Gümüşhane’nin merkeze bağlı Dörtkonak köyünde yaşayan 87 yaşındaki Ali Ergin, 62 yıldır köyüne yağan her santim kar yağışından, doğan-ölen, evlenen herkesi not ediyor.
Eşiyle birlikte köyde yaşayan ve Ali Çavuş olarak anılan Ali Ergin’in yazma merakı babasına sorduğu bir soruyla başladı. Babasının telkiniyle birlikte onun söylediklerini not etmeye başlayan Ali Çavuş, o günden sonra köyünde, şehrinde, dünyada olan herşeyi defterlerine not etmeye başladı. Nereye giderse gitsin defterini yanından ayırmayan Ergin, geçtiğimiz yıl Bursa’da ameliyat olduğu sırada bile defterinin baş ucunda olduğunu söyledi.
Bugüne kadar kızıpta yaktığı hiçbir defterinin bulunmadığını kaydeden Ergin, eskiden not tuttuğu cep ajandalarını yer sıkıntısından dolayı yaktığını ama büyük boy ajandaları sakladığını belirtti. 7 çocuk, 25’den fazla torun sahibi olan Ergin, torununun çocuğunu gördüğünü ve sağlığının yerinde olduğunu dile getirdi.
"O RÜTBEYİ SANA BABAN MI VERDİ?"
Otuz ay süren askerliği sırasında bir anısını paylaşan Ergin, isminin Ali Çavuş kalmasının sebebini şöyle açıkladı: “Birgün mevzideyim. Tatbikattayız ve manevra var. Bir baktık ki 5-10 atlı süvari geliyor. Benim olduğum yere yaklaştılar. Gelen ordu komutanıymış. ‘Çavuş’ diye bağırınca mevziden sıçradım. ‘Emredin Komutanım’ dedim ‘Ali Ergin’. ‘O rütbeyi sana baban mı verdi? Onu sana ordu verdi. Kimse elinden alamaz’ dedi. O günden sonra herkes bana Ali Çavuş demeye başladı.”
Köyü ve şehrinin yanısıra dünya genelinde yaşanan büyük olayları da kaydeden Ergin, sıkı bir haber takipçisi. 1950 yılından beri defterlerine not tuttuğunu, o tarihten önce köyünde yaşananları da yaşlılardan alıp defterlere kaydettiğini belirten Ergin, “O tarihten itibaren harfiyen hiç şaşmadan yazdım. Defterlerde ABD’de uçak düştüğünden, Japonya’da meydana gelen depremlere, çatışmalara, gemi batıklarına kadar herşey yazılı. Bunların yanında köyümde kim evlendi, kim öldü, ne kadar kar yağdı, kaç santim kalınlığında gibi herşey günlük olarak yazılmıştır.”
“Tarihe gelende benimle çok kişi tartışamaz” diyerek iddiasını ortaya koyan Ergin, “Bilenle bilmeyen bir olmaz” diye konuşan Ergin, “Şuanda elimde 40’ın üzerinde defter var. Babam Rus Harbinde asker idi. Sordum ona nerede askerdiniz diye? O da bana çıkar defterini dedi. Bende o anlattı yazdım. O günden beri herşeyi yazarım.” şeklinde konuştu.
Eşinin evlendiklerinden beri defter tutmasının kendisini rahatsız etmediğini belirten hayat arkadaşı Fikriye Ergin ise “Ben Ali beye, ‘Sen okusa idin Cumhurbaşkanı da olurdun, Başbakan da olurdun. O notların günlükçüsü nerde?’ diye söyledim o da bana ‘Ben itibar kazanıyorum’ diye cevap vermişti.” dedi.
Güncelleme Tarihi: 10 Eylül 2012, 08:14
Eşiyle birlikte köyde yaşayan ve Ali Çavuş olarak anılan Ali Ergin’in yazma merakı babasına sorduğu bir soruyla başladı. Babasının telkiniyle birlikte onun söylediklerini not etmeye başlayan Ali Çavuş, o günden sonra köyünde, şehrinde, dünyada olan herşeyi defterlerine not etmeye başladı. Nereye giderse gitsin defterini yanından ayırmayan Ergin, geçtiğimiz yıl Bursa’da ameliyat olduğu sırada bile defterinin baş ucunda olduğunu söyledi.
Bugüne kadar kızıpta yaktığı hiçbir defterinin bulunmadığını kaydeden Ergin, eskiden not tuttuğu cep ajandalarını yer sıkıntısından dolayı yaktığını ama büyük boy ajandaları sakladığını belirtti. 7 çocuk, 25’den fazla torun sahibi olan Ergin, torununun çocuğunu gördüğünü ve sağlığının yerinde olduğunu dile getirdi.
"O RÜTBEYİ SANA BABAN MI VERDİ?"
Otuz ay süren askerliği sırasında bir anısını paylaşan Ergin, isminin Ali Çavuş kalmasının sebebini şöyle açıkladı: “Birgün mevzideyim. Tatbikattayız ve manevra var. Bir baktık ki 5-10 atlı süvari geliyor. Benim olduğum yere yaklaştılar. Gelen ordu komutanıymış. ‘Çavuş’ diye bağırınca mevziden sıçradım. ‘Emredin Komutanım’ dedim ‘Ali Ergin’. ‘O rütbeyi sana baban mı verdi? Onu sana ordu verdi. Kimse elinden alamaz’ dedi. O günden sonra herkes bana Ali Çavuş demeye başladı.”
Köyü ve şehrinin yanısıra dünya genelinde yaşanan büyük olayları da kaydeden Ergin, sıkı bir haber takipçisi. 1950 yılından beri defterlerine not tuttuğunu, o tarihten önce köyünde yaşananları da yaşlılardan alıp defterlere kaydettiğini belirten Ergin, “O tarihten itibaren harfiyen hiç şaşmadan yazdım. Defterlerde ABD’de uçak düştüğünden, Japonya’da meydana gelen depremlere, çatışmalara, gemi batıklarına kadar herşey yazılı. Bunların yanında köyümde kim evlendi, kim öldü, ne kadar kar yağdı, kaç santim kalınlığında gibi herşey günlük olarak yazılmıştır.”
“Tarihe gelende benimle çok kişi tartışamaz” diyerek iddiasını ortaya koyan Ergin, “Bilenle bilmeyen bir olmaz” diye konuşan Ergin, “Şuanda elimde 40’ın üzerinde defter var. Babam Rus Harbinde asker idi. Sordum ona nerede askerdiniz diye? O da bana çıkar defterini dedi. Bende o anlattı yazdım. O günden beri herşeyi yazarım.” şeklinde konuştu.
Eşinin evlendiklerinden beri defter tutmasının kendisini rahatsız etmediğini belirten hayat arkadaşı Fikriye Ergin ise “Ben Ali beye, ‘Sen okusa idin Cumhurbaşkanı da olurdun, Başbakan da olurdun. O notların günlükçüsü nerde?’ diye söyledim o da bana ‘Ben itibar kazanıyorum’ diye cevap vermişti.” dedi.