Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ve Milli Gençlik Vakfı (MGV) Çanakkale Zaferi’nin 106. yıl dönümünde aziz şehitlerimizi “250 bin Şehide 250 bin Hatim" kampanyası vesilesiyle hatimlerle ve dualarla yad ediyor.
AGD’nin online olarak başlattığı çalışma agdhatim.com üzerinden devam ediyor. Çanakkale Şehitlerimizin ruhuna hatim ve cüz almak isteyenler web sitesi üzerinden kampanyaya katılım gösteriyorlar. Hatimlerin duası ise 31 Mart Çarşamba günü gerçekleştirilecek.
AGD Gümüşhane Şube Başkanı Naci Şenel, Çanakkale Zaferi’nin 106. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada ise tarihin sadece anmak için olmadığını anlamak ve ders çıkarmak için var olduğunun kavranması gerektiğini söyledi.
Çanakkale Zaferi’nden alınması gereken en önemli dersin birlik ve beraberlik olduğunu vurgulayan Şenel, “Bundan 106 yıl önce Çanakkale’de ortaya konan kardeşlik iklimini, bütün coğrafyaya yayacak şekilde yeniden inşa etmek zorundayız. Çünkü biz bir ve beraber olursak aşamayacağımız hiçbir engel, bozamayacağımız hiçbir oyun yoktur. Dedeleri Çanakkale’de omuz omuza çarpışırken şehit düşenlerin torunları bugün aralarına fitne tohumları ekilerek birbirine düşürülmeye çalışılıyor. İslam coğrafyası, etnik, bölgesel ve mezhepsel farklılıklar tahrik edilerek parçalanmaya çalışılıyor. Bu oyunu bozmanın yolu daha fazla birlik, daha fazla beraberlik ve daha fazla kardeşliktir. Daha fazla adalet, daha fazla özgürlüktür. Bugün Çanakkale’yi anlamak için metrekareye düşen 6000 merminin kokusunu almamız gerekir. Ecdad-ı Şehidimiz burada, Hakk’ın batıla galip gelmesi için şehit düştüler. Bu İslam topraklarını emperyalistlere çiğnetmemek için Hakk’a yürüdüler. Müslümanların birliği ve dirliği için Hakk’a yürüdüler. İslam’ın baş şehri İstanbul düşmesin diyerek Hakk’a yürüdüler. Mekke için, Medine için, Kudüs için, Şam için, Bağdat için, Diyarbakır için Hakk’a yürüdüler. Bunun manasını anlamamız gerekir” dedi.
“Çanakkale Bir Ümmetin Müdafaasıdır”
Başkan Şenel, şunları söyledi: “Çanakkale’nin yeryüzünü fesada vermekten çekinmeyen bir gareze karşı Hayber’dir. Çanakkale, modern çağın kan ve gözyaşı ile beslenen Ebu Leheb sürülerine karşı Bedir’dir. Çanakkale, kadim bir sözün şehitlerle bereketlendirildiği Uhud’dur. Burada hiçbir zaman unutmamamız gereken bir gerçek vardır: Bize Coğrafi Keşifler diye anlatılan tarih bir yağmanın başlangıcıdır. Amerika’da Kızılderililerin, Avustralya’da Aborjinlerin soykırıma tabi tutuluşunun tarihidir. Afrika’nın çocuklarının deniz aşırı topraklarda köle yapılışının tarihidir. Avustralya’da, Afrika’da, Amerika’da iyice palazlanıp büyüyen emperyalizm 1915’de gözünü Müslümanların coğrafyasına dikmiştir. İşte iki yüz elli bin delikanlının Çanakkale’de şehadeti bu sömürü projesine karşı direnişin adıdır. Çanakkale; Bağdat’ın, Şam’ın, Diyarbakır’ın, Van’ın, İstanbul’un, Kudüs’ün, Mekke’nin Medine’nin müdafaasıdır. Çanakkale; Türk, Kürt, Arap, Fars, Malay, Habeş, Arnavut, Boşnak, Çeçen, Afgan topyekûn bir ümmetin müdafaasıdır. Çanakkale’de toprağa düşen iki yüz elli bin delikanlının şehadeti, 630’da Hazreti Muhammed (s.a.v.) önderliğinde fethedilen Mekke’nin, 636’da Hazreti Ömer hilafetinde fethedilen Kudüs’ün, 639’da İyaz Bin Ganem kumandasında fethedilen Diyarbakır’ın, 1453’de Fatih Sultan Mehmet komutasında fethedilen İstanbul’un kardeşliğinin teminatıdır. Çanakkale öncelikle bunu bilmektir, bunu anlamaktır, buna inanmaktır ve bunun için çalışmaktır. Bizler de Millî Görüş gençliği, Anadolu Gençlik erleri olarak bu inançla çalışmalarımızı yarım asırdır sürdürme gayreti içerisindeyiz. Erbakan Hocamızın söylediği; “Bir milletin asıl gücü; tankı, topu, tüfeği değil inançlı ve imanlı gençliğidir” sözü bizim gençliğimizi ve çalışmalarımızı tasvir eden en güzel sözlerdendir.”