. Akademik olarak öğretim üyelerimizi araştırma konularında desteklemeyi amaçlıyoruz. Bizim bu yılki toplam bilimsel araştırma projemizin maliyeti genel bütçe içinde 463 bin lira ediyor.
Bu kapsamda istiyoruz ki sürdürülebilir bir vakıf olsun, 2-3 yıl sonra kapanacak sadece adı olan bir vakıf olmasın. Bu noktada ortak aklı kullanmaya çalışıyoruz.” açıklamasında bulundu.
GİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Kurt, bu etkinliğe ev sahipliği yapan Yönetim Kurulu Üyesi Engin Balaban’a teşekkür ederek başladığı konuşmasında, bir yıl içinde 100’ün üzerinde faaliyet yaptıklarını söyledi. Kurt, “Vakfa ilişkin yaptığımız toplantıda hedefimiz daha sağlam bir çatı olması. Bu günkü amacımız bir bilgilendirme toplantısı yapmak. Biz önümüzdeki günlerde işadamlarımız, akademisyenler ve STK temsilcilerimizle bir araya gelerek bu vakfa nasıl katkıda bulunuruz, neler yapabiliriz, bunun değerlendirmesini yapacağız.” dedi. GÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yalçın da “GÜSİAD olarak üç ay önce üniversiteyi davet ederek, üniversite sektör işbirliği adı altında bir program icra ettik. Bugün marka olarak söyleyeceğimiz üniversitelerin en önemli özelliği üniversite sanayi işbirliğinin olması. Üniversiteler hiçbir zaman iş dünyasından bağımsız düşünülemez. İstanbul’da Gümüşhaneli iş adamları inşaat sektöründe bir marka. Dolayısıyla bu marka gücünü üniversitenin inşaat mühendisliği bölümüyle birlikte yürüterek, hem iş adamlarımızın daha güçlü markalaşmasını sağlamamız lazım hem de üniversiteye bir katkı yapalım. Bir tema ürettik ve dedik ki: ‘En iyi inşaatı Gümüşhaneliler yapar en iyi inşaat mühendisi de Gümüşhane’den mezun olur.’ Gümüşhane Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nü özellikli bir bölüm yapma yönünde kararlar aldık. Yaklaşık 68 inşaat şirketinden müteşekkil olan inşaat meslek komitemiz, Nisan ayında Gümüşhane’de İnşaat Mühendisliği birimiyle bir araya gelecek. Üniversitemizden bir danışman akademisyen arkadaşımız var. Turizm, enerji ve gıda alanında 4 akademisyeni danışma kuruluna aldık. Mayıs ayında Gümüşhane Üniversitesi ile protokol imzalayacağız. Amacımız Gümüşhane Üniversitesi’nde okuyan öğrencileri iş dünyasıyla buluşturmak. 40 kişilik bir öğrenci grubunun stajlarını da İstanbul’da inşaat şirketlerinde yapmalarını sağlayacağız. Bu model uygulama ile artık Gümüşhane Üniversitesi tercih edilen ve kendi kendine markalaşan bir üniversite olacak. Önümüzdeki aylarda İnşaat Mühendisliği’nde bir teknoloji laboratuvarı kurmak için planlamamız var ve bunun bütçe çalışmalarını oluşturuyoruz. Teknopark ve teknoloji geliştirme ofisleri üniversiteler için önemli projeler üretiyor. Bu çalışmalar ancak vakıf üzerinden olur. Rektör bir girişimde bulundu. Bizim de kendisine ve ekibine destek olmamız gerekiyor.” dedi.
33 senedir vakıf çalışmaları içinde bulunduğunu belirten Işık Üniversitesi Rektörü Gümüşhaneli hemşehrimiz Prof. Dr. Cemal İbiş ise konuşmasında, “Bugün ister vakıf olsun ister devlet olsun üniversiteler eğer finansal destekleri yoksa başarılı olamıyorlar. Dünyanın en iyisi Harward Üniversitesi, bağışlardan toplanan 35.7 milyar dolar fonla ayakta kalıyor ve dünya birincisi oluyor. Eğer kaynağınız yoksa, finansal gücünüz yoksa, iyi üniversite olamıyorsunuz. Türkiye’deki en iyi üniversitelere baktığınızda hepsinin çok ciddi fonu, finansal kaynağı bulunuyor. Boğaziçi Üniversitesi’nin mezunlar derneği var. Geçen sene topladıkları bağış 3 milyon lira. ODTÜ Teknopark, Merkez Bankası gibi para basıyor. Vakıf üniversiteleri içinde Bilkent, Koç gibi üniversitelerin arkasında çok ciddi bir finansal destek var. Eğer Gümüşhane’yi hepimiz seviyoruz iyi bir yere getirmek istiyorsak, finansal gücü olması lazım. Bu finansal gücü en iyi modelleme şekli vakıf kurmaktır. İçiniz rahat olsun, gönlünüz ferah olsun, maddi olarak destek verin, gönlünüz hoş olsun. Maddi olarak veremiyorsanız aklınızın zekâtı olsun, destek olun. Gümüşhane Üniversitesi finansal kaynağı olmadan bir yere kadar büyür. Eğer Gümüşhane Üniversitesi’ni bir yerlerde görmek istiyorsak, bizim üniversiteyi finansal olarak ciddi bir şekilde desteklememiz lazım. Bunun en iyi yolu da vakıftır.” ifadelerine yer verdi.
Niyet hayır, akıbet hayır demişler. İnşaAllah hayırlı olur.
Sevgi ve Saygılar.